Teknelerden söz ediyorum. Bu tartışma tekneler için de geçerlidir.
Larry Ellison. Microsoft’dan sonra dünyanın en büyük ikinci yazılım şirketi Oracle’ın kurucusu ve Forbes Dergisi’ne göre 18.4 milyar dolarlık serveti ile yeryüzünün en paralı dördüncü adamı.
Ellison, 1999 ve 2003 yıllarındaki Amerika Kupası yelken yarışlarına takımı ile katıldı, BMW Oracle 2003’te yarı finalde şampiyon Alinghi’ye 5- 1 yenildi. Bundan önce, dünyanın en zorlu yarışında, Sydney-Hobart’ı kazanan maksi yat Sayonara, altı yelkencinin öldüğü fırtınadan yüksek hızıyla kaçarak efsane teknelerden biri oldu. O da Ellison’a aitti.
ELLISON’UN GİGA YATI
Microsoft’un kurucularından Paul Allen ile servet sıralamasında olduğu gibi yat büyüklüğünde de mücadeleye giren Ellison’un, Almanya’da Lürssen Tersanesi’nde yapılan yaklaşık 154 metrelik Rising Sun adlı giga yatı (artık mega yat dönemi sona erdi) denize indirildi. Bu, Allen’ın İstanbul’a geçen yıl gelen Octopus adlı yatından büyük. O nedenle bir sorun yok.
Ama Rising Sun, Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid el Makdum’un 180 metrelik Platinum adlı yatından küçük ki, bu bir sorun; hatta çok önemli bir sorun. Ellison’un 270 milyon dolara mal olduğu söylenen Rising Sun’ı küçüklüğü nedeniyle teslim almakta biraz isteksiz davrandığı söyleniyor. Oysa bize hep işlevin önemli olduğu söylenmişti. Neyse, gelişmeleri heyecanla bekliyoruz.
Üstelik bir başka motoryatı daha var Ellison’un. Katana. Adını bir tür samuray kılıcından alan 80 metrelik bu teknenin, normal seyir için 2 tane 5’er bin beygirlik Deutz Dizel makinesi, çok hızlı seyir için de bir tane 18.599 beygirlik benzin-türbin makinesi bulunuyor. Bu makine çalıştırıldığında, nihai liman ile bulunulan yer arasında tanker gemiler bekletiliyor ki yakıt sorunu olmasın, uçağa geç kalınmasın.
Katana’da her türlü lüksün dışında NBA maçlarına uygun bir basketbol sahası da var. 2002 yılında yapılan Newport-Bermuda yarışına katılan Sayonara’yı izlemek, bir basket maçı yapıp stres atmak ve saatte 32 deniz milini bulan hızıyla, 3000 mili üçbuçuk günde aşıp en yakın havalimanına ulaşmak için zamanında kelepir kapatılmış Katana. Ve yakınlarda da 60 milyon doların üzerinde olduğu sanılan bir fiyata satılmış.
FAVORİ YAT KATANA
Yelkenciliği San Francisco Körfezi’nde zengin olmadan çok önce öğrenen Ellison, ‘Yelken beni dinlendirmiyor; tam tersine işyerindeki gerginliğin alternatifi’ diyor. Bana garip gelen bir yaklaşım ama olsun. İdeal teknesi ise jakuzi ve basketbol sahası ile Katana. En büyük sportif hedefi Amerika Kupası yelken yarışını kazanmak.
Yelken ve motoryatı birarada düşünebilen pek fazla denizci yoktur aslında. Yelkenli tekne mi, motoryat mı? Rüzgar gücü mü, makine gücü mü? Kişi bu sorulara genellikle meşrebine göre, bazen cüzdanına göre cevap verir. Ben, iki nedenle de, rüzgar diyenlerdenim.
Her ikisi birden diyebilen şanslı kullardan biri Ellison. Diğeri ise ezeli rakibi Allen.
Ellison’un yelken merakını anlattık. Allen’a gelince... 97 metrelik Tatoosh adlı ‘küçük’ mega yatının filikalarından biri beni vuruyor doğrusu; 12.5 metrelik German Frers tasarımı, karbon fiber yelkenli, Tatoosh’un iskele tarafında simsiyah duruyor. Benim Halki’den büyük. Ama, ama işlevi aynı; gerçekten.
Bunu kıskanmadığımı söylersem, bana yalancı dersiniz. Demeyin; çünkü kıskandım. Gerçekten.
Vakko yarışı İstanbul’a yaraştı
Geçen hafta sonu Boğaz’da yapılan Vakko Cup yelken yarışı, İstanbul’un denize, denizin İstanbul’a ve dahası yelkenin tarihi İstanbul siluetine ne denli yaraştığını bir kez daha gösterdi.
Vakko Cup daha ilk yılında, yelkenlilerin İstanbul’u bir tual olarak kullanmasını sağlayarak, şehre sportif heyecan getirmenin çok ötesinde İstanbul’a bir ‘deniz şehri’ kimliği kazandıracak önemli bir adım attı. Doğru; belki mayamızda pek deniz yok, o yüzden biraz zaman gerek ama Vakko Cup, İstanbul’un unutulan deniz boyutunun ortaya çıkmasına kuşkusuz yardımcı oldu. Kıyıda, yelkenlileri izleyenler arasından deniz estetiğine ilgi duyan bir avuç kişinin çıkması bile İstanbul’un deniz şehri kimliğinin ortaya çıkmasına çalışanlara büyük destek verdi.
Dünyanın öbür ucundaki Yeni Zelanda’nın Auckland Şehri ‘yelkenler şehri’ olarak bilinir. Bu onyılların deniz ve yelken sevgisinin sonucu kuşkusuz. Ama, İstanbul’da da bir yerden başlamak gerekiyor kuşkusuz. Ve bu başlangıç iyiydi.
Sportif anlamda da ciddi bir mücadeleye sahne oldu Vakko Cup. 83 teknede toplam 682 mürettebatın yelken bastığı bu en geniş katılımlı yarışın başlaması ile İstanbul Boğazı trafiğe kapatıldı. Ödül töreninde kazananlar ve kaybedenler sporcu ruhu içinde bir aradaydı.
Şimdi hedef İstanbul’da çok büyük bir Uluslararası Deniz Şenliği düzenlemek olmalı.
İstanbul’un 2010 yılında Dünya Kültür Kenti ilan edilmesi çabaları çerçevesinde, bir deniz şenliği büyük önem taşıyor. Dünya donanmalarından savaş gemileri, tarihi gemiler, yelkenliler, balıkçı motorları, yani yüzen her şeye açık bir şenlik. Kıyıda kadırga leventleri ile Karayip korsanları karşılaşsın, Barbaros Hayreddin ile Andrea Doria sohbet etsin. Haydi.
Güvenlik
Kedi köpeğe can yeleği
Teknesine kedi ve köpeğini almak isteyip de, ‘denize köpek düştü’ manevrası yapmaktan korkanların derdine çare Crewsaver’dan geldi. Dört boyu olan can yeleği piyasada. Her cins kedi ve köpeğe uygun olan yeleğin malzemesi kalın köpük; gece görüşü için fosforlu bandı ve brandadan tutamağı var ki, denize düşen can çekilip çıkartılabilsin. www.crewsaver.co.uk
Moda
Yelkenci şıklığı Sonia Rykiel’den, Balenciaga’ya modacılar bu yaza, denizci giysileri ile damga vurdu. Bahriye subayı giysilerini andıran altın düğmeli koleksiyonu ile Balenciaga eski günlerin gemilerine atıfta bulunurken, Sonia Rykiel genç kadın giysilerine yelkenci rahatlığı verdi. Tag Heuer ve Chopard yeni saat koleksiyonlarında denizi öne çıkartırken, Channel ve Y-3 çantalarında halat benzeri malzemeler kullanarak tuz kokulu koleksiyon- lara imza attılar.
Bavaria Yat
38 ve 42’lere çağrı
Adriyatik Denizi’nde yarış sırasında Bavaria Match 42 teknelerden birinin salmasının düşmesi sonucu, altı mürettebattan biri öldü. Alman Bavaria şirketi sattığı 150 Match 38 ve Match 42’yi salmalarının gözden geçirilmesi için bakım merkezlerine çağırdı. Yapılan açıklamada, teknenin, salmasını yarış sırasında kayalara çarpmış olabileceği, mürettebatın yarışa devam etmesi nedeniyle kazanın meydana geldiği belirtildi. Bavaria, Würzburg yakınlarındaki fabrikada, yılda değişik boylarda 2500 kadar tekne üretiyor ve geliştirdiği seri üretim teknikleri ile maliyetleri düşürerek, yatçılığı kitlelere yayan öncü Avrupa şirketlerinden biri olarak tanınıyor.
Tekne Çantası
Ütülü giysiler için
Ne kadar dikkatli katlarsanız katlayın, giysileriniz tekneye gidinceye kadar buruşur; sanki hiç ütülenmemişler gibi. Yelken giyimi şirketi Musto’nun yeni çantası yelken kumaşından ve tamamen su geçirmez. Şeklini hiç kaybetmeyen 64 litrelik çantayla isterseniz suya düşün fark etmez. İngiltere fiyatı 30 sterlin artı KDV. www.musto.co.uk
Deniz Kitapları
Bu yıl hasat iyi
Denizciliğe ilginin artmasını, yayınlanan kitapların çokluğu gösteriyor. Yelkencilerin tartışma sitelerinde ‘eskiden daha çok kitap yayınlanırdı’ diyenler olsa da, veriler bunun pek de doğru olmadığını gösteriyor. 2004 yılının sonu ile 2005 yılında yayınlanan kitaplar, deniz aydınlanmasının boyutlarını gösteriyor:
Amatör Denizci Elkitabı
İstanbul Deniz Zindanı 1740
Meltemle Esen Deniz Damlaları,
Osmanlı Gemileri
Alanya Gemileri, Ortaçağ Kalesi’nde Gemi Graffitileri
Ben Bir Türk Zabitiyim
Mesudiye Zırhlısı, Efendi Kaptan Kurtar Bizi
Adalar Denizi Kılavuzu
Sarıldım Minik Teknemin Halatına
Kırmızı Çizgili Ekvator
Okyanusta Bir Türk Kızı
A’dan Z’ye Yelkende Denizcilik Terimleri
Yelken Seyri
Anında Hava Tahmini
Sezar Atmaca’ya teşekkürler. http://www.denizlerkitabevi.com
Rüzgar baba
Haldun Sevel
Davetlisiniz denizler ülkesine
Buraya gelin, denizler ülkesine. Denizde, teknenizle cennet koylarda yaşamak, kendinizle ve çevrenizle iyi geçinmek, şevkat duygularınızı canlandırmak, kalbinizi sevgiye açmak, kıymet bilmek için buraya gelin. Gücünüzü görmek, sade ama insanca ve mutlu bir yaşam için buraya, denizler ülkesine gelin.