Paylaş
Hele de evinizde bir minik yavru varsa, onun için yaptığınız ışıklı süsler, aldığınız hediyeler tarifsiz bir yaşama sevinci verir insana.
Hayat nimetinin değerini bilmek ve o değeri tadarak, hakkını vererek yaşamak az şey midir? Bayramlar, yılbaşları, doğum ve evlenme gibi özel günler hayat nimetini daha bir hissettiğimiz, yaşadığımız vesilelerdir.
Ne kadar ilginç değil mi? Hep ışıklar eşlik eder bu sevinçlerimize: Işıklar, mumlar, kandiller, mahyalar, havai fişekler hatta.
Yeryüzünde var olduğumuz andan beri ıssızlıktan, karanlıktan, meçhulden korkmuşuzdur. Bir çıra yakarak olsun ışık aramışızdır. Yıldızları, Ay ve Güneş’i sevmişizdir. Bütün kültürlerde gelinlikler beyazdır, değil mi?
Mutluluk haberleri
Eskiler “fâl-i hayr” derlerdi, iyi işaret anlamında: Bazen uçan bir kuş, bazen bir göz seğirmesi geleceğe dair mutluluk işaretleri verir. Kulağımız çınladığında mutlaka bir dostumuz bizi anmıştır. Simsiyah kahve telvesindeki incecik beyaz çizgiler iyi şeylerin habercisidir. Şair Bekir Sıtkı ne güzel söylemiştir:
Sen karşıma her özlediğim anda çıkarsın
İzmir’de çıkar, Kars’ta çıkar, Van’da çıkarsın
Hiç böyle vefa görmedi âlemde hakikat
Yollar kapanır, sen yine fincanda çıkarsın
Umutlar, ışıklar, dostluklar, sevgiler ve hayatın bütün nimetleri hilkat eliyle varlığımıza zerk edilmiştir, işlenmiştir. En kötü, en acı zamanlarımızda bile bir tarafımızdan bizi ayağa kaldırırlar.
Van’ı unutmadan
Fakat hayatı zehreden de yine bizler değil miyiz? Geçen yıl kaç kadını erkek eliyle katlettik?
Kaç genç beden “gök ekini biçer gibi” toprağa düştü?
“Ey kimsesiz âvare çocuklar, hele sizler, hele sizler”
İnsan varlığımızın bir yarısında mutluluk ve ışık özlemi, öbür yarısında yıkıcılık var!
Bir yanımızla kötülükler yaparız, “hayvandan aşağı” oluruz... Ama öbür yanımızla bunları önlemek için hukuk ve adalet ararız, özgürlük isteriz.
Yeni yıla mutlu girmek ve mutluluklar dilemek için, acılara ve can sıkıntılarına bir parantez açalım. Fakat asla Van’ı unutmayalım. Onlar canlarını ve yuvalarını kaybetmiş olarak girecekler yeni yıla. Çocuklar yine gülecek, eğlenecek elbette; sabah soğuğa ve sıkıntılara uyanmak üzere...
Dünkü Hürriyet’te 500 ailenin çadırdan kurtulup Van’da kurulan “Hürriyet Mahallesi”nde konteynırlara yerleştiğini okuyunca içim ferahladı.
Van için bir şeyler yapmanın, yapmaya devam etmenin mutluluğunu bir düşünün. Van’ı unutmamalıyız.
Yıllar geçiyor
2012’ye umutlarla girelim istiyorum. Elbette kaygılarım da var. Kürt meselesine kansız bir çözüm mümkün olacak mı? Terör bitecek mi? Ekonomik krizi kolay atlatacak mıyız?..
Ama bugün yazmayacağım bunları. Bugün tek diyeceğim böyle derin ve karmaşık sorunlar öfkeyle değil, itidal ve akılla çözülür.
Her yeni yıla girerken içimden bir ses sorar: Bir yıl geçti, bir yıl sonra ne halde olacağız? Eşim, çocuklarım, dostlarım, Türkiye ve dünya?..
İnşallah diyorum, 2012’yi iyi geçirelim de bir yıl sonra her şey daha güzel olsun.
Paylaş