Paylaş
Güleryüzle haber sunmakla, haberi gülerek sunmak çok farklı şeyler...
Özellikle TRT haber sunucusu bazı arkadaşlar bu iki kavramı iyi niyetle de olsa zaman zaman karıştırıyorlar...
Şimdi ismi lazım değil, geçen gün bir hanım sunucu, birkaç kişinin öldüğü bir kaza haberini, hemen ardından da dünyadaki ekonomik krizle ilgili gelişmeleri gülücükler içinde sundu...
Ama, ‘‘Bunca iç karartıcı olay yanısıra bari bir de ben suratımı asmayayım...’’ diyorsa o da başka tabi...
ROLLING STONES
Ünlü Rolling Stones (Yuvarlanan Taşlar) topluluğunun geçtiğimiz günler Ali Sami Yen Stadı'nda verdiği görkemli konser yalnızca ülkemizin değil dünya müzik çevrelerinin de çok konuşulan konusu oldu...
Türkçe karşılığı ‘‘Yuvarlanan Taşlar’’ olan Rolling Stones, 37 yıl önce kurulmuş bir müzik topluluğu... Kurulduğu günden bu yana pop müziği dünyasının hep en tepelerinde...
Ben hayatımda en sevdiğim bir iki şarkıdan biri olan ‘‘I Can't get no satisfaction’’ı Rolling Stones'tan otuz küsur yıl önce dinlemiştim...
Topluluk geçen geceki konserlerine de bu parçayla başladı... Allah sizi inandırsın tüylerim diken diken oldu...
Mick Jagger, kendilerini yıllarca önce üne kavuşturan bu şarkıyı, onca yıl sonra farklı bir yorumla çok daha güzel, çok daha coşkulu söyledi...
Şimdi gelelim anlatmak istediğimiz diğer konuya...
Tamam, eloğlunun böyle 37 yıldır namını sürdüren Rolling Stones'u yani yuvarlanan taşları var da bizim yok mu sanki?..
Olmaz olur mu?.. Var ki hemi de kralı var... Bu konuda evvelallah komplekse kapılmamızın hiç gereği yok...
Bizim bu, 37 yıldır milletin üstüne yuvarlanan artık yosunlanmış öylesine ‘‘Yuvarlanan Taşlar’’ımız var ki, böyle giderse bir 37 yıl daha üstümüze Rolling yaparlar, Rolling Stones'un tepede kalma rekorunu da ikiye katlarlar...
Yukarda Rolling Stones'un en ünlü şarkısının ‘‘I can't get no satisfaction’’ olduğunu söylemiştim...
Bu şarkının Türkçe anlamı ‘‘Tatmin olamıyorum’’ demek...
Mick Jagger'la birlikte bu şarkıyı 37 yıldır Süleyman Demirel de söylemiyor mu zaten?..
YETİŞİN A DOSTLAR TUTUŞUYORUZ
Ciğerimizi dağlayan o birbiri ardına çıkan orman yangınları yetmiyormuş gibi başımıza bir de stad yangınları çıktı...
Orman yangınlarını, kendilerine kaçak yapı yapma alanı açmak isteyen arazi mafyasının çıkardığı söyleniyor... Tamam da, peki stadlar birgün yanarsa kimin eline ne geçecek ki?.. Herhalde bu stadları yanma tehlikesi içine atanlar da arazi mafyası değil...
Bu mafya bir başka mafya...
Bu acaip mafyanın mensupları da hepimiziz...
Biz taraftarları gırtlak gırtlağa getirecek, ceplerine döner bıçağı koyduracak yazıları yazıp çizen medya mensupları, konumunu unutup amigoluğa soyunan kulüp yöneticileri, kendisini tuttuğu kulübün tetikçisi sanan kulüp taraftarları, ve federasyonu ile hepimiz bu mafyanın üyeleriyiz...
Mafya mafyalığını birşeyler elde etmek için yapar...
Biz ne enayi bir futbol mafyasıyız ki giderek elimizdekileri de yitiriyoruz...
Pazar gecesi televizyon kanallarında bir alay şey söylendi... Ama hiçbir kanal bu işleri engelleyebilecek kişiler vali, emniyet müdürü vs. gibi kişileri ekranlara getiremedi, konuyu onlarla birebir konuşamadı... Ahkamları yine biz bir kısım mafya pardon medya mensubu kendi aramızda kestik... Of ki, of...
Paylaş