Fırtınada dayak yiyen tekne gibiyim

"Bu yaz denize açılmak için Boatshow’da olmanın tam zamanı" diyor, kapılarını yarın kapatacak olan Istanbul Boat Show’u düzenleyen NTSR’nin Genel Müdürü Serkan Tığlıoğlu.

Gerçekten de kış ayları düş aylarıdır hep. Broşürlere bakılır, tekne fuarları beklenir, tekneler gezilir. Önce kafada, sonra kağıt üzerinde hesaplar yapılır; ya karar verilir, ya da karar bir sonraki kışa ertelenir.

"Mum dibine ışık vermez" örneği, bu yıl İstanbul’daki bu tekne fuarına gidemedim. Nedeni tembelliğim değil; gerçi o da olabilirdi ama...

Yazarınız, bu satırları yazarken, 39 civarında ateş ve yeri göğü sarsan öksürük nöbetleri ile boğuşuyor; dinmeyen bir fırtına gibi. Tam bitti derken yeniden bastıran öksürük, epeyce hırpaladığı için, birkaç gündür, Marmara Denizi dalgaları gibi sık aralıklarla gelen öksürük nöbetleri ve Orsa’yı nasıl yazabileceğim dışında pek bir şey düşünemiyorum. Fırtınada dayak yiyen eski bir tekne gibiyim şu anda.

Tabii fuar da böylelikle güme gitmiş oluyor. O yüzden ben size şimdi fuarı anlatamıyorum.

Gidip kendiniz bakabilirsiniz.

*

Tania Aebi adını belki biliyorsunuzdur. Tam 20 yıl önce, 19 yaşındayken tek başına çıktığı yelkenli dünya turunu 2.5 yılda tamamlayarak tarihe geçmişti. Zaman akmış, gitmiş. Tania şimdi 39 yaşında; boyunca iki oğlu var. Kocasından boşanmış.

"Çocuklar ve teknelerle ilgili en ucuz şey laftır" diyor ve ekliyor: "Geçen yıl bir sabah uyandığımda, zengin olmayacağımın farkına vardım. Çocuklarım büyümeden onlarla daha fazla konuşmalıydım."

Bunun yolu da belli; tekneyle açılmak ve uzun yelken seyirleri yapmak. Ama ondan önce mutluluk vermeyen ve bittiği belli olan bir evliliği sona erdirmek gerekmiş.

Bu ilginç kadının oğulları ile yaşadıklarını çok sevdiğim Amerikan yelken dergisi Cruising World’de bundan böyle her ay okumak mümkün olacak.

*

Kadın deyince....

Denize çıkmayı genellikle erkek ister; fuarda tekneleri gezdikten sonra, ilk anlaşmazlıklar, hanenin kadın olanıyla tabii ki, daha arabada başlar. Evde de sürer, sürebilir.

Hedef ortaklığında buluşulduğunda ise tadından yenmez. Ama orada da şöyle bir sorun çıkar: Erkek ve kadının yelkeni öğrenme, denizi sevme eğrilerindeki farklılık yeni bir sürtüşme nedeni olabilir.

Yelkene gönül verenlerin, bu işi birlikte değil, ayrı ayrı öğrenmesinin daha doğru olduğunu söylüyor bilenler. Birlikte eğitim, varolan ilişki şeklinin eğitime de yansımasına yol açıyor ve sorunlar yaratıyormuş.

Benden söylemesi, tekneyi fuarda aldınız diyelim, eğer birlikte birşeyler yapalım diyorsanız, önce ayrılın, öğrenin, sonra birleşin.

Boatshow’un anahtarı Yacht’ta

Yacht’ın Aralık sayısı çıktı. Yarın sona erecek Boat Show’a geniş yer ayrılmış. İstanbul Fuar Merkezi’ndeki Boat Show’da sergilenen 33 markanın en iddialı 33 teknesiyle ilgili detaylı bilgi bulabilirsiniz. Mavi Portre köşesinin bu ayki konuğu Karina Yatçılık’ın kurucu ortağı Cüneyt Güleray. Kendisi 2001’de işi gücü bırakıp dünya turuna çıkmıştı. Yeni Zelanda’ya vardığında deniz yaşantısına mola verip çiftlikte yaşamaya başlayan Güleray, Berrin Tablacıoğlu’na yeni hayatını anlatıyor. Megayat sayfalarını okurken, saray yavrusu Kısmet’in güvertesinde ve kamaralarında dolaşacak, 68.15 metrelik teknenin Karayip maceralarını takip edeceksiniz.

En kapsamlı tekne alım-satım rehberi Yatmarket’i de derginin sayfaları arasında bulacaksınız.

Vendee Globe’un kitabı artık Türkçe

Fransa’nın Les Sables d’Olonnes limanından yola çıkıp, aynı noktaya birinci dönme mücadelesinin adı Vendee Globe’dur. Tek başına, çok hızlı bir teknede yarışmak, en kısa tanımıyla tehlikeye koşmaktır.

Derek Lundy’nun kitabı Tanrı’nın Terkettiği Deniz, işte Vendee Globe’un sayısı çok az seçkin yelkencilerini ve yaşadıklarını anlatıyor.

Naviga yayınlarından çıkan kitap önümüzdeki hafta kitapçılarda.
Yazarın Tüm Yazıları