Birçok köpek sahibi, gündüz saatlerini iş yerlerinde ya da okullarda geçirirken, sevimli dostlarını evlerinde bırakmak zorunda. Bu durum her iki taraf için de sıkıntı ve mutsuzluk verici bir şey olsa da sonuç olarak kaçınılmaz.
Peki bizler gündüz saatlerinde evlerimizden ve köpeklerimizden ayrıyken geride bıraktığımız ve bize endeksli yaşayan köpek dostlarımız için en az stresli ve konforlu yalnızlığı oluşturmak hedefli neler yapabiliriz?
- Sabah yürüyüşleri ve egzersiz:
Sabah saatleri tüm geceyi dinlenerek geçirmiş olan dostumuzun en yüksek enerjide oldukları dönemdir. İşe gitmeden önce birlikte kaliteli ve interaktif bir yürüyüşün ardından güzel bir oyun egzersizi bütün gün sizi evde bekleyecek olan arkadaşınızın rahatlamasına yardımcı olur.
Ancak insan kadar geniş bir sıkalada renk ayrımı yapamazlar. Ayrıca ırklara göre değişse de gözlerin lokalizasyonuna bağlı olarak insandan daha geniş bir görüş açıları vardır. Sarı ve mavi en iyi gördükleri renklerdir.
- Köpeklerin koku duyusu nasıldır?
Köpekler eski avcılar oldukları için koku duyuları çok gelişmiştir ve hatta en dikkat çekici duyuları, koku duyularıdır. Burunlarındaki koku yüzey alanı tüm bedenlerindeki yüzey alanından daha büyüktür. Köpekler bizim aldığımız kokuların milyonda bir olanını bile alabilirler. Hatta evde pişen bir yemeğin tüm bileşenlerini ayrı ayrı algılayabilirler.
Tarih öncesi çağlarda köpeklerin avcılık, bekçilik, iz sürme, keskin işitme ve koku alma yeteneklerini fark eden insanoğlu, onlarla arkadaş olmuş ve tüm bu üstün özelliklerini kendi ihtiyaçlarına yönelik kullanmıştır. Köpekle kurulan bu ilişki, avcılık ve doğada tek başına hayatta kalma özellikleri artık körelmiş olan köpek için bir bağımlılığa dönüşmüş durumdadır. Biz olmadan yemek yok, arkadaş yok, sevgi ve temas yok, barınma yok... Geniş açıyla bakıldığında ürkütücü olan bu ilişki, onların yaşam sorumluluğunu omuzlamamızı şart koşmaktadır.
* * *
Ülkemizin her yerinde bizlerle yaşamaya ve hayata tutunmaya çalışan şehir dostlarımız, mahalle sakinlerimiz, komşularımız onlar: Sokak köpekleri. Büyüklü küçüklü, uzun tüylü kısa tüylü, sürmeli gözlü, renk renk kürklü... Hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden akıllı...
* * *
Yavru veya yetişkin bir sokak köpeğini sahiplenmek tıpkı insanın evladının olması gibidir aslında. Kaşına, gözüne, saçının, derisinin rengine bakmaksızın insanın evladı dünyanın en güzel çocuğudur, kendisinden bir parçadır. İşte bir köpeğin hayata bakışı da tıpkı böyle bir şey... Kendisini sizin bir parçanız gibi görür. Siz olmadan hayatın ne tadı vardır ne de tuzu. En büyük kaygısı sizi kaybetmektir. Gözü hep üstünüzdedir. Bir an yanından ayrılın, en derin, en tatlı uykusunu böler ve sizi takip eder. Sizi ne pahasına olursa olsun korur. Sizden ayrıldığı her an endişe ve hüzün onunladır. Size her kavuştuğunda dünyanın en mutlu canlısıdır. Kısacası hayatını size adar.
Bu kaşınma davranışı anlık irritasyona karşı oluşan basit bir reaksiyon olabildiği gibi onları rahatsız eden ciddi olguların habercisi de olabilir.
Eğer problem büyükse bu kaşıntılar sık sık kendini tekrarlayan, hatta dostumuzun acı kaynaklı huzursuz inlemelerinin eşlik ettiği hareketlere dönüşebilir. Bu inatçı kaşıntılara bölgesel tüy dökülmeleri, deride kızarıklıklar ve erezyon, hatta kanamalı-irinli akıntılı yaralar eklenebilir. Çoğu zaman veteriner hekimimizi ziyaret etmemizi gerektirecek bu kaşıntıların sebeplerini birlikte inceleyelim.
-Taranma ve tüy bakımı eksiklikleri: Özellikle alt tüy yapısı kuvvetli olan köpeklerin kış aylarının sonunda başlayan, bahar ve yaz aylarının başına kadar devam eden tüy değiştirme döneminde yetersiz ve iyi taranmaması ve bu dönemi atlatmasına yardımcı olması açısından önemli olan banyo işleminin ihmali ile kirlenen, katı partiküllerle dolan tüyler ve kurtulamadığı alt tüy yapısı dostumuzu rahatsız edecek ve sürekli kaşınmasına sebep olacaktır. Bu sebeplerden ötürü mevsim döngülerinde köpeklerimizi bolca taramayı ve doğru şampuanlarla yıkamayı ihmal etmemeliyiz.
-Alerji: Başta bahar ve yaz ayları olmak üzere çevresel faktörlere, güneşe ve beslenmeye bağlı oluşan alerjiler de onların rahatsız edici şekilde kaşınmalarına neden olabilir. Özellikle Dogo Argentino, French Bulldog gibi genetik açıdan yatkın olan ırklar ve beyaz köpekler bu tip alerjilere çok daha yatkındır.
-Stres: Vücudun en büyük organı deridir. Strese bağlı olgularda da ilk reaksiyonu genellikle deri verir. Bu tip psikosomatik tepkilerde de yinelenen kaşıntılarla dostumuz rahatsız olabilir.
İHMAL ETMEYİN
* Peki, evde bizimle yaşayan sevimli dostlarımızı şehir dışında geçirmeyi planladığınız tatil programının neresine koymalıyız?
* Ve onları geride bırakacaksak ya da birlikte olacaksak nelere dikkat etmeli ve nasıl önlemler almalıyız?
* * *
İlk olarak şunu unutmayalım ki, evcil hayvanımız hangi tür olursa olsun tatil programımıza imkân varsa, onu da dahil ederek, ondan ayrılmamak öncelikli planımız olmalıdır. Evcil hayvanların hayatlarının merkez noktasında bizler olduğumuz için bizden ayrılmak onlar için az ya da çok travmatiktir. Gitmeyi planladığımız bölgedeki hayvan dostu otelleri öğrenip inceleyerek, erken rezervasyonla birlikte harika bir tatil yapabiliriz. Bizim sorumluluğumuzda olan dostumuz adına karar verirken, öncelikle onun tür alışkanlıklarını ve davranış modellerini göz önünde bulundurmayı ihmal etmemeliyiz.
EĞER SEVİMLİ DOSTUMUZ BİR KEDİ İSE* Kediler ortam oryantasyonlu canlılardır. Dolayısıyla alışık oldukları ortamdan ayrılmak onları endişelendirip strese sokabilir.
Köpekler, bizlere nazaran ısı çarpmasına çok daha az toleranslıdırlar. Bu da yaz aylarını onlar için tehlikeli hale getirebilmektedir. Köpekler, ısı regülasyonu ve vücutlarını serinletme işlemini soluk alıp verme esnasında gerçekleştirirler. Hava ısısının yükseldiği dönemde dostlarımız için bu işlem çok daha zor bir hal alır. Bunu, tıpkı bir hava soğutmalı araba motoruna benzetebiliriz. Eğer bu mekanizma bozulursa vücutları hızla su kaybetmeye başlar ve maalesef çoğunlukla erken müdahale olmadığı takdirde ölümle sonuçlanır.
Köpeklerde sıcak çarpmasının sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
. Sıcak havalarda köpeğin araba içerisinde, camla kapatılmış balkonlarda, güneş ışınlarının dik geldiği açık alan yada plajlarda bırakılması.
. Vücudun susuz kalması.
Bu sorunun cevabı bu sene ülkemizde yaşanan alışılmadık iklim hareketlerinde yatıyor... Bu yıl yazın gelişi biraz gecikti; baharın sonuna doğru ısınan hava tam yaz geldi derken tekrar soğudu. Her sene olduğundan daha fazla yağmur yağdı ve gece ile gündüz arasındaki ısı farkı arttı. İşte yazın geç gelişi ve değişken sıcaklıklar da dostlarımızın mevsime olan adaptasyonlarını zorlaştırdı. Tam havaların ısınmasıyla tüy değişimi başlayan köpeklerimiz tekrar soğumasıyla bu değişimi durdurdu ve her zamankinden daha uzun süren ve daha yoğun bir tüy dökümü ile karşı karşıya kaldık. Bizler nasıl kışlık kıyafetlerimizi tam kaldıralım artık derken tekrar soğuyan havayla onlara tekrar ihtiyaç duyduysak, dostlarımızda bunun bir benzerini yaşadı.
Oysaki bu dönemi alınabilecek önlemlerle dostumuzun ve bizim en rahat ve sıkıntısız şekilde atlatması mümkündür.
- Tüy değiştirme dönemine giren köpeğin günde en az bir defa tüylerin çıkışı yönünde ve ters yönde tel taraklar ya da fırçalarla taranması, dökmekte olduğu kışlık tüylerden daha çabuk kurtulmasını sağlayacaktır. Ayrıca tarama işlemleriyle derinin kan dolaşımı artacak ve yeni çıkacak olan yazlık tüyleri daha sağlıklı şekillenecektir.
- Tüy değiştirme döneminde köpeklerimize takviye olması açısından dışarıdan verebileceğimiz biotin ve çinko preparatları da sürecin daha hızlı ve kısa sürede atlatılmasına yardımcı olacaktır.
Çoğu zaman kuyruğunu sallayan bir köpeğin mutlu olduğu ve iyi niyetlerle kuyruk salladığı düşünülür. Ancak, bu her zaman doğru değildir. Köpekler, huzursuz ve korktukları zamanlarda da kuyruklarını saklayabilirler.
İşte, köpeklerde kolayca gözlemleyebileceğiniz vücut dillerine birkaç örnek...
• GÖZLERİNİ KAÇIRMAK: