Sil baştan!

Çünkü onlar bırakın TEOG’a son vermeyi, sınavlarda “ucu açık sorular aşamasına geçiş” hazırlığı içindeydiler.

TEOG sistemini geliştirerek olgunlaştırmak yerine, birdenbire “yeni sistem” gündeme gelmişti; ne olduğu henüz bilinmeyen yeni sistem.

‘BİLGİ NOTU’

Bakanlığın üst düzey görevlileri hemen bir “bilgi notu” hazırladılar; Cumhurbaşkanı’na sunması için bakana vermek üzere.

Şöyle diyorlardı:

“Bir değişikliğe gidilecekse örneğin e-okul üzerinden velilere, öğrenci ve öğretmenlere yönelik anketlerle görüş alınması ve nihai kararın bu anketlerin sonuçları ile verilmesi sürecin demokratik yönetilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.”

Fakat maalesef bu “bilgi notu” bir işe yaramadı. Bakan İsmet Yılmaz dün TEOG’un bu sene uygulanmayacağını açıkladı.

Veli ve öğrencilerin onca emeği bir tarafa, alelacele hazırlanacak yeni sistem daha büyük sorunlar yaratmayacak mı?

“Herkes istediği okula gidecek!”

Hayır bu doğru değil.

“TEOG’u kaldırıyoruz, Türkiye’nin önünü açıyoruz!”

Bu da doğru değil; keşke bu kadar
basit olsa.

‘MERKEZİ SINAV’

Söz konusu “bilgi notu”nda, TEOG öncesi sınavların sorunları ve niye TEOG’a geçildiği anlatılıyor. Çok kısa birkaç başlık:

- Sınav stresini azaltmak için sınavlar öğrencilerin kendi okullarında, kademeli olarak ve yeterli zaman verilerek yapılıyor.

- Sorular okutulan derslere göre hazırlanıyor; böylece öğrenci ders çalışmaya teşvik ediliyor.

- Sadece bilgi değil, yetenek ve beceri ölçümüne yönelik sorular da yer alıyor.

- Amerika, Japonya, İngiltere, Güney Kore, Hollanda ve Macaristan gibi ülkelerde de ortaöğretime geçişte böyle “merkezi sınav”lar uygulanıyor...

TEOG’un eleştirilecek yönleri elbette var. Ama temeldeki sorun, kaliteli ve seçenekli okul yetersizliğidir.

Sınav zorunludur ve sınav sistemi zaman içinde düzeltmelerle iyileştirilebilirdi. Şimdi sil baştan yapılacak.

TEOG’A SEÇENEKLER

Seçeneklerden biri “Her okulun kendi sınavını yapması” imiş. Yoksul bir semtte, Anadolu’nun bir kasabasında yaşayan yetenekli çocuklar büyük şehirlere gelip iyi okulların sınavlarına girecek, öyle mi?!

Aynı gün yapılan farklı okul sınavlarına çocuklar nasıl katılacak?

Üstelik “bilgi notu”nda bunun torpil ve kayırmaya yol açabileceği uyarısı yapılıyor.

Diğer bir seçenek “not ortalaması” imiş; okulların nasıl şişirme not dağıttığı tecrübelerle yaşanmadı mı?

“Sanat ve spora göre yerleştirme” çok iyi ama merkezi sınav buna engel
değil ki.

Bir de ”adrese dayalı sistem” var. Yetenekli çocukları anne ve babasının mekânına mahkûm etmek kadar adaletsiz ve irrasyonel ne olabilir?

ADİL VE RASYONEL

Çağımızda eğitim (pedagoji) bir bilimdir. Eğitim fakülteleri, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ve yıllardır sınavlarla uğraşıp geliştirmeye çalışan eğitimciler var. Adil ve rasyonel davranış bunlardan görüş almayı gerektirirdi; bu yapılmadı.

En azından, bakanlık bürokratlarının zorunlu gördüğü şekilde bir yıl ertelenmeli, yeni sistem yeterli zaman içinde enine boyuna konuşularak hazırlanmalıydı.

Cumhurbaşkanı “İstemiyorum” demeden önce hiç olmazsa Milli Eğitim Bakanı’nı, Müsteşarını, sınavlardan sorumlu uzmanları çağırıp konuşmalıydı.

Türkiye “kurumlaşmış bir devlet” değil mi?

Sanırım eğitim gibi devasa problemimizden bile daha önemlidir bu sorunumuz!