Reklamın yolu

Tekin ARAL
Haberin Devamı

Şu ara medyanın en önemli kişilerinden biri Zeki Triko’nun sahibi milli mayocumuz Zeki Bey...

Hangi gazeteye baksan, hangi televizyon kanalını açsan karşına mayo ihracatçımız Zeki Başeskioğlu ve mankenleri çıkıyor...

Aslında kimsenin Zeki Beyin ihracat başarısını falan taktığı yok... Bizim medyada maksat hatun olsun, sayfa ve ekran dolsun...

Zeki Bey de bu durumu çakmış, mankenlere veriyor üçotuz parayı, medyada şakır şakır trilyonluk reklamını yaptırıyor...

Geçen gün bir televizyon söyleşisinde, ‘Ben tüm bunları ülkeme yararlı olmak için yapıyorum...’ diyordu.

Amacımız işine yıllarını vermiş bir kişinin başarısını gölgelemek değil tabi... Ama mayo işinde vatan millet edebiyatına da hiç gerek yok...

Ayrıca Zeki Bey ille de vatan için bir şey yapmak istiyorsa, iç piyasaya çok cüzi fiyatla mayo versin... Memlekette poposunda don olmayan bir alay vatandaş var... Hiç değilse mayoyla idare ederler...

Stadların dışı daha eğlenceli

Dünya Kupası’nın yarısını bulduk ama, daha öyle süper bir maç izleyip havamızı bulamadık...

Stadların dışı içlerine göre daha şen şakrak, daha eğlenceli... Adeta bir karnaval havasında...

İçerdeki maçlar yanı sıra, arada dışarda da çetin maçlar oluyor... Ama bunlar kafayı fazla bulanların birbirlerine sille tokat giriştiği taraftar maçları... Eski dünya kupalarında yepyeni yıldızlar çıkar, her kupada hepimizi ekranların karşısına bağlayan futbolcular tanırdık. Bu dünya kupasında, varsa yoksa Ronaldo... Onun dışında kafamızda yer eden henüz doğru dürüst başkası yok... Tabi bu futboldaki yıldız garibanlığının bir nedeni de futbolun beceri sporu olmaktan çıkıp bir atlet sporu haline getirilmesi... Herkes bir yolunu bulup bir gol atarak onu korumaya, galibiyetin üstüne yatmaya çalışıyor. Eskiden futbolcu sahada sistemini kendi kurardı... Şimdi neredeyse futbolcular sahaya çıkarken ellerine yazılı sistemler veriliyor.

Evet Dünya Kupası şu ana kadar hafif keçiboynuzu tadı verdi... İnşallah bundan sonraki maçlarda hele de finallerde daha keyif alacağımız bir futbol izleriz.

Cevizin Sert kabuğu

Kanal 6’da son ‘Ceviz Kabuğu’ programında Hulki Cevizoğlu’nun konuğu Erdal İnönü’ydü...

Cevizoğlu, İnönü ile ilkini daha önce, ikincisinin yeni çıkardığı kitapları üzerine söyleşti.

Cevizoğlu, İnönü gibi çok yönlü, doğaçlama espri yeteneği çok fazla olan bir kişiyle, farklı, keyifli bir program yapabilecekken işi gene politik bir sorgulamaya dönüştürdü... O ciddi elektriğini İnönü’ye de aktardı. Sonunda ortaya tatsız tutsuz bir üç küsur saat çıktı...

İnönü’nün politik kişiliği tabi çok önemli... Herkesin merak ettiği, kendisine sorulması gereken bir sürü soru da tabi vardı...

Ama kitabında da çok ilginç anıları ve bir mizah tadı olan İnönü ile dört saate yakın yapılan bir söyleşinin neredeyse tamamı, artık milleti bezdiren politikadan ibaret olmamalıydı...

Cevizoğlu izleyiciyi ekranın karşısına çakacak keyifli bir program yapma fırsatını kaçırdı...

NAKLEN YAYIN

TRT, ‘‘1922 Dünya Kupası’’nı çok güzel veriyor...

Şimdi ‘‘1922’’ diye yanlış yazdığımı zannedeceksiniz... Ama ne yapayım ki TRT, bu 1998 Dünya Kupası'nı sağolsunlar spikerleri sayesinde sanki 1922 Kupası imiş gibi sunuyor, affetsinler ekran başında maçları izleyenleri de resmen çıldırtıyorlar...

Futbolcu adlarının yanlış söylendiği, pozisyonların yanlış yorumlandığı, neresinden baksan şişirme TRT maç yayımları böyle büyük bir organizasyona TRT adına yakışmıyor... Eski yıllarda beklere ‘‘müdafi’’, hücum oyuncularına ‘‘mucahim’’ derlerdi... Bakalım TRT spikerleri maç anlatırken, bu eski nostaljik havayı ne zaman yakalayacaklar?..






 








Yazarın Tüm Yazıları