“Pitch, 2013 haziran ayında İsveç’te Lund şehrinde hizmet veren özel Lunds Hayvan Hastanesi’ne, sahibinin ötenazi isteğiyle geldi. Pitch, daha 3 yaşında, yerinde duramayan, sadece sahibiyle oynamak isteyen, enerji dolu bir köpekti. Ama bu enerji dolu mutluluk saçan hali çok fazla gelmiş olmalı ki, o zamanki sahibi Pitch’e daha fazla dayanamadı ve Pitch’in hayatına son vermeye karar verdi. 2013 yılında İsveç gibi Avrupa’nın en modern ve hayvan haklarının en yüksek seviyelerde bulunduğu bir ülkede, herhangi bir sağlık problemi olmamasına rağmen, sadece enerji dolu ve yerinde duramadığı için sahibi tarafından ölümüne karar verilmişti.
***
Haziran ayında o zamanki sahibi tarafından polikliniğe randevusu alınmıştı. Ölümüne dakikalar kalmıştı ki, şans eseri poliklinikte kız arkadaşım veteriner hekim Elin Sjöbom’la karşılaştı. Veteriner hekim Elin, Pitch’in o zamanki sahibine neden uyutma kararı aldıklarını ve Pitch’in herhangi bir sağlık problemi olup olmadığını sordu. Maalesef kız arkadaşım duyduklarına inanamadı çünkü gözlerinden mutluluk saçan, hayat dolu olan 3 yaşındaki Border Collie kırması Pitch, sadece aşırı aktif olduğu için uyutulmak isteniyordu. Veteriner Elin, bunu yapamayacağını ve o zamanki sahiplerinin izni ile sahip arama yoluna gitmek istediğini bildirdi. O sırada ben ameliyathanede bir hastamın operasyonunu yapmaktaydım. Elin, gelip durumu anlattı ve Pitch’i en azından bir ev bulana kadar eve alıp alamayacağımızı sordu. Bende Pitch’i hiç görmemiş olmama rağmen düşünmeden, bir ev bulana kadar kalabilir cevabını verdim. Pitch ile 2 gün gibi kısa bir zaman aynı evde vakit geçirdikten sonra ondan ayrılamayacağımı anlayıp onun için yeni bir aile aramayı bıraktım. Pitch, her gün fiziksel aktivitede bulunması gereken bir hayvandı ve Border Collie kırması olması dolayısıyla bu aslında beklenen bir durumdu. Günde yaklaşık 1 saat aktif egzersizle mükemmel bir ev arkadaşıydı. Bu sebeple ilk günlerde top oynayarak, daha sonra da frizbi oynayarak bu enerjisini harcamaya başladım. Frizbideki başarısı ve Vet.Hek. Köpek Eğitim Uzmanı Tarkan Özvardar’ın tavsiyeleriyle İsveç’in Linneryd şehrinde 13 Haziran 2014 tarihinde düzenlenen Skyhundz Uluslararası Frizbi Yarışması’na katıldık. Distance/accurecy yarışmasında birincilik, free style yarışmasında ikincilik ödülünü kazanıp, 2015’te dünya şampiyonasında yarışma hakkını kazandık...”
Çoğunlukla kanama ile karakterize olan bu dönemde, hormonal etki ile üreme yolu açık hale gelir. Açık ve korunmasız halde olan üreme kanalından rahim bölgesine çeşitli bakterilerin geçebilmesi, kızgınlık döneminde oldukça mümkündür. Normalde bu bakteri geçişine dirençli olan bölge bazı zamanlarda mikropların yerleşmesine, saldırısına direnç gösterebilir.
* * *
“Pyometra”, genellikle dişi köpeklerde kızgınlıktan 3-5 hafta sonrasında şekillenebilen, bakterilerin oluşturduğu enfeksiyon sonucu rahim duvarının kalınlaştığı ve rahmin enfekte sıvı ile dolduğu son derece tehlikeli bir hastalıktır. Bu hastalığın kötü yanı oldukça yavaş ve sinsi bir şekilde (genellikle son döneme kadar) semptom vermeden şekillenmesidir.
* * *
Kızgınlık dönemindeki yüksek hormonal aktivasyon ve rahim bölgesinin açılarak korunmasız hale gelmesi ile bakteri transferi bu hastalığın sebeplerindendir. Ayrıca kızgınlık dönemini baskılamak hedefli yapılabilen hormon preparatlarının da rahim iltihabı olgusunu tetikleyebildiği bilinmektedir.
* * *
Hastalık iki şekilde görülebilir ve bu durum “açık” ya da “kapalı pyometra” diye adlandırılır. Açık pyometrada rahimdeki enfeksiyon gözle görülebilecek şekilde dışarıya sızar ve köpek sahibinin bunu farketmesi kolay olur. Ancak kapalı pyometrada hastalık yavaş yavaş ilerler. Rahim enfeksiyon sıvısı ile dolar ve tıpkı gebelikteki gibi büyür ve genişler. Hayvanda iştahsızlık, keyifsizlik ve durgunluk, yüksek ateş, aşırı su içme ve zaman zaman kusma görülebilir. Müdahale edilmediği takdirde genişleyen rahmin patlayarak enfeksiyon sıvısının kana karışması ve ölüm şekillenebilir. Tanı için ultrasonografik muayene ve kan tablosuna bakmak yeterli olmaktadır.
Tüm köpeklerin sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmesi, bulaşıcı ve ölümcül olabilen hastalıklara karşı aşılanması ve kısırlaştırılması ile mümkündür. Aşılamak aynı zamanda hayvandan insana geçebilen hastalıkların önüne geçmek ve toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Özellikle kuduza karşı uygulanan aşılamanın her sene tekrarlanması çevre sağlığı açısından elzemdir.
* * *
Ülkemizde sokak köpekleri ve ev köpeklerinin popülasyonunu düzenlenmesinin en doğru ve tek yolu üremenin kontrol altına alınmasıdır. Her geçen gün kontrolsüz çiftleşmeler sonucunda, sürülere yeni bireyler katılmakta ayrıca merdiven altı üreticilerin tetiklemeleriyle sayı çığ gibi artmaktadır.
Eğer popülasyon artışı kendi doğal akışına bırakılırsa, üremeye bağlı olarak sayı gittikçe artacak ve kontrolsüz bir şekilde kümelenecektir.
* * *
BESLENMELERİNE DİKKAT ETMEK:
Köpeğimizin beslenme alışkanlıklarını iyi bilmek ve ona en uygun besin kaynaklarını kullanarak dengeli beslenmek dostumuzun yaşam süresini uzatacaktır. Köpeklerin tıpkı bizler gibi yavruluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerindeki diyetleri farklılıklar içermektedir. Dönemsel olarak enerji ihtiyaçları değişebilmektedir. Beslenmelerinde dönemsel farklılıkları göz önüne alarak doğal ve kaliteli kaynakları kullanmak, onları aşırı kalitesiz beslemekten kaçınmak obezite hastalığından uzak tutmak daha sağlıklı ve uzun yaşamalarını sağlayacaktır.
BOL EGZERSİZ:
4 Ekim Hayvan Hakları Günü ve bugünü kapsayan hafta da Hayvan Hakları Haftası olarak her sene hatırlanır. Gelişmiş toplumlarda hayvan hakları, kanunlar çerçevesinde düzenlenerek sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Doğal çevrimin devamlılığı ve tabiatın dengesini oluşturmada tüm hayvanların olumlu etkileri vardır ve onlarsız bir dünyanın var olması düşünülemez. Ülkemizde 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu adı altında bir düzenleme bulunmaktadır. 5199 sayılı yasa, hayvan hakları ve onların refahını düzenlemek ve sağlamak adına oluşturulmuş bir yasa olsa da, çok daha geliştirilmiş ve gerçekten hayvanların haklarını koruyan bir yasaya ihtiyacımız olduğu aşikardır. Ülkemizde de Hayvan Hakları Yasası’na tıpkı diğer yasa maddelerine gösterilen önem gibi itinayla yaklaşılması, onların hak ettikleri şekilde ve refah içerisinde yaşamlarını idame ettirmeleri için bu yasanın genişletilerek ve tekrar düzenlenmesi gerekmektedir.
* * *
Her gün görsel ve yazılı basında hayvanların uğradıkları haksızlıklar, işkence ve kötü muamele haberlerine rastlamaktayız. Bu kadar çok üzücü haberin gündemleri doldurması ülkemizde Hayvan Hakları Yasası’nın yetersiz ve uygulamaların eksik olduğunun en büyük göstergesidir. Özellikle yasanın cezai yaptırımlarının caydırıcı olmaması, takip ve uygulama eksikliklerinin yaşanıyor olması 5199 sayılı yasanın fonksiyonel olmaktan uzak olduğunun göstergesidir. Yasanın tekrar ele alınması ve manipülasyonu esnasında sivil toplum örgütleri ve hayvan hakları koruyucularının fikir ve tecrübelerinin yasa koyucular tarafından dikkate alınması oldukça önemlidir. Ayrıca Hayvan Hakları Haftası denildiğinde, sadece evlerimizde beslediğimiz pet’ler değil, tüm hayvanların hatırlanması gerekmektedir. Onları sevmek mutlaka ki çok önemli ama yetersizdir. Onların haklarını da korumak, yaşam refahlarını sağlamak ve yaşam koşullarını düzeltmek de biz insanların görevidir.
* * *
Hayvan sevgisinin aşılanması yetiştirme ve eğitimle doğrudan ilgilidir. Okullarımızda bu haftanın öneminin çocuklarımıza algılatılması, bu dünyanın ve bizlerin onlarsız olamayacağı gerçeğinin öğretilmesi, ailelerin çocuklarına hayvan sevgisini aşılaması gelecekte daha bilinçli ve sevgi dolu bir ilişkinin oluşmasında etkili olacaktır. Onları yılda sadece bir gün ya da bir hafta çerçevesinde hatırlamayalım. Onların haklarını her gün koruyalım ve gözetelim. Hayvan Hakları Haftamız kutlu olsun...
10 RİCA
İnsanlar, edindikleri köpeklerden pek çok beklenti içerisine girerler. Koşulsuz itaat, temizlik alışkanlığı, kesintisiz sevgi, sosyal davranışlar, gereksiz havlamaların olmaması, çağrılınca gelme, istemeyince uzak durma, eşya kemirmeme ve bunun gibi sonu gelmeyen ve makul olduğu düşünülen istekler... Bizler, dünya üzerindeki en egosantrik canlılarız. Fiziksel zayıflığımız, duyu organlarımızın yetersizliği bizi parçası olduğumuzu düşündüğümüz doğaya karşı silahlanarak korunmak gibi, başka canlıların nasıl, nerede ve ne kadar yaşayacağına karar vermek gibi yollarla bencilce düşünmeye ve o şekilde davranmaya itmiştir. Hayatlarımıza renk katan, dostluklarıyla gerçek sadakati bize öğreten, her eve gelişimizde bizi büyük bir özlem ve neşeyle karşılayan köpek dostlarımızın da biz insanoğlundan bazı basit ricalarının olmasından daha doğal ne olabilir ki!
Fiziksel ve davranışsal olarak birbirinden oldukça farklı yanları olan kedi ve köpek, en çok tercih edilen evcil hayvanlar olarak insanoğlu tarafından sürekli ıslah edilip seleksiyona tabi tutularak çeşitlendirilmiştir.
Günümüzde son derece farklı görüntüye sahip yüzlerce kedi ve köpek ırkının oluşmasının nedeni, bizlerin onlara olan ilgi ve merakımızdır.
Kendimize bu iki sevimli, birbirinden çok farklı alışkanlık ve ihtiyaçları olan canlılardan birini dost olarak seçmek istediğimizde, kedi insanı mı, yoksa köpek insanı mı olduğumuza karar vermemiz doğru olur.
KEDİ İNSANI
Genellikle sakin yapılı, gezmeyi, bol seyahat etmeyi sevmeyen, bunun yanında evinde vakit geçirmeyi tercih eden evcimen bir insansanız, kediler tam size göre arkadaşlardır. Kediler oryantasyon algıları yüksek ve ortamlarına düşkün olurlar. Sakinlik ve huzur onları en iyi tanımlayan kelimelerdir. Alışkanlıklarının ani şekilde değişmesi ve misafiri çok fazla sevmezler. Kitaplarıyla, müziğiyle ve kahvesiyle kendi kendine mutlu olan insanlar için kedi, tamamlayıcı bir unsurdur. Birçok ünlü edebiyat yazarı ve müzisyenin tercihleri kediler yönünde olmuştur. Kediler ev hayatına mükemmel bir şekilde adapte olabilirler. Her ne kadar uzun süreli yalnızlıkları sevmeseler de bu duruma zaman zaman katlanabilirler. Canları istediğinde kendilerini sevdirir ve iletişime geçer, istemezlerse uzak dururlar. Aşırı dirsek temasından hoşlanmayan bir karakteriniz varsa kediler sizin için mükemmeldir. Ayrıca kediler çoğunlukla sessiz hayvanlardır. Bu nedenle apartman hayatına kolayca adapte olurlar. Konforlarına çok düşkünlerdir ve genellikle soğuktan hiç hoşlanmazlar . Siz de soğuk kış günlerinde battaniye altında kahve, çay ve kitap eşliğinde saatlerce vakit geçirmeyi seviyorsanız bu zevkinizi kucağınızdan dünya patlasa kalkmayacak bir kediyle paylaşabilirsiniz.
KÖPEK İNSANI
Hareket, spor, heyecan yaşamınızda olmazsa olmaz ise, köpek sizin için en iyi evcil arkadaş olacaktır. Öğretmeyi, yönetmeyi ve takım oyunlarını seven insanlar köpekle vakit geçirmekten büyük keyif alabilirler. Köpekler ortamdan çok sahiplerine endeksli yaşamayı tercih eden canlılardır. Sürü hayvanı oldukları için yalnızlık hiç onlara göre değildir. Yalnızken çok mutsuz olurlar. Kendi başlarına oyun oynamayı sevmezler. Sürekli bir ilgi ve interaktif diyalog isteği içerisindedirler. Sizinle yatar sizinle kalkarlar. Gittiğiniz heryere sizinle gelmek isterler. Sorumluluk almayı seven, aktif ve ev dışında vakit geçirmeyi, sporu tercih eden, planlı yaşayan biriyseniz bir köpeği çok mutlu edebilir ve siz de bundan büyük keyif alabilirsiniz.
Bazen sert olabilen bu geçiş dönemleri tüm canlıların adaptasyonlarını zorlaştırabilmektedir. Bizlerle birlikte yaşayan köpeklerimiz de, değişen tabiata ayak uydurma konusunda zaman zaman zorluklar yaşayabilmekte ve onlar için önlem almamız gerekebilmektedir.
Eylül ayının ortalarını geçtiğimiz şu günlerde özellikle gece ile gündüz arasındaki yüksek ısı farklılıkları tıpkı bizlerde olduğu gibi köpeklerde de bağışıklık sistemini zorlayabilmekte ve bazı hastalıklara zemin oluşturmaktadır.
AKŞAM VAKİTLERİ KISA GEZİNTİLER
Sonbaharda köpeklerimizde gözlemleyebileceğimiz hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz;
-Solunum yolu hastalıkları: Gerek ısı farkından kaynaklı gerekse hava değişimi kökenli bağışıklık sistemlerinin zayıflamasına bağlı olarak özellikle bulaşıcı karakterli üst solunum yolu hastalıklarına dostlarımız bu dönemde daha yatkındır. Ayrıca havanın soğumasıyla özellikle akşam vakitleri daha kısa gezintiler ve evde yaşayan köpeklerde evin daha az havalandırılmasına bağlı kuru ve alerjik ev ortamlarında daha fazla vakit geçirme, genellikle kuru öksürük, hapşırma ve tıksırma ataklarıyla karakterize üst solunum yolu hastalıklarına davetiye çıkarmaktadır. Köpek parklardaki buluşmalar esnasında da bulaşıcı bakteriyel yada viral kökenli bu hastalıkların köpekten köpeğe bulaşması da kolaylaşmaktadır.
- Mide-barsak sistemi rahatsızlıkları:
Yine bu dönemdeki ani ısı değişimleri köpeklerin sindirim sistemlerini üşütmelerine sebep verebilmektedir. Özellikle gaz birikmeleri, ishal ve kusma ile gözlemlenen rahatsızlıklar dostlarımız için can sıkıcı olabilmektedir. Ayrıca bahçede yaşayan dostlarımız dökülen ve toplanmayan çürümüş yaz meyveleri ve yaprakları da yiyebilmekte ve bunlar da sindirim sistemlerini bozabilmektedir.
Birçok sağlık problemine davetiye çıkarması açısından çok dikkat edilmesi gereken bu hastalığın, bizim sorumluluğumuzda olan dostlarımız açısından kontrolü ve önlenmesi tamamen bizim bilinçlenmemizle mümkün olacaktır.
Bu hastalık, köpeklerde vücut yağlarının miktarının ciddi oranda artmasıyla karakterizedir.
* * *
Bu kontrolsüz kilo artışı vücutlarındaki birçok mekanizmayı bozarak şu tip sıkıntılara yön verir:
- Aşırı kilo eklemlere binen yükü artırarak eklem dejenerasyonlarına, disk fıtıklarına ve bağların kopmalarına neden olabilir. Yüksek kilo ile hareket etmekte olan dostumuzun işlevi bozulan eklemleri , ciddi ağrılara neden olur
- İç organlardaki yağlanma hayati önemi olan kalp, karaciğer gibi organların fonksiyonlarını bozarak yaşam kalitesi ve süresini düşürür,
- Fazla kilo köpeklerde stres ve mutsuz duygu durumunu artırır. Vücuttaki anti stres hormonlarının salınmasına engel olur,