Birçok iş ve yaşantı alışkanlıklarımızı değiştirdik. Bizlerle birlikte bizim yaşantımıza entegre olarak yaşayan köpeklerimiz de birçok yeni davranışa adapte olmak durumunda kaldı. Pandemi süreci, köpeklerin hayatında ve alışkanlıklarında ne gibi değişikliklere neden oldu birlikte inceleyelim.
ARTAN KÖPEK ÜRERİM VE SATIŞLARI
İnsan olarak bizler kendi içimizdeki ilişkilerimizde bile birbirimizi zaman içerisinde tanımaya çalışır ve bunun için birçok gözlem yapar ve sonuçlar çıkarırız. Köpek-insan ilişkisinde köpek, insan hayatına entegre olmak durumunda kaldığı için ve de ortak bir konuşma diliyle anlaşamadığımızdan ötürü onları anlamaya çalışmak, kendimizi yalın ve anlaşılır ifade etmek bize düşmektedir. Birçok köpek sahibi bu birliktelik esnasında dostunun doğal davranış modelleri konusunda fazla bilgi sahibi olmadığı için ilişkinin konforunu bozabilecek hatalı davranışlarda bulunabilmektedir. Peki nedir köpek-insan ilişkisinde bizlerin sıklıkla yaptığı hatalar.
Yanlış ya da irdelenmeden öneri uygulamaları: Köpek sahiplendiğinizde çevrenizdeki eşiniz ve dostunuzun önerilerini bilimsel ve güvenilirliği olan kaynaklarla doğrulamadan dostunuzun üstünde uygulamaya çalışmayın. Sürekli değişik ve yanlış uygulamalarla, deneme tahtasına dönecek olan köpeğinizin bu çarpık algıların yaratacağı davranış sorunlarıyla uğraşmanız hem zamanınızı çalacak hem de dostunuzla aranızı bozacaktır.
Köpeklerin burunlarındaki koku yüzeyi, insanın burun mukozası yüzeyinin yaklaşık 50 katı kadar büyüktür. Ayrıca alınan kokuların analize edilmesi için beyinde ayrılan alan, köpeklerde insandan neredeyse 40 kat daha fazladır. Bu büyük farkın etkisini şöyle açıklamak mümkündür:
Evimizde bir yemeğin ana maddesini koklayarak bizler ancak tahmin yürütebilirken, köpek pişen yemeğin yağını, soğanını, tüm baharatlarının ayrımlarını tek tek analize edebilmektedir. Ve bu tespitleri çok uzak mesafelerden yapabilmektedir. İnsanda koku alma görevi için ortalama 5 milyon koku hücresi varken, köpeklerde bu sayı ortalama 150 milyondur.
Köpekler işte bu inanılmaz yeteneklerini insanlık yararı için kullanmaktan hiçbir zaman çekinmemişler ve halen de bizler için kullanmaya devam etmektedirler.
Canlının varoluşuyla canlılığın sonlandığı ana kadar olan zaman dilimi o canlının ömrü olarak tanımlanır. Bu süreler türe ve ırka göre farklılıklar gösterir. Yaşam süresi 1 günle sınırlı olan bazı sinek türlerinin yanı sıra 150 yılın üstünde yaşayabilen kaplumbağa türleri olduğu kayıtlıdır. Peki evlerimizi açtığımız ve ailemizin bir ferdi olarak gördüğümüz sevgili dostlarımız köpeklerin hayat süreleri nedir?
Ne yazık ki vefalı arkadaşlarımız köpeklerin yaşamları onlara doyamayacağımız kadar kısadır. Ortalama bir istatistik olarak köpekler 10 ila 15 yıl arası bir ömre sahiptirler. Köpeklerde yaşam süreleri bir takım faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu süreye etkiyen unsurları şöyle sıralamak mümkündür.
- Hangi ırka mensup olduğu:
400’e yakın olan köpek ırklarının farklı yaşam süreleri olabilmektedir. Bazı ırkların yaşam süreleri kısa iken bazı ırk köpeklerin çok daha uzun olabilmektedir. French mastiff, Napoliten mastiff gibi mastiff kökenli köpekler, Bernese Dağ köpeği, St Bernard, İngiliz Bulldog, Great Dane, Rottweiler gibi ırklar maalesef genellikle 10 yaşlarını göremeden hayatlarını tamamlarken, Chihuahua, Toy poddle, Beagle ve Pomeranian ırkına mensup olanlar 15 yıla kadar yaşayabilmektedir. Ayrıca önemli bir istatistik olarak melez köpeklerin de saf ırklara göre daha uzun bir ömre sahip olduğu net bir gerçektir. Bu da barınaklar ve sokaklardaki birbirinden güzel köpekleri hayatınıza dahil ederek daha uzun beraberlikler yaşayabileceğinize işaret eder.
- Büyük ırk yada küçük ırk olması:
Depremin gerçekleşmesinin hemen sonrasında bölgeye, yıkılan binaların enkazları altında kalan ve halen hayatta olan insanların tespiti ve kurtarılabilmesi için arama-kurtarma ekipleri sevk edildi. Bu ekiplerin içinde tüm yaşamları boyunca enerjisini, insanlık yararına kullanmak üzere yetiştirilmiş arama-kurtarma köpekleri de vardı. Yıkılmış çok katlı binaların altında hayata tutunma mücadelesi veren onlarca insanın tesbit edilerek tekrar gün ışığı görmesini işte bu vefalı köpekler sağladı.
Peki bu harika işi başaran arama-kurtarma köpekleri nasıl seçilip göreve hazırlanıyorlar?
HAVAYI KOKLAYARAK CANLI İNSAN TESPİTİ
Hikâye aslında American Staffordshire ırkı olan Boro ve Sonja’nın 5 ay önce oturdukları sitede yasaklı ırk oldukları şeklinde bakanlığa şikâyet edilmeleri ile başladı. Bakanlık görevlileri tarafından el konulan köpekler, Çankaya Belediyesi‘nin Hayvan Barınağı’na emaneten yerleştirildi. Köpeklerin sahibi Emre Tanyolu, olayın üzerine köpeklerine haksız yere el konulması sebebiyle mahkeme sürecini başlattı.
***
Beş ay süren mahkeme karara bağlama aşamasına yaklaşırken, Emre Tanyolu barınaktan aranarak, köpeklerinden erkek olan Boro’nun kayıp olduğunu, belki de çalınmış olduğunu öğrendi. Bu dehşet verici haber üzerine tüm hayvansever ve duyarlı insanlar Boro’nun bulunması ve sahibine kavuşması için sosyal medya aracılığı ile harekete geçti.
Hürriyet Ankara'nın da manşetten Boro’nun hikâyesini paylaşmasından 2 gün sonra, Boro Çankırı’da sağ salim bulundu. Tüm bu olaylar esnasında mahkeme sonuçlanmış, Sonja ve Boro’nun yasaklı ırk mensubu olmadığı ve sahiplerine iade edilmeleri kararı verilmişti. Şu an Boro ve Sonja, sahipleri olan Emre Tanyolu ile uzak kaldıkları 5 ayın yarattığı stres ve travmayı atlatmaya çalışıyorlar.
İlk olmayan ve böyle giderse son da olmayacak bu olay zihnimizde hangi soruları şekillendirdi...
Farklı alışkanlıkları ve yaşam döngüleri olan iki canlının ortak alan paylaşımında belli tedbirlerin alınması; insan için organize edilmiş ortamlarda yaşayan dostlarımız için bizlerin sorumluluğunu gerektirmektedir. İşte köpeklerimizin sağlığı ve refahı adına ortak yaşam alanımız olan evlerimizde almamız gereken tedbirler:
*Alan Kısıtlaması: Dostlarımızı özellikle bebeklik dönemlerinde sınırlı alanlar içerisinde muhafaza etmemiz elzemdir. Belirli bir alan içerisinde yavru köpek hem kendini mental olarak daha rahat ve güvende hissedecek hem de evde onun için tehlikeli olabilecek bölgelerden korunacaktır. Eğer bu sınırlı alanlar evlerimizin camla kapatılmış balkonları olacaksa yazın sıcaktaki sera etkisinden ve havasız kalma tehlikesinden, kışın da onları hasta edebilecek soğuğa karşı tedbirli olmayı ihmal etmemeliyiz. Ayrıca balkon korkuluklarının aralıkları köpeğin geçebileceği kadar genişse düşme riskini gözardı etmemeliyiz.
*Elektrik tesisatı-kablolar: Köpekler meraklı canlılardır. Keşif amaçlı olarak elektrik tesisatları ve evdeki kablolarla ilgilenme ihtimallerine karşı önlemler almayı ihmal etmemek ve açıktaki kabloları gizlemeyi unutmamak önemlidir.
*Ev bitkileri: Evlerimizde beslediğimiz bitki ve çiçeklerimiz sevimli dostlarımızın ilgisini çekebilir. Bu bitkilerin önemli bir çoğunluğunun köpeklerin yemesi halinde toksik etkiler oluşabileceğini gözardı etmemeliyiz.
*Cam sehpalar-biblolar: Köpekler hareketli ve aktif canlılardır. Ev içerisindeki koşuşturma ve oyunlar esnasında oluşabilecek kazalara karşı cam sehpalar keskin uçlu sehpalar ve porselen ya da cam içerikli objelerin yaratabileceği tehlikeyi unutmamalı ve gereken önlemleri almalıyız.
Can dostlarımızın bu hayat döngülerini bölümlendirmek gerekirse:
* BEBEKLİK DÖNEMİ: Çoğunlukla dünyaya gelmeyle başlayan 0-6 ay arası dönemleri, dostlarımızın bebeklik dönemleridir. Bu dönemde var olduğu dünyayı keşfetmeye çalışan bebek köpek; kendi türdeşlerini, tür dışı canlıları ve yaşadığı çevreyi tanımaya çalışmaktadır. Bedensel ve zihinsel reflekslerinin yeni yeni şekillendiği bu dönemde, merak en ön plandaki duygudur. Köpeğin kritik sosyalizasyon evre inşaları bu safhada gerçekleşir.
* YAVRULUK DÖNEMİ: 6 aylıkla 1 yaş arası olan yavruluk dönemi, köpeklerin hayat adına belli öğretileri edinmeye başladığı yavaş yavaş çıkarımlar ve tecrübeler edindiği süreçtir. Bebeklikten itibaren şekillenen ivmeli fiziksel gelişim neredeyse tamamlanmak üzeredir. Vücuduna olan kontrol ve reflexleri gelişmiş ve harmonik hale gelmiştir. Yavruluk dönemi enerjinin yüksek ve öforik olduğu bir evredir köpeklerde. Sahiple olan iletişimin güçlenmeye başladığı ve itaat algılarının oluştuğu süreçtir.