Paylaş
Türkiye ile İsrail arasında varılan mutabakat hem Türkiye’nin hem İsrail’in hem de Gazze halkının lehinedir. “Kazan-kazan” denilen diplomasinin başarılı bir örneğidir.
Mavi Marmara olayında İsrail haksız ve hukuksuz olarak 10 vatandaşımızı katletmiş, zaten gergin olan ilişkiler düşmanca politikalara dönmüştü. Hatta Amerika’daki Yahudi lobileri Başbakan Erdoğan’a verdikleri “cesaret” madalyalarını geri istemiş, Erdoğan da tepkiyle iade etmişti. Taraflar çatışmanın değil uzlaşmanın gerektiğini gördüler. Müzakereleri Türkiye tarafından Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu yürüttü. Sinirlioğlu diplomasi tarihimizin en başarılı bürokratlarından biridir.
Nihayet dün açıklanan mutabakat gerçekleşti.
EKONOMİ VE STRATEJİ
Bundan İsrail’in mi, Türkiye’nin mi daha kazançlı çıktığı sorusu anlamsızdır. Zira mutabakat sağlıklı yürürse iki taraf için de yararlı olacaktır. Mutabakatı hamasetten uzak diplomatik bir dille açıklayan Başbakan Binali Yıldırım’ın sözleri söyle:
“Normalleşme her alanı kapsıyor ancak ekonomik ilişkiler ve bölgesel işbirliği önce geliyor.”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da mutabakatın “İsrail ekonomisi üzerinde muazzam etkilerinin” olacağını söyledi. İsrail doğalgazının Türkiye’den Avrupa’ya iletilmesi iki ülke için de önemli bir ekonomik projedir elbette. Netanyahu “bu anlaşma Ortadoğu’da istikrar sağlanmasına yardımcı olacaktır” diye de vurguladı.
İki başbakanın da vurgusu aynı: Ekonomi ve bölgesel stratejiler.
ÇATIŞMA DEĞİL DİPLOMASİ
Türkiye ve İsrail Ortadoğu’da yalnızlaşırken İran ve Rusya Irak’ta ve Suriye’de son derece etkili hale geldi! Doğu Akdeniz’de zengin doğalgaz yataklarının bulunması bölgenin önemini büsbütün artırdı...
Terörün tırmanması iki ülke istihbaratının işbirliği yapmasını gerektiriyor.
Altı yıllık gerilim döneminde Gazze’nin mazlum halkının da sıkıntıları arttı...
Şimdi evet ambargo tamamen kalkmadı, deniz ambargosu sürmektedir. Fakat Aştod Limanı açıldı. İşte önümüzdeki cuma günü 10 bin ton yardım malzemesi Gazze’ye ulaştırılmak üzere yola çıkıyor...
Herkes için daha iyi değil mi? Yaşanan 6 yıllık gerilimden herkesin dersler çıkarması lazım.
İsrail Gazze’yi havadan bombalamak gibi gaddar militarist operasyonları artık yapmamalı, güvenlik tedbirleri “ölçülü” olmalıdır.
Türkiye’nin yöneticileri de hamasetin değil diplomasinin daha yararlı olduğunu görmüş olmalıdır. Yeni adımlar Rusya ve Mısır’la ilişkilerde de atılmalıdır. Bu iki ülkeyle ilişkilerin bozulmaması için baştan diplomatik davranmamız lazımdı zaten.
YAHUDİLER VE MÜSLÜMANLAR
Filistin sorunu ortaya çıkıncaya kadar tarihte Müslümanlarla Yahudiler arasında hiçbir büyük sorun yaşanmadı. Antisemitizm ortaçağ Avrupa’sının ve faşizmin ürünüdür. Yahudiler Osmanlı’nın ve Cumhuriyet’in sadık ve yararlı vatandaşları oldu. Siyasi ihtilaflar antisemitik duygulara yol açmamalıdır. Siyaset böyle barışıveriyor görüyorsunuz. Türkiye’nin Amerika’daki Yahudi lobileriyle ilişkileri de eskisi gibi dostluk ve işbirliği iklimine girmelidir. Ermeni soykırım iddialarına bilimsel kanıtlarla karşı çıkan Batılı büyük tarihçilerin çoğu Yahudi’dir: Bernard Lewis, Geunter Lewi ve aziz hatırasını derin bir saygıyla andığım Stanford Shaw...
Son bir nokta: Mavi Marmara olayının mağdurları İsrail’den alınacak olan 20 milyon dolarla tazmin edilmiş olacak, açılmış davalar düşecektir. Zira uluslararası antlaşmalar kanun hükmündedir ve anayasaya aykırılığı ileri sürülemez. (Anayasa, mad. 90)
Paylaş