Paylaş
Dünya Kupası tüm dehşetiyle sürüyor... Bizde TRT spikerlerinin yaptığı müthiş alan savunmasına karşın canımızı dişimize takıp TRT ekranlarından Kupa'yı izlemeye çalışıyoruz...
Bizim bu ‘‘98 Dünya Kupası’’nda hiçbir biçimde olmayışımızın aslında asla hazmedilecek yanı yok...
Hadi milli takımımız çok iyi maçlar çıkarmasına, dahası Hollanda'dan bile dört puan almasına karşın, yeterli olamadı diyelim... Hakemlerimizin de belli bir kaliteyi yakalayamadığını, Dünya Kupası'nda görev alamadığını düşünelim...
Ama Allah eksikliklerini göstermesin, dünyanın bir numaralı Futbol Otoriteleri'ne sahip bir ülkenin Dünya Kupası'na katılamaması acı değil mi?
Bu işi öyle ahkam kesmeden, bildiğince yapan arkadaşlara tabii söyleyecek sözümüz yok... Ama, gerek ekranlarda, gerekse gazetelerde sağolsunlar öyle otorite arkadaşlarımız var ki, dünyanın en ünlü teknik direktörlerine taktik dersleri veriyor, hangi oyuncuyu çıkarıp hangi oyuncuyu sokmaları gerektiğine kadar akıllar öğretiyorlar...
Tabii bu durumda da insanın içi ‘‘CIZZ’’ ediyor...
Hem dünyanın en büyük futbol otoriteleri sende olacak, hem de böyle bir Kupa'ya katılamayacaksın... Kader utansın valla!..
DEPREM
Adana ve çevresindeki korkunç dram sürüyor... Televizyon ekranlarına gelen o gerçekten iç paralayıcı görüntüler hepimizin yüreğini dağlıyor...
Tabi bu arada en tepesindekinden alttakine, politikacılarımızın da bayramlarda kabristan ziyareti yapar gibi yaptıkları sıra savıcı göstermelik ziyaretler sürüyor...
Yine, ‘Bu depremde yaşamını kaybedenlerin kanları yerde kalmayacaaaktııır...’ benzeri türü nutuklar patlatılıyor... Bir alay boş vaatte bulunuluyor...
Geçen gün de deprem bölgesine sırtında dantelli siyah bir matem elbisesiyle Tansu Hanım geldi... (Zaten Tansu Çiller devamlı bir kostüm arabasıyla dolaşıyor... Duruma göre, türban, şalvar, matem elbisesi, bir kostüm seçip onları giyiyor...)
Tansu Hanım’a bozuk çalan bir depremzede vatandaş Adana’nın müşfik (!) Belediye Başkanı Aytaç Durak’tan bir yumruk yiyerek bir deprem daha geçirdi...
Uzun sözün kısası, Adana ve çevresinde müthiş bir trajedi yaşanıyor... İnsanlar, devletten, kendilerini yönetenlerden birşeyler yapmalarını, ayrıca bu duruma neden olanların cezalandırılmalarını bekliyor...
Başımıza gelen bu bilmemkaçıncı felaketten sonra, ülkeyi yönetenlerin umarım artık akılları başlarına gelir...
Bu duruma düşmenin nedenleri, herşey o kadar açık ki... Onlara bir tek popolarını yerinden kımıldatmaları kalıyor!..
ERDAL BEY
Geçen gece küçük bir dost yemeğinde sayın Erdal İnönü ile birlikteydim...
Daha önce Erdal Bey'le tanışıp konuşmamıştım...
Erdal İnönü'nün bilim adamlığı, politik kişiliği yanısıra, müthiş espri yeteneğini de biliyordum, ama böylesine yakından tanık olmamıştım...
Erdal Bey'in gerçekten inanılmaz bir spontane, anında espri yapma yeteneği var...
O gece de sakin, o çok doğal haliyle yaptığı esprilerle herkese kahkahalar attırdı...
Valla işin şakası bir yana, televizyon kanallarının yerinde olsam, bir yolunu bulup ikna eder, Erdal Bey'e politika dahil içinde her şey olan bir talk show programı yaptırırdım...
Erdal Bey'le bir süre de kitapları üzerine söyleştik...
Bir gün önce D&R'de imza günü vardı, nasıl geçtiğini sordum...
Çok iyi geçmiş imza günü, çok kalabalıkmış... O da kalabalığı gördükçe kitaplarını keyifle imzalıyormuş...
Derken bir ara yanına mağaza görevlisi arkadaşlardan biri gelmiş...
‘‘Valla harika Erdal Bey’’ demiş... ‘‘Böyle kalabalık bir sizin gününüzde toplandı, bir de Türkan Şoray'ın gününde...’’ demiş.
ALMANCILAR'A MÜJDE
Alman Kanalları'nın Kablolu Yayın'dan çıkarılması üzerine birçok televizyon izleyici mutsuz olmuş, bizlere kanalların tekrar yayıma konması konusunda binlerce faks çekmiş, telefonlar etmişlerdi... Biz de elimizden geldiği, dilimizin döndüğünce okurlarımızın bu dileklerini Türk Telekom yöneticilerine iletmiştik...
Uzun sözün kısası, 30 Haziran'dan başlayarak ‘‘RTL’’ kanalı kablodaki yerini aldı...
Şimdi darısı ‘‘PRO 7’’ ve ‘‘SAT 1’’in başına...
Ha bu arada şunu da söyleyeyim... Tüm gençliğin gözü pürdikkat Telekom'un üzerinde... Hala umutla ‘‘MTV’’yi bekliyorlar...
Paylaş