Paylaş
Başlıkta yazdığım gibi bugün çok özel bir gün. Daha doğrusu gece. 27 Temmuz Cuma (bugün), hava karardıktan sonra gökyüzünde şenlik var.
Hem “tam Ay tutulması” gerçekleşecek hem de komşumuz Mars, Dünya’ya en yakın konumunda olacak. (Sadece 58 milyon kilometrecik.)
Mars bu kadar yakınken(!) Ay ise Dünya’ya en uzak konumunda olacak. (406 bin 210 kilometre.) Ay’ın bize ortalama uzaklığı 384 bin kilometredir ama malumunuz olduğu üzere, yörüngesi yuvarlak değil, tüm gök cisimleri gibi elipstiktir. İşte o elipsin en uzak noktası da bugün bulunacağı nokta. Ama uzaklığı bizim için bir avantaj belki de çünkü tam Ay tutulmasını Dünya’nın önemli kısmından gözlemek mümkün olacak.
MARS’IN YÜZEYİ
Ülkemizden ve bilhassa Güney Marmara’dan rahat gözlenebilecek Ay tutulması 20.13’te başlayacak, 28 Temmuz 02.30’da sona erecek. Tutulmanın en görkemli zamanı ise 22.30-01.13 saatleri arasında gözlenebilecek.
Ay’a bakarken, çok yakınında olacak (olmayacak aslında, bize öyle görünecek) Mars’ı gözlemeyi unutmamak gerek. Çünkü Dünya’ya olası en yakın konumunda bugün. Elinizde dürbün, teleskop ne varsa onu kullanın lütfen. Eğer şanslıysak, Mars kutuplarındaki buz kütlelerini, yüzeydeki dev toz fırtınalarını görmek bile mümkün. Bu iyi bir fırsat zira Mars, kabaca 2 yılda bir bu konuma geliyor. Yani bugünü kaçırırsak, yeniden bu hale gelmesi için 2020’yi beklememiz gerekecek.
HAFTA SONU METEOR GÜZELLEMESİ
Bugünü geride bırakıp 28-29 Temmuz hafta sonuna girdiğimizde şölen bitmiyor. Ne Mars küt diye uzaklaşıyor bizden, ne de Ay’a yakınlığı ortadan kalkıyor. Fakat bu hafta sonunu daha da keyifli kılan şey ise meteor yağmuru. Karanlıkça, şehir ışıklarının göğü kirletmediği bir yerde, gündoğusu-poyraz yönüne (doğu-kuzeydoğu / E-NE) bakarsak, saatte ortalama 20 meteor gözlemek mümkün olacak. Ama cuma akşamı tutulan Ay, ertesi iki gün (cumartesi ve pazar) dolunay olduğu için, meteorların görülmesini biraz zorlaştırabilir, bu nedenle gece yarısından sonra meteorların çok daha iyi görülebileceğini belirtelim. Keyifli gözlemler.
NE ZAMAN BAŞLADI?
En başta dedik ya, insanoğlu binlerce yıldır gökyüzüne bakarak denizde yol buluyor diye, işte bu noktada akla şu soru gelebilir: “Kim, ne zaman başlamış gökyüzüne bakarak yol almaya?” Kimsenin yanıtını tam olarak veremeyeceği bir soru bu. İlk kim başladı? Bilmiyoruz. Ancak veriler hayli eskilere dayanıyor. Örneğin, Pasifik Okyanusu’ndaki adaların yerli halklarının, yaklaşık 12 ila 8 bin yıl önce bu adalara “geldikleri” tahmin ediliyor. Kürekli kanolarla yapıldığı bilinen bu yolculukların, deniz otobüsüyle Mudanya’dan İstanbul’a gitmeye hiç benzemediği çok açık. O halde bu insanlar geceleri de denizde yol almayı sürdürdüler. Çünkü mesafelerin uzunluğu bunu gerektiriyor. Zaten kimi adalarda bulunan bazı resim ve alet kalıntıları bize, yerlilerin yıldızların konumlarını çalıştıklarını ve bunları çocuklarına öğrettiklerini gösteriyor. Günümüzde de bu bilgi gelecek kuşaklara iletilmeye çalışılıyor ancak eminim oradaki çocuklar da, Dünya’nın diğer yerlerindeki çocuklar gibi “Baba ne gerek var Allah aşkına, GPS diye bir şey var. Ver bana bir el GPS cihazı, Dünya’yı dolaşayım” diyorlardır.
ARAP DİLİNİN HÜKMÜ
Tabii sadece Pasifik yerlileri değil gökyüzünü kullanan. Daha önce de bir yazıda bahsetmiştim, bugün Batı’nın da kullandığı yıldız isimlerinin birçoğu Arapça. Yıldız isimlerine bakan biri, Arapçanın ağırlığını rahatlıkla görecektir. Bunun nedeni, Umman, Yemen, Nil Deltası gibi kabaca Ortadoğu ve güneyi olarak görebileceğimiz alanda yaşayan halkların, binlerce yıldan beri Hint Okyanusu’na açılarak ticaret yapmaları, birbirleri ile denizden ilişkileri sürdürmeleri. (Bölgenin huzuru, 16. yüzyıl başında Portekizliler gelene kadar yerindeydi ve tüm halklar, hangi dinden/ırktan olursa olsun birbirleriyle barış içinde ticaret yapıyorlardı. Ama bu çok sonra tabii.) Bu yıldız isimlerinin, Akdeniz çanağına genel anlamda uygarlığı taşıyan Kenanî’lerle, yani tarih biliminin söylediği ismiyle, Fenikelilerle yayıldığı tahmin ediliyor.
Kısaca söylemek gerekirse, kim “ilk”ti, bilmiyoruz. Ama gökyüzünün denizcilik (son bir buçuk asında da havacılık) için kullanılması, hiç şaşırtıcı değil, çünkü güvenilir başka referans kaynağı yok. Hiçliğin ortasında bakacak, görecek, güvenecek başka hiçbir şey yok.
Demem o ki, iyi ki gökyüzü ve gök cisimleri var. Madem varlar ve hayatımızı hem kolaylaştırıyor hem de güzelleştiriyorlar, o zaman onlara hak ettikleri özeni gösterelim, bu gece ve aslında her gece kafamızı kaldırıp onlara bakıp hayallere dalalım.
ŞARKILAR ARASINDA
Yıldızlardan, gökyüzünden bu kadar söz edip de kulağımıza o meşhur şarkının gelmemesi mümkün mü? Benim yazarken geldi, sizin de okurken gelmiş olabilir. O halde gelin, aklımıza geleni buraya alalım. Deniz kokulu muhteşem eserlerin sahibi Ömer Bedrettin Uşaklı’ya ait Yıldızların Altında şiirinde gök de var deniz de. Hepimizi mutlu eder. Açıp bir yerden dinlemek de iyi fikir ama bence çok gerekli değil zira hepimizin kafasının içinde çoktan başladı çalmaya sanki.
Benim gönlüm sarhoştur / Yıldızların altında
Sevişmek ah ne hoştur / Yıldızların Altında
Sular rüzgârı dinler / Âşıklar hep serinler
Çoban yolları inler / Yıldızların altında
Yanmam gönlüm yansa da / Ecel beni ansa da
Gözlerim kapansa da / Yıldızların altında
Mavi nurdan bir ırmak / Gölgede bir salıncak
Bir de ikimiz kalsak / Yıldızların altında
Ne keder ne yas olur / Çakıllar elmas olur
Bir kadeh bir tas olur / Yıldızların altında
Ettiğim ah değildir / Bahtım siyah değildir
Buse günah değildir / Yıldızların altında
BU HAFTA SONU HAVA VE DENİZ
SICAK
Rüzgar poyrazdan ve hafif, Güneş tepede. Bugün (cuma) bir ara yağmur bulutları Gemlik Körfezi dolaylarında görünse de sonradan dağılıyorlar. Zaten yağsa ne olacak? Bu havada sadece nem artıyor, sonrası daha da bunaltıcı oluyor. Eskilerin takvimine göre bir iki gün içinde Eyyam-ı Bahur, yani yılın en sıcak ayları başlar. Bana sorarsanız bu hafta sonu başlıyor zaten. 40’ları rahat görürüz. Bu nedenle önlem alınız lütfen. Çocuklar, yaşlılar, çeşitli sağlık sorunları olanlar Güneş eğildikten sonra sokağa çıksalar daha iyi olur. Tabii benimki sadece öneri. Tüm okurlara keyifli bir hafta sonu ve tüm denizcilere selamet dilerim. #tayfuntimocin
BAŞSAĞLIĞI
Komşumuz Yunanistan’da çok büyük bir yangın felaketi yaşandı. Ciddi bir can kaybı var. Doğa da büyük zarar gördü, mal kaybı da az değil. Candan başka her şey geri gelir diye biliyoruz ama sanırım bir şey daha asla geri gelmeyecek: Böyle büyük bir acı yaşanıyorken, “Oh iyi oldu” gibi sapık, ahlaksız ve yüz kızartıcı tavırlar takınanların insanlığı! Belli ki çoktan yitip gitmiş. Hasta komşusuna çorba yapıp götüren bu milletin tamamını utandıran bu varlıkları yok sayıyoruz. Yunan halkına başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.
Paylaş