Paylaş
Kanald'de Berna Laçin'in sunduğu ‘‘Çocuktan Al Haberi’’ adlı çok şirin bir yarışma programı var...
Pazar günleri yayımlanan programda yarışmacı büyükler adına sorular çocuklara soruluyor ve çocukların verdikleri, veremedikleri cevaplara göre yarışmacılar puan alıyor ya da alamıyorlar...
Örneğin Berna Laçin ortaya bir kelime veya bir kavram atıyor... Sonra da ‘‘Sizce bunun anlamını hangi çocuk bilir ya da bilemez?..’’ diye yarışmacıdan katılımcı ufaklıklardan birini seçmesini istiyor... Ve seçilen çocuk da verdiği cevaba göre yukarıda da söylediğim gibi yarışmacı büyüğe puanlar kazandırıyor veya kaybettiriyor...
Ben bu programı keyifle izliyorum... Zaten bu konuda evvelce de bir yazı yazmıştım... Sanırım programı izleyen herkes de benimle aynı görüştedir...
‘‘Çocuktan Al Haberi’’nin esprisi, çocukların sorulara verdiği bazen şaşırtıcı, çoğu kez komik cevaplar... Programın kurgusu bu...
Ama bir süredir onlara, onların çok bilmiş, büyümüş de küçülmüş yanlarını ortaya çıkarıp programı cazip kılma adına, aşklı meşkli, boylarını aşan birtakım sorular soruluyor ki, verdikleri cevaplar şirin gibi de görünse, bazen şık durmuyor...
Hani bazı babalar eve gelen misafirlerine çocuklarının ne marifetli olduklarını göstermek için, ‘‘Et bi küfür de amca duysun’’ falan derler...
Tabii aynı şey değil, ama bu gerçekten çok güzel programı yukarıda sözünü ettiğim o babanın mantığından uzak tutmak lazım...
ABONEYİZ ABONE
Şu an masamda Cine5 abonelerinden gelen yine yığınla fax var...
Hepsinin yakınma nedeni, tabii ki Cine5'in gecenin bir saatinde kanalı normal abonelerine kapatıp, pelvan güreşleri kanalı ‘‘Playboy’’a dönmesi...
Aynı kanalı porsiyonlara ayırıp, ayrı ayrı pazarlamak ya da abonelerle yapılan anlaşmalara aykırı hareket etmek işin yasal boyutu...
Ama bu işin bir de vicdani boyutu var be sayın Cine5'çi arkadaşlar...
Kanala film seyretmek amacıyla abone olan insanlar, Cine5'te daha çok gece yarısı filmlerini izliyorlar... Zira daha önceki saatlerde diğer kanallarda haber, eğlence, açık oturum vs. izledikleri diğer programlar var... Ya da bir yerden dönüp öyle geçiyorlar Cine5'in karşısına... Zaten Cine5'in özelliği de insanın geç saatte film izleyebileceği butik bir kanal olması değil mi?.. Artık sinemalarda bile filmler saat 24.00'te başlıyor...
Ama o saate kıyısından köşesinden bir filmi ya yakalayabiliyorsunuz, ya yakalayamıyorsunuz Cine5'te... Zira vakti kerait geliyor al takke ver külah kanalı devreye giriyor, oğlanın biri Playboy'da bir hatunu okşarken, Cine5 de o andan itibaren abonelerini okşamaya başlıyor...
Valla artık ne diyeyim bilmiyorum...
SANATÇI!
Kenan Erçetingöz'ün geçen geceki ‘‘Yüz Yüze’’ programında Seren Serengil kendisinden belki kırk kez ‘‘Ben bir SANATÇI’’ olarak diye söz etti...
Ama, şair mi, romancı mı, ressam mı, besteci mi, tiyatro oyuncusu mu, heykeltraş mı olduğunu bir türlü söylemedi...
GECE MUHABBETİ
Biliyorsunuz, televizyonlar arasında sanki çok lazımmış gibi bir de gece haber hatları rekabeti var...
Bu gece hatlarının başarıları ise, bulabildikleri sözümona izleyenleri hislendiren, ‘‘Vay anasını sayın seyirciler’’ falan dedirten, hafif asparagas haberlere, reytingi kaşıyacak görüntülere endeksli... Ve her Allah'ın günü bu tip haberleri yoktan var etmek de öyle her babayiğidin harcı değil... Bu nedenle de bu hatlarda çok zaman olmayacak şeyler geliyor ekrana...
Örneğin, geçtiğimiz gece Show TV'deki Elif Ilgaz'ın ‘‘Haber Hattı’’nda neredeyse yarım saat süren bir ağlayan hisli köpek haberi vardı... ‘‘Lan bu kadarına pes!..’’ dedim artık...
Köpeğin biri hüzünlü bir şarkı duyunca hüngür hüngür ağlıyormuş...
Görüntüde bir ev, bir köpek, köpeğin sahibesi Dilara isimli bir hanım... Bir de kıvırcık salata saçlı, yılık, konuşma özürlü, örneğini bugüne dek asla görmediğim, elinde mikrofon, (inşallah yanılıyorumdur) bir Show TV habercisi (!) arkadaş...
Köpeğin sahibi evin hanımı, nezle görmemiş sesiyle birden ‘‘Her yer karanlık’’ dahil bir dizi hicranlı şarkı okumaya başladı.. Kameralar da, bakın şimdi nasıl ağlayacak diye neredeyse onbeş dakika köpeğin gözlerine çakıldı, öylece kaldı...
Köpeğin ağladığını görmedim ama, valla televizyonların bu durumu karşısında benim resmen gözlerim doldu... Altmış milyonun anasının ağladığı bir ülkede bir köpeğin gözyaşlarını haber yapmak da az şey değil ha!..
HANGİSİ ŞOK?..
Korcan Karar'ın hazırlayıp sunduğu atv'deki ‘‘ŞOK’’ programı bir iki yıl önce ilk başladığı zamanlar yabancı televizyonlardan alınma görüntülerle desteklenmiş, mizah amaçlı, ama derme çatma bir programdı...
Sonra Korcan Karar baktık ki asıl maden yabancı kanallarda değil, üfürükçünün, palavracının, düzmece haberciliğin kol gezdiği bizim kendi öz kanallarımızda, ŞOK'un konseptini değiştirdi, programı bizim kanallarda olan bitenle gırgır geçen yeni bir tarza oturttu...
Ama Korcan bir şeyi hesap edemedi...
Sağolsunlar bizim televizyonlardaki haberci, röportajcı takımı öyle akıl hafsala almaz şeyler getiriyorlar ki ekranlara, Korcan ne kadar abartsa, mizah yapmaya çalışsa bu başa çıkılmaz televizyon taifesi yanında resmen ciddi kalıyor...
‘‘ŞOK’’ kurgusu, anlatımı, kamerası vs.'siyle farklı, özellikle meraklısı için keyif veren bir program... Ama Korcan'ın abartılı haber konusunda onca reyting hokkabazıyla uğraşması da hayli zor... Allah kendisine kolaylık versin...
Paylaş