Paylaş
Evvela herhangi bir olayın “soykırım” sayılması için mahkeme kararı gerektiğini hükme bağlıyor.
İkincisi, parlamentoların böyle konularda yetkisiz olduğunu belirtiyor, kuvvetler ayrılığı ilkesini güçlendiriyor.
Üçüncüsü, çağımızda içtihatlarla gelişen evrensel hukuka önemli bir örnek teşkil ediyor.
OLAYIN PERDE ARKASI
Fransa’da parlamento 29 Ocak 2001’de tek maddelik bir kanun çıkarmıştı:
“Fransa 1915 Ermeni soykırımını açıkça tanır!”
Ardından, iktidara gelen Sarkozy, 2012 Ocak’ta, seçimlerden hemen önce, bir kanun çıkarttırdı: “Kanunen tanınmış soykırım olaylarını inkâr” edenler cezalandırılacaktı. Fransız Anayasa Konseyi, bu kanunu ifade özgürlüğüne ve kuvvetler ayrılığına aykırı bularak Şubat 2012’de iptal etti.
Olayımız böyle başladı.
Neo-Nazilerle ilişkili Fransız vatandaşı Vincent Reynouard, Yahudi soykırımını inkârdan mahkum olmuştu. Anayasa Konseyi’ne “bireysel başvuru”da bulundu: Madem Ermeni soykırımını inkâr etmek fikir özgürlüğüdür, “Holokost”u inkâr etmek de böyle olmalı, Yahudi soykırımını inkâr da suç olmamalı...
Reynouard “eşitlik” istiyordu!
ERMENİ VE TÜRK DERNEKLERİ
Reynouard’un Yargıtay’dan geçen başvurusuna Ermeni dernekleri “müdahil” oldu: Yahudi soykırımı gibi 1915 olaylarının da soykırım olduğunun belirtilmesini istediler.
Türklerin kurduğu “Türk Tarihi Eğitiminde Tarafsızlık” derneği de “müdahil” oldu: Fransız Anayasa Konseyi Sarkozy yasasını iptal etmişti, öyleyse hem 2001 yasasının hem okullarda “Türkler Ermenilere soykırım yaptı” diye ders okutulmasını emreden kararnamenin de anayasa aykırı olduğuna karar verilmeliydi...
Uzun teknik ayrıntıya girmeyelim. Konsey, Ermenilerin de Türklerin de istediği yönde bir karar vermedi. Çünkü bunlar, davanın konusu olan Reynouard’ın taleplerinin dışındaki konulardı.
Fransız vatandaşı Türklerin iptalini istediği kanun ve kararname eski tarihlidir. Bunları şimdi Konsey’e götürebilmek için, süreleri yeniden başlatacak yargı yollarını düşünmeleri gerekir.
KARAR NE DİYOR?
Konsey holokost ile 1915 olaylarını ayırıyor: “Holokost” hakkında uluslararası mahkeme kararı vardır. “Soykırım” ancak mahkeme kararıyla belirlenir. 1915 olayları hakkında böyle bir karar yoktur.
Fakat 2001’de Fransız parlamentosu, 1915 olayları için “soykırımdır” diye kanun çıkarmıştı! Bu yetmez mi?...
Konsey, özetle “parlamento kararıyla soykırım ispatlanmaz, parlamento kararı var diye ceza verilemez” diyor. Daha önce Konsey’in 2012 kararında da AİHM’nin “Perinçek davası” kararlarında da bu fevkalade önemli ilke şöyle ifade ediliyor:
“Kanunlar kuralları ifade etmek amacıyla çıkarılır, normatif (kural koyucu) nitelikte olmaları gerekir. Soykırımı tanıma amacını taşıyan bir kanun hükmü, böyle normatif bir değerden yoksundur...”
Yani kuvvetler ayrılığı!
Evrensel hukukun içtihadı oluşmuştur: Parlamento çoğunluğu kural koyar fakat yargı yetkisine giren bir konuda kanun çıkaramaz!
Hukuk devletinde kuvvetler ayrılığı ne kadar önemli, görüyor musunuz?
Ermeni tartışmaları bakımından, Fransız Anayasa Konseyi’nin, İspanyol Anayasa Mahkemesi’nin ve AİHM’nin kararlarıyla oluşan evrensel içtihadın anlamı şudur: İsteyen soykırım der, isteyen değil der; bunlar siyasi görüşlerdir. Yargı kararı olmadan parlamentolar ve hükümetler bir olaya “soykırım” damgası vuramaz.
Fransa’da bütün sürecini yakından takip eden Sayın Şükrü Elekdağ’a teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.
Paylaş