Paylaş
Arabanın hazırlanması, veteriner kliniğinin yoluna dönülmesi bile birçok köpekte endişenin başlaması için yeterlidir.
Peki, acaba köpekler veteriner kliniği ziyaretlerinden neden korkarlar ve bu korkunun üstesinden nasıl gelebiliriz?
Köpeklerde veteriner korkusunun oluşmasındaki en büyük sebep hayvan sahiplerinin sadece rutin uygulama, hastalık ve aşılama gibi durumlarda köpeklerini veteriner kliniklerine götürmesidir. Her veteriner kliniği ziyaretinde basit de olsa yapılan uygulamalar köpek için ayrı ayrı travma niteliği taşıyabilir. Oysa ki, ara ara, sebepsiz olarak köpeğinizle birlikte veteriner hekiminizi sadece ziyaret edip klinikte ve muayene masasında biraz vakit geçirip, küçük ödüllerle onu rahatlatacak olursanız, dostunuz veteriner kliniği ziyaretleri hakkında daha farklı düşünmeye başlayabilir ve bu ziyaretlere korkusuzca çıkabilir.
Veteriner muayenesi esnasında çokça kullanılan ağızlık, steteskop, oftalmaskop, termometre gibi aletlerin köpeğin, sebepsiz ziyaretleri esnasında köpekle ödüllendirme eşliğinde tanıtılması, muayene masası üzerindeki köpeğin veteriner hekim tarafından yumuşak dokunuşlar ve rahatlatıcı sözlerle sakinleştirilmesi bir sonraki gerçek uygulamalar öncesinde iyi bir duyarsızlaştırma çalışması olacaktır. Ayrıca, oturduğunuz semtte veteriner kliniğiniz size yakın bir noktadaysa, gezinti rotanızı zaman zaman kliniğin rotasıyla birleştirmek iyi bir uygulama olacaktır.
Aslında köpeklerin ağrı ve acı eşikleri bizlerden çok daha yüksektir. Bu da onların ağrıya ve acıya olan dayanıklılıklarını sağlar. Köpeklerin veteriner kliniklerindeki manipülasyonlardan korkması aslen enjeksiyonların ya da manipülasyonların verdiği acı değil, yüksek muayene masasına çıkartılmak, kaygan fayans zeminler, zapturapta alınma esnasındaki sıkıştırmalar ve bunların oluşturduğu strestir. Bazı veteriner kliniklerinin dizaynının köpekler için endişe verici ve kaotik yapılmış olması da veteriner korkusunun pekişmesinde rolü büyüktür. Veteriner hekimler klinik dizaynı yaparken esas müşterilerinin hayvanlar olduğunu unutmamalı ve onların psikolojilerini göz önünde bulundurarak proje oluşturmalıdırlar.
Bebeklik döneminde özellikle de kritik sosyalizasyon dönemi içerisinde yavru köpeklerin vücutlarının günlük olarak her bölgesine insanlar tarafından dokunulması, sevilmesi, köpeğin bu dönem içerisinde sırt üstü yatırılmaya, yan yatırılmaya alıştırılması hatta ileride veteriner kliniklerinde karşılaşabileceği aletlere ve bu aletlerin çıkardığı seslere duyarsızlaştırılması, veteriner korkusunun engellenmesindeki ilk adım olmalıdır. Veteriner kliniklerinde yapılan uygulamalar esnasında, veteriner hekimin uygulama öncesinde köpekle kısa bir diyalog ve güven oluşturduktan sonra manipülasyon aşamasına geçmesi köpeğin stresini ciddi anlamda azaltacaktır.
Hekimin köpeğe doğru yaklaşmayı bilmesi, vücut dilini doğru kullanması, köpeğin muayene masasına çıkartılırken doğru şekilde kucaklanması, çoğunlukla ana maddesi metal olan muayene masalarının kauçuk ve kaymaz pedlerle kaplanmış olması dostunuzun uyum sağlaması için çok önemlidir. Yine uygulamalar esnasında, lezzetli ödüller kullanarak köpeğin dikkatini başka yerlere çekerek endişesini azaltmak da mümkündür. Ayrıca, randevu alarak gittiğiniz kliniğe randevu saatinden en az 15 dakika önce giderek bekleme salonunda köpekle birlikte biraz vakit geçirmek, köpeğin muayeneye daha sakin bir şekilde hazırlanmasını sağlayacaktır. Bazı zamanlarda, muayene ve aşı uygulamalarından sonra dostunuzla güzel bir doğa yürüyüşü ve oyun egzersizi yapmak da bir sonraki ziyaretinde gezinti ve egzersiz olabilme ihtimalini düşünen köpeğimizin kliniğe daha hevesli ve kafası rahat olarak gitmesine neden olacaktır.
Bizler de rutin hastahane ziyaretlerinden, muayene ve tedaviden çoğunlukla hoşlanmayız. Ancak iyi bir doktor, iyi bir hastahane personeli, iyi dekore edilmiş bir ortamda muayene ve tedavi edilmeyi hangimiz istemez ki? Nasıl bizim bazı doktorlar ve hastahanelerle yıldızımız barışmazsa, dostlarımızın da bu tip seçimler içerisine girebilme ihtimalini göz ardı etmemeliyiz.
Unutmayalım ki, köpeklerimizin kılavuzluğunu bizler yapıyoruz. Dolayısıyla, muayene ve tedaviler esnasında dostumuzun yanında olmak ve öncelikle bizim sakin ve rahat olmamız onların da rahatlamasına olanak sağlayacaktır.
BİLİYOR MUSUNUZ?
Kedilerin gün içerisinde kendi tüylerini yalıyarak temizlenmeleri onların sağlıklı olduklarının göstergelerinden biridir. Kirli ve karışmış tüylü bir kedinin hasta olma ihtimalini gözardı etmemeliyiz.
Paylaş