Paylaş
İYİ şeylerin yıl dönümlerini kutlamak güzel tabii. Ancak tarihte başımıza dert açmış olayları anımsayarak zamanında çıkartılmış ama unutulmuş bazı dersleri yeniden gündeme getirmekte de sonsuz yararlar var. Bunlardan biri, denizcilik ve eğitim tarihimizin kara bir lekesi olan Çeşme Baskını. 6-7 Temmuz 1770 tarihli bu önemli hadiseden alınacak çok dersler var. Olayı kısaca hatırlayalım:
Çariçe II. Katerina, deniz gücünü çok önemsemektedir. Karadeniz ve Baltık için iki ayrı donanma hazırlatır. Fakat Karadeniz’den Akdeniz’e inemeyen Rus donanması, Akdeniz’e gidebilmek için Baltık’tan yola çıkar! Lütfen haritaya bakınız. Baltık’tan söz ediyoruz. Avrupa’nın tepesinden! Rus donanması, Baltık’tan yola çıkar, Cebelitarık’tan Akdeniz’e girer. Bu sırada, bizimkilere habire istihbarat gelir, “Ruslar Baltık’tan çıktılar geliyorlar” diye. Bizdeki genel tavır ise şudur: “Yok daha neler! Oradan buraya gelemezler çünkü yol yok!” Coğrafya bilgisi sıfır yani. Ruslar İtalya kıyılarına gelir, istihbarat alınır, bizimkiler, “Yok canım olanaksız” demekte ısrar ederler. O sırada Hüsamettin Paşa isimli bir kaptanıderyamız var. “İmkânsız” der Rusların, o zamanki deyişle “Moskoflunun” buraya gelmesi için. En sonunda Ruslar Mora’da küt diye karşımıza çıkar. Elbette gafil avlananın başına ne gelirse Osmanlı’nın da başına o gelir. Kaleler gider elden. Ayrıca pek çok gemi ve tabii bolca can da kaybedilir. Birkaç muharebe olur, Ruslar durmaz, Ege’ye girer, esip gürlerler. Hüsamettin Paşa, inanılır gibi değil ama çatışmadan kaçar (gerekçesi topçunun eğitimsiz olmasıdır) ve 30 küsur gemiyi Çeşme limanının içine sokar. E liman küçücük. Gemiler üst üste yığılır. Aborda üstüne aborda durumundadırlar. Ruslar da gelir, hazırladıkları ateş gemilerini salarlar içeri. Gece yarısından biraz sonra kül olur gemilerimiz. Bir tek Hüsamettin Paşa’nın baştardası kurtulur yanmaktan. Binlerce denizcimiz ölür.
KÜÇÜK BİR KRONOLOJİ
Bu olay bize çok şey anlatır. Bir kere coğrafya bilgisinin olmamasının nelere mal olduğunu anlayabiliriz. Denizcilik eğitimi ise bizde hiç yoktur. Peki Rusların denizciliği ile bizimkini kıyaslarsak ne görürüz? Rus donanması 1696’da kurulmuştur. Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra kurdukları ilk donanma ise 11. yüzyıla tarihlenir. 1696’da kurulan Rus donanmasını beslemek için Ruslar 1698’de ilk denizcilik okullarını açarlar. 1770’teki Çeşme baskını gerçekleştiğinde Rusya’nın 7 (yedi) adet denizcilik okulu bulunmaktadır. Bizde o tarihteki denizcilik okulu sayısı ise sıfırdır! Hiç yok yani. Bizdeki ilk denizcilik okulu da işte bu baskının öğrettiklerinden biri olur ve 1773’te açılır.
Bakınız 1770’teki faciaya kadar Rusların denizcilikle ilgili kısa dökümü şöyle:
İlk Rus deniz müzesi açılışı 1709 (ki bu müze halen faaldir)
St. Petersburg’da donanma hastanesi 1715
İlk donanma talimatnamesi, I. Petro zamanında 1720
Amiraller Kurulu’na bağlı denizcilik arşivi 1724
Karşılaştırmak için söyleyelim, bizdeki deniz hastanesi Kasımpaşa’da 1827 yılında, ilk deniz müzemiz de 1897 yılında açılır.
Başarının tesadüf olmadığı, bilgi ve eğitime dayandığı tarihin böyle acı olayları ile her zaman kanıtlanmıştır. Eğitim çok ciddiye alınması gereken bir şey. Ve olay sadece okulu açmak değil, asıl hedef her zaman niteliği yükseltmek olmalı. On sekizinci yüzyıl gibi geç bir tarihte bizim devlet adamlarımız Baltık’tan Akdeniz’e gelinebileceğine inanmıyorlar çünkü bilmiyorlar böyle bir deniz yolu olduğunu. Ne kadar utanılacak bir şey değil mi? Nasıl bir bilgisizliktir, anlamak güç.
İşte bu hafta sonu, bu acı hadisenin yıl dönümü. Aradan 248 sene geçmiş. Bugün, pek çok tatilcinin güneşten yanmaya çalıştığı Çeşme’de, 248 yıl önce 5 bin civarında Osmanlı askeri hayatını kaybetmişti. Onları anmak, boynumuzun borcu.
Artık coğrafya, herkesin elindeki telefonda üç boyutlu olarak var. Ama biliyor muyuz, bilgiye sahip miyiz, o ayrı bir tartışmanın konusu belki. Tüm deniz şehitlerimizi saygıyla anıyorum.
BU HAFTA SONU HAVA VE DENİZ
SICAK VE ESİNTİLİ
- TİPİK bir temmuz havası var bu hafta sonu. Meltemin etkisini yavaş yavaş göstermeye başladığı dönemdeyiz. Bugün esinti az ama hiç yok denmez. Poyraz hâkim. Pazar gününe kadar kademe kademe hızını arttıracak. Pazar güçlü, özellikle, her zaman olduğu gibi Bandırma dolaylarında. Öğleden sonraları rüzgârın güçlenmesi kaçınılmaz, çünkü karalar daha çok ısınmış oluyor. Yağış beklenmiyor. Tüm denizcilere selamet, tüm okurlara bol neşe dilerim. #tayfuntimocin
Paylaş