Paylaş
Başarılara verilen ödüller adil olduğu sürece son derece değerlidir. Bir konuda emek veren insanı motive eder. Özellikle genç yeteneklere verilen ödülleri önemsiyorum.
Benim de 2006 yılında aldığım “TOYP Türkiye’nin On Başarılı Genci” ödülleri tam 23 yaşında.
Tüm süreci gönüllülük esası ve özveri ile yürüten JCI İstanbul Başkanı Funda Siller ve TOYP Direktörü Celal Onurhan Bayraktar ile ekibinin yaklaşık 11 aydır emek vererek ortaya çıkardığı TOYP 2017 programı ödül gecesinde, toplumsal gelişime katkısı bulunan ve daha iyi yarınların peşinde koşan ülkemizin gurur kaynağı olacak gençlerimiz ödüllerini aldılar.
Bu senenin konsepti “Geleceğe Meşale Yak”.
Sayın Funda Siller'e bu güzel oluşum hakkında merak edilenleri sordum…
“Gençlere ilham verecek başarı hikâyelerini ön plana çıkarıyoruz”
*TOYP konsepti nasıl oluştu?
JCI (Junior Chamber International - Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler Derneği), dünyanın en büyük ve en eski gençlik sivil toplum kuruluşlarından biri. “Aktif gençler için önde gelen küresel network olmak” vizyonuna odaklanan JCI üyeleri olarak, “Gençlerin yetişmesi için fırsatlar sunarak toplumun pozitif gelişimine katkı sağlamak” misyonunu gerçekleştirmek için çalışıyoruz.
JCI’ın faaliyette olduğu ülkelerde yaklaşık 40 yıldır Ten Outstanding Young Persons (TOYP) programı yürütülüyor. 1990’lı yıllarda JCI Türkiye’nin ilk kurulan şubesi JCI İstanbul tarafından da Türkiye’de uygulanmaya başladı. Yani TOYP yarışmasının Türkiye ayağı “Türkiye’nin On Başarılı Genci” yarışması, her sene JCI İstanbul şubesi tarafından organize edilmekte olan bir JCI Türkiye projesi.
JCI; üyelerinin ve gençlerin bireysel gelişimine katkıda bulunması maksadıyla sunduğu eğitimler, proje imkânları ve bilgi alışverişi yanında, gençlere örnek olabilecek kişileri ve gençlere ilham verecek başarı hikâyelerini de ön plana çıkarıyor ve takdir edilmelerini sağlıyor. İşte bu doğrultuda düzenlenen TOYP programı dünyanın dört bir yanında alanlarında fark yaratan isimleri bizlerle buluşturuyor. Türkiye olarak, 23 yıldır yer aldığımız bu programda 15 kez dünya birinciliği kazanma onurunu yaşadık.
*Projenin genel amacından bahseder misiniz?
Türkiye’de daha iyi yarınların peşinde koşan başarılı gençlerin toplumsal gelişimine katkısı bulunan öykülerini ve çalışmalarını görünür kılarak, tüm Türkiye’de farkındalık yaratmak. Gençlerin daha duyarlı ve aktif vatandaş olmalarını teşvik ederek ilham vermek amacıyla, insanların hayatına katkıda bulunan sıra dışı kişilerin olağanüstü etkilerini daha fazla kişiye ulaştırarak, Türkiye gündemine taşımak ve olumlu rol modellerini ülke gençlerine göstererek ilham almalarını sağlamak.
Bu sene 23. kez gerçekleştirilen “Türkiye’nin 10 Başarılı Genci Yarışması” projesi, başarılı gençlerimizin desteklenmesi ve uluslararası platformda ülkemizin en iyi şekilde tanıtılması açısından önem taşıyor. Bizler de bu proje için çalışarak ülkemize hizmet ediyor ve gençlerin başarılarını derecelendirmelerine katkı sağlıyoruz.
*Adaylar hangi kriterlere göre belirleniyor?
18-40 yaş arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve aşağıda belirtilen on farklı kategoride, tasarı aşamasını geçerek hayata geçirilmiş bir projesi olan, yaptığı çalışmalar ile önce kendine, ardından çevresine pozitif katkısı olan, buluş yapan, girişimciliği başaran, hayat kurtaran veya vesile olan ve başarıya giden yolda hikâyesinin anlamlı ve ilham verici olduğunu düşünen tüm yetenekli gençlerimizin başvurusuna açık bir proje bu. Aynı zamanda TOYP aday komitesi, ulusal ve uluslararası medya taraması, basın duyurusu, ilan, poster, web duyurusu, sosyal medya, TV programı, vb. araçları kullanarak 10 farklı kategori için uygun adayların belirlenmesi ve başvurularının tamamlanması için son başvuru tarihine kadar titizlikle çalışıyor.
Kategorilerimiz:
*Peki jüri kimlerden oluşuyor?
Her sene belirli kıstaslara bağlı kalarak seçkin bir jüri oluşturuluyor. Jüri üyelerinin değerlendirme yaptıkları kategorilerde belli bir birikim, uzmanlık ve söz sahibi olmaları önem taşıyor. Jüride iş ve sanat dünyasından çok önemli isimler ve çok değerli akademisyenler bulunuyor. TOYP ödülünü kazanan ve yaptıkları çalışmalar ile ülkemizin gururu olan tanınmış kişiler de jürilik konusunda destek oluyor.
“TOYP sayesinde gizli kahramanlarımızı tanıyıp gençleri teşvik ediyoruz”
*Ödüllerin önemi nedir?
İnsanlık tarihi bireyin gücünün toplumların değişimleri yaşamasına ilham verdiği milyonlarca örnek ile dolu. Alışılmışın dışında başarı göstermek; sıra dışı düşünce yapısı, cesaret, mücadeleci ruh ve iyi ahlak gerektirir. Öte yandan gündemindeki olağanüstü durumların oldukça fazla olduğu Türkiye’de, olumsuz olağan dışılıkların arasında, başarıları dünya çapında takdir görmüş fakat kendi ülkesi tarafından bile yeterince tanınmayan binlerce gizli kahraman bulunuyor. TOYP sayesinde gizli kahramanlarımızı tanıyıp gençleri teşvik ediyoruz.
Ülkemizde ödül kazanan gençler, bütün ülkelerden gelen adaylarla beraber, uluslararası büyük jürinin değerlendirmesine girerek dünya birinciliği için yarışıyor. Uluslararası etapta birincilik aldıkları takdirde “Yılın En Başarılı Gençleri” ödüllerini, bir sonraki yıl JCI Dünya Kongresi’nde alma fırsatı sunuluyor. Böylelikle TOYP Türkiye birincilerimizin alanlarında yaptıkları başarılı çalışmalarını dünyaya tanıtmaları için de eşsiz bir ortam sunuyoruz.
TOYP 2017 Türkiye’nin En Başarılı On Genci
İş Dünyası, Ekonomi ve/veya Girişimcilik – Taylan Samancı
Siyaset, Hukuk ve Kamu Yönetimi – Derya Taşkın
Bilimsel Önderlik – Burçin Mutlu Pakdil
Kültürel Başarı – Onur Kutlu Gago
İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Hizmet – Alp Köksal
Fen ve Teknik Gelişme – Fatih Toy
Kişisel Başarı – Ece Çiftçi
Tıbbı Yenilik ve Buluşlar – Mustafa Ünal
Çevre Korumacılığı ve Ahlaki Önderlik – Onur Kayapınar
İnsan Haklarına, Çocuklara ve Dünya Barışına Katkı – Hasan Zafer Elcik
***
Atta - Çocuklar ve Gençler İçin Uluslararası Sanat Festivali
İstanbul, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü kapsamında, Türkiye’nin tek uluslararası çocuk ve gençlik sanat festivali olan Atta Festivali ağırladı.
Çocukların sanat ve kültür haklarından yola çıkan festival, tüm sanat ve performans biçimlerinin yanı sıra teknolojik ve interaktif içeriklere de yer veriyor.
Her yaştan çocuğun coşkulu katılımıyla bu yıl 21 Kasım-5 Aralık tarihlerinde gerçekleşen festivalde, İspanya, Litvanya, Hollanda ve Türkiye’den sanatçılar; danstan tiyatroya, animasyon filmlerden interaktif hikâye anlatımına kadar farklı alanlardaki etkinliklerle İstanbullu çocuklar ve aileleri ile buluştu.
Atta Festival’in Hollanda’ya odaklanan 2.edisyonunda; iPet gösterisi, resimlerle interaktif hikâye anlatımı atölyesi ve Gece Yolculuğu adlı performans, Dutch Performing Arts’ın ve Hollanda İstanbul Başkonsolosu Bart van Bolhuis ve Kültür Ateşesi Quirine van der Hoeven’ın desteğiyle gerçekleşti.
Biz de bu önemli etkinlik kapsamında, Hollanda Konsolosluğundaki Atta buluşmasındaydık.
***
Anne Ben Leylek mi Oldum?
Koreograf, dansçı, yönetmen Aysun Aslan Cebeci Ankara Devlet Konservatuvarı’nda geçirdiği yılları anlatan bir kitap yazdı.
Küçük bir kız çocuğu… Konservatuvarda bale bölümüne girecek, çok çalışacak, umutsuzluğa kapıldığı da olacak ama yılmayacak, Türkiye’nin önde gelen dansçılarından ve koreograflarından biri olacak…
Bir okul… Öğrencileri hem heyecanlandıran hem korkutan ama nihayetinde büyülü bir atmosferin kapısını aralayan konservatuvar. Sanata damga vuran isimlerin eğitim verdiği, öğrenci olduğu derslikler… İleride tüm Türkiye’nin tanıyacağı tiyatrocuların, müzisyenlerin, sinemacıların, dansçıların sohbet ettiği, haylazlık ettiği, flört ettiği bir okul bahçesi…
Bir ülke… Anadolu’nun dört bir yanında turneler, gösteriler, tatiller… Karış karış gezilen güzel ülkenin insanları, o insanların başrolde olduğu acı tatlı anılar…
Bir dönem… Politik gelişmelerin herkesin hayatını doğrudan etkilediği, bazen komik, bazen trajik olaylara gebe günler…
Ve… Aysun Aslan Uğur’un esprili bir dille kaleme aldığı, sanat dünyasının önemli isimlerinin gençlikleriyle, heyecanlarıyla, maceralarıyla, tutkularıyla ve aşklarıyla sahnede yerini aldığı bir kitap, Anne Ben Leylek mi Oldum?
Tanıtım bültenindeki bu cümleleri sizinle paylaşmak istedim. Şimdi sırada kitabı elime alıp, gözlüğümü takıp kahvemi yudumlamak ve son derece değer verdiğim dostum Aysun Aslan’ın kitabını zevkle okumak var.
Paylaş