Yargı ne yapıyor?

BASIN ve ifade hürriyetinin nasıl olması gerektiğine doğru cevap vermenin tek yolu, dünyada Türkiye’nin yeri hakkında duru bir fikre sahip olmaktır.

Haberin Devamı

Türkiye’nin yeri AB olmalıysa, NATO olmalıysa, gelişmiş demokrasilerle beraber olmalıysa oralarda haber ve fikirlerinden dolayı gazetecinin tutuklanmadığını bilmeliyiz.

 

Putin Rusya’sı veya Şanghay Beşlisi ayrı bir dünyadır, özgürlüğün hükmü geçmez!
Bugün Türkiye güvenliği, bilimi, teknolojiyi hangi dünyada arıyorsa, hukukunu ve demokrasisini de oranın standartlarına uyarlamak zorundadır. Bu vatani bir görevdir! İnsani bir görevdir! Siyasi bir görevdir!

 


BAĞIMSIZ YARGI?

 


Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasının hukuki değil, siyasi olduğu bellidir. Nereden bellidir?
AB İlerleme Raporları’nda ayrıntılarıyla anlatıldığı gibi, yargı sistemi 2014 yılındaki “yapboz kanunlarıyla” siyasi iktidarla uyumlu hale getirildiği için bellidir.
Sulh ceza hâkimlikleri bu amaçla kurulduğu için bellidir.
HSYK seçimlerini Adalet Bakanlığı baştan sona organize ettiği için bellidir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği Bakanlık bürokrasisi hâlâ HSYK’da görev başında olduğu için bellidir!
Siyaset yargıyı bu yönde ‘dizayn’ ettiği için yargıdan böyle kararlar çıkabiliyor; evrensel hukuka aykırı yargı kararları.

 

Haberin Devamı


İŞTE EVRENSEL HUKUK

 


Anayasa Mahkemesi’nin 20 Nisan 2014 günlü kararı:


“Sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü ‘haber’ ve ‘düşüncelerin’ değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir.” (Başvuru No. 2014/3986, Paragraf No: 35)


Evet, devleti, devlet gücünü kullananları rahatsız eden haber ve düşünceler de özgürce ifade edilir, haber yapılır. Kararda, bu düzeyde bir özgürlük olmadan “demokratik toplumdan bahsedilemeyeceği” vurgulanıyor.

Haberin Devamı


AYM’nin birçok kararında aynı paragraf vardır.


AYM’nin bu kararının temeli, AİHM’nin 1976 tarihli “Handyside/İngiltere” kararıdır.


Evet, demokrasi dünyasında kırk yıldır basın ve ifade özgürlüğü bu düzeylerde!


Dündar ve Gül hakkındaki terör örgütüne yardım ve casusluk suçlamaları “yokluk” derecesinde hukuken geçersizdir. Er veya geç bu suçlamalar beraatle sonuçlanacaktır.

 

 

GÜÇ DEĞİŞİNCE

 


28 Şubat döneminde zamanın muktedirleri yargıya baskı yaparak “dini duyguları kullanarak halkı husumete tahrik” diyerek davalar açtırılır, tutuklama ve mahkûmiyet kararları verdirilirdi.


Ben o zaman da o kararları evrensel hukuka aykırı diye eleştirmiştim.


Zamanla siyasi güç el değiştirdi, yargı da bir elden öbür ele geçti!

Haberin Devamı


Türkiye’nin hayati sorunu budur: Yargının tarafsız ve bağımsız kalmayı başaracak güçlü bir “kurum” haline gelememesi.


Sadece yargı değil.


Bakın, son olarak 64. hükümet programının Merkez Bankası bölümünde “bağımsızlık” kelimesine yer verilmedi, piyasalar allak bullak oldu.


Niye? Siyasetin banka üzerindeki baskısı biliniyor, bankanın bağımsızlığı yeterince güçlü olmadığı hissediliyor da ondan. Hele de yargıya güvensizlik.

 

 


VATANSEVER OLMAK

 


21. yüzyılda ülkelerin içte ve dışta güven vermesi, iktidarların süresinden ziyade, kurumlarının güvenilir derecede güçlü olmasına bağlıdır.


Otoriterleşme bir vadede güç duygusu verse bile ülkelerin geleceği için zararlıdır. İşte siyasi güç uğruna kurumları hırpalamanın, kuralları eğip bükmenin zararları görülmeye başlandı bile. Demokrasi dünyasının daha önce olduğu gibi aktif desteğine çok ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz, fakat otoriterleşme eleştirilerine maruz kalıyor Türkiye.

Haberin Devamı


Saygın bir ülke mi olmalıyız? Bunun tek yolu, evrensel hukuku siyasetten üstün tutmaktır.


Hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi savunmak vatanseverliğin de gereğidir.


Gelişmiş demokrasiler aptal mı ki, vatandaşlarını bu kadar özgür bırakıyorlar?!


Hayır, bu sayede yaratıcı ve güçlü olduklarını biliyorlar.

 

Yazarın Tüm Yazıları