Paylaş
Mahkeme ilk defa “suç vasfının değişmesi ihtimali”nden bahsederek Nedim Şener ve diğer üç tutukluyu tahliye etti. Bunun sebebi, Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMY) değişiklik yapılması için Meclis’e sunulmuş olan tasarıdır. Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı tasarıya göre, bazı tutuklu sanıklar artık “terör örgütü üyesi” sayılmayacaktır. Bunu gören mahkeme tahliye kararı vermiştir. Benzer durumdaki tutuklular için de tahliye kararının gelmesinden tabii ne olabilir?
Halen yürürlükte olan TMY’nin 2. maddesine göre, bir kimse herhangi bir terör örgütünün üyesi olmasa bile, onun adına herhangi bir suç işlerse, mesela pankart asar, gösteri yürüyüşü yapar, yazı ya da kitap yazarsa “örgüt mensubu gibi cezalandırılır”.
Bunun cezası 7.5 yılla 15 yıl arasında ağır hapistir! Tutukluğu da uzun oluyor tabii.
Suç vasfı değişiyor
Adalet Bakanlığı’nın Meclis’e sunduğu “yargı sürecini hızlandırma” tasarısında, TMY’nin 2. maddesindeki bu “örgüt mensubu gibi cezalandırılır” hükmü kaldırılıyor. O zaman pankart taşımak, kitap yazmak, gösteri yürüyüşü yapmak gibi eylemleri artık “terör örgütü mensubu gibi” cezalandırmak mümkün olmayacaktır.
Bu eylemler başlı başına suç teşkil edebilir, mesela düşmanlığa tahrik, şiddet, hakaret falan gibi suçlar olabilir ama “terör örgütü üyeliği” suçu olmaz. Daha hafif suçlar olabilir, o da yoksa beraat tabii.
Nedim Şener’le birlikte üç tutuklunun tahliyesinin asıl sebebi budur. Nedim Şener’in her zamanki beyefendi tavrını tahliye sırasında da sürdürmesini ayrıca kutlamak isterim.
Bakanlığın sunduğu tasarı, bundan başka, “yardım yataklık...” suçlarında da hâkime 20 aya kadar ceza indirimi yetkisi veriyor.
Tasarıyı Adalet Bakanlığı hazırladığı için, Meclis’te kabul edilmesi ve belirttiğim şekilde “suç vasfının değişmesi ihtimali” kuvvetlidir. Delil ve isnat bakımından benzer durumda olan başka tutuklular için de aynı gerekçeyle tahliye verilmesi sürpriz olmayacaktır.
Yine Sivas davası
Peki önümüzdeki günlerde TMY’deki bu değişiklik yasalaşırsa, geçmişteki eylemlere nasıl uygulanır? Elbette uygulanır çünkü sanıkların lehinedir...
Sivas davasında durum tersinedir. 2005’te yürürlüğe giren yeni TCK, zamanaşımını sanıklar aleyhine, 30 yıla kadar çıkarmıştır. Onun için geçmişe, 1993’teki Sivas katliamına uygulanmıyor. Eski TCK’daki daha kısa süreler uygulandı ve maalesef 5 sanık açısından zamanaşımına uğradı. Hukuken başka türlüsü olamazdı.
Bu evrensel hukuki gerçeği yazdığım için bazı okurlarımdan duygusal tepkiler aldım. Fakat, dikkat, Sivas kurbanlarının avukatları da “yeni TCK’daki uzun süreler uygulansın” diye bir talepte bulunmadılar; çünkü geçmişe yürütülemeyeceğini onlar da biliyor.
Avukatların üzerinde durmaları gereken konu, Sivas katliamında ihmal veya himaye suçu işlemiş olabilecek kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasıdır. Fakat bunu başlatabilmek için dönemin idari soruşturma dosyalarını ortaya çıkarmak gerekir; vakit geçirmeden, çünkü bu da zamanaşımına uğrayabilir!
Okurlarımdan bazıları “Madem ceza geçmişe yürümez, Evren nasıl yargılanıyor?” diye soruyor. Çok önemli bir soru, yarın yazacağım.
Paylaş