Paylaş
Putin tepkisini makul dozlarda ortaya koysaydı kriz bu boyutlara tırmanmazdı.
Rusya’nın Doğu Ukrayna ve Kırım’ı işgali üzerine Batı, Rusya’yı aşağılayarak ambargo uygulamıştı. Şimdi Putin buna karşı Türkiye üzerinden güç gösterisi yapıyor.
PUTİN SALDIRIYOR
Rus uçağı 24 Kasım saat 09.24’te düşürülmüştü. Rus yetkililerden gelen tepkiler anlaşılabilir nitelikteydi. Fakat Putin aynı gün saat 13.22’de “Terör destekçileri bizi sırtımızdan bıçakladı” diye açıklama yaptı, Türkiye’yi IŞİD’i desteklemekle suçladı...
Ardından Moskova’daki herkes Türkiye’ye karşı düşmanca açıklamalara başladı.
Ticari kısıtlamalar, turizm iptalleri dahil.
Ayaktakımı da Büyükelçiliğimize saldırdı.
Putin krizi tırmandırmaya devam etti. Hükümetin IŞİD’den petrol satın aldığını, teröristleri beslediğini, Türkiye’deki rejimi “İslamlaştırmaya” çalıştığını söyledi...
IŞİD canavarına karşı dünyada uyanan haklı tepkiyi ve Batı’daki İslamofobiyi düşünürsek, “KGB Subayı” Putin’in bu sözleri tam ve tipik bir “psikolojik harekât” uygulamasıdır.
Batı’nın bir kesiminde Türkiye hakkında zaten bu yönde yayınlar var.
IŞİD SUÇLAMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD’den petrol alma iddiasına karşı Putin’e çok sert tepki gösterdi. Petrol aldığımız ülkeleri sayan Erdoğan şöyle konuştu:
“DAİŞ’ten petrol aldığımızı iddia eden ispat etmek zorundadır. Aksi halde müfteri derim.”
DAİŞ’ten petrol alma iddiasına kuru bir yalanlama yapılsaydı, bu suçlama Türkiye’ye yapışıp kalabilirdi Bu iddiaya Erdoğan’ın böyle tepki göstermesi isabetlidir.
Fakat suçlama ne kadar gerçekdışı olursa olsun, genel tabloda kriz Rusya’dan çok Türkiye’ye zarar veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Japonya’ya giderken uçakta, nükleer santral ve doğalgaz konusunda Türkiye’nin elinde alternatifler olduğunu söyleyerek “Türkiye’yi kaybetmek Rusya için ciddi kayıp olur” diye konuşmuştu. (8 Ekim)
Bugün ise durum tersinedir.
ATEŞİ DÜŞÜRMEK
Turizmi baltalayan, Türkiye ile ticareti kısıtlayan, hatta gaz projelerinin durdurulmasından bahseden, bugün Rusya’dır.
Üstelik Rusya, Suriye’deki askeri varlığını ve sınırımızdaki hava operasyonlarını artırdı; yardım konvoyunu vurmak dahil!
Putin dün şart koşmaya da başladı:
“Türkiye’deki üst düzey siyasi ve askeri yönetiminden gerçekçi izahat ve özür... Uçağı vurdukları için tazminat... Bu davranışın sorumlularının cezalandırılacağının beyan edilmesi.”
Erdoğan, özür dilemesi gereken tarafın Rusya olduğunu söyledi.
Uluslararası hukuk bakımından Türkiye haklıdır, on defa uyarıldığı halde hava sahamızın ihlal edildiği belgelenmiştir. Fakat sorun siyasi ve iktisadidir.
Bu genel tabloda Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin aktif siyasi desteğini alması ve krizin ateşinin düşürülmesi önemlidir.
DİPLOMASİ YOLU
Böyle durumlarda yüksek retoriğin arasındaki ufak mesajlar önemlidir. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Ambargo olmayacak” ve “Türk halkıyla ilişkimiz değişmedi” şeklindeki açıklamaları...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu olay bizi üzmüştür” sözü...
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun özür dilemeyeceğimizi açıklarken “Üzgün olduğumuzu belirttik” diye konuşması, yüksek retorik içinde bu tür önemli işaretlerdir. Hatta Çavuşoğlu, dün “Daha yapıcı açıklamalar görüyoruz” diye konuştu.
Herhalde kriz ateşinin tedricen düşürülmesi ve diplomasinin evrensel doğrusu olan “akıl ve itidal” yoluna gidilmesi gerekiyor.
NOT: Bu akşam CNN Türk’te saat 21.00’de Eğrisi Doğrusu programında Doç. Dr. Fatih Özbay ve Doç. Dr. Emre Erşen’le bu konuyu konuşacağız. Putin’in KGB kariyerinin onun kişiliğindeki etkilerini, Putin rejimini, Rusya’nın yeni imparatorluk hedeflerini ele alacağız.
Paylaş