Restorasyon?

Haberin Devamı

ADALET ve Kalkınma Partisi’in aday listesi, Davutoğlu’nun “restorasyon” dediği yönelişi yansıtıyor mu?
Şüphesiz AKP’deki her önemli değişim Türkiye’yi ciddi surette etkiler. Nitekim partinin liberal reformlar döneminde Türkiye’de bütün grafikler yukarı doğru giderken, otoriterleşme döneminde bütün grafikler aşağıya gitti.
Gelişmiş ülkelerde de iktidar elbette çok önemlidir fakat toplumun iktidara böylesine bağımlı olması ancak “orta gelişmişlik”le izah edilebilir.
Sivil toplum, piyasa ekonomisi ve kamu kurumlarının iktidar partisinden bağımsızlığı yeterli düzeye ulaşamamışsa, iktidara bağımlılık artıyor.

ALKIŞ GELENEĞİ

İktidara bağımlılık bazı aydınlar için de belirleyici. Ali Babacan üzerine yapılan tartışmalar da bu açıdan tipiktir.
MKYK listesinde Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi isimlerin dışlanmasını “milli ekonomi modeline dönüş” olarak alkışlayanlar oldu. Erbakan’ın “Adil Düzen” kurgusuna benzeyen bir otarşik düzen hayali, “milli ekonomi” olarak alkışlandı.
Fakat aynı çevreler, Babacan ve Şimşek’in ağırlığını yansıtan milletvekili aday listelerini ise ise bu defa “öze dönüş” diye alkışlıyorlar!
“Üç dönem” kısıtlaması da dün çok iyi idi, fakat yeni liste açıklanınca üç dönemlikler “öz”ün simgeleri olarak alkışlanıyor!

Haberin Devamı

BABACAN VE ŞİMŞEK

Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’in simge isimler haline gelmesi aslında çok önemlidir. Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı tarafından dolaylı ifade ile “vatan hainliği”yle suçlanırken, sadece bu iki isim Merkez Bankası’nın bağımsızlığına sahip çıktı.
Merkez Bankası’nın ağır hücumlara maruz kaldığı bir sırada Ali Bacan’ın sözleri şöyledir:
“Sadece ve sadece MB’nin kur ile söylediklerine bakın, başka bir kurumun böyle bir kabiliyeti yok. Başka kurumlarımızda para politikasını analiz edebilecek adam yok ki...” (13 Mart 2015)
Kamu İhale Kanunu’nda sürekli değişiklikler yapılarak, istediğine ihale verme kapısını açan “istisnalar” genişletilmiştir. Mehmet Şimşek ise şunu söylemişti: “Elimden gelse ihalelerdeki tüm istisnaları kaldırırım.” (5 Kasım 2014)

Haberin Devamı

NİYE GİRDİLER?

Ali Babacan uzun süredir “siyasetten çekilme” kararındaydı. Davutoğlu’nun ısrarıyla onun kabinesinde yer almıştı. “Üç dönem”i fırsat saymıştı, siyasetten çekilecekti. Bu konuda yakın arkadaşlarına mealen şöyle demişti:
“Ekonomiyi yönetmede en önemli faktör güvendir. Vatan hainliğiyle suçlanarak, şuradan buradan itilip kakılarak bu güven korunamaz, ekonomi yönetilemez. Aday olmayacağım.”
Fakat Davutoğlu yine çok ısrar etti: Babacan ve Şimşek girmezlerse ekonomide ciddi bir güven krizi çıkabilirdi, bunca sıkıntıya ilaveten...
Babacan, ekonomi yönetimine “dışarıdan müdahale olmaması” kaydıyla evet dedi.
Bu çok iyi bir gelişmedir. Sadece ekonomi yönetimde rasyonellik bakımından değil, parlamenter sistemde hükümetin gücünün korunması bakımından da...
Aynı açıdan Davutoğlu’nun danışmanlarını üst sıralarda aday yapması da çok iyi oldu. Tecrübeli isimlerin dönmesi de iyi oldu.
“Genç kahramanlar” diye parlatılan Boynukalın’ların ayıklanması da elbette olumludur.

Haberin Devamı

LİSTENİN EKSİKLERİ

Öyleyse bu tabloya “restorasyon” denilebilir mi? Ekonomi yönetimi bakımından denilebilir. Fakat parlamenter sistem ve hukuk devleti açısından, niye Bülent Arınç yok, niye hukuk reformlarının mimarı Sadullah Ergin yok, niye Nihat Ergün ve Hüseyin Çelik yok? Niye Osman Can yok?
Halbuki “restorasyon” sadece
ekonomide değil, “yapboz kanunları”yla tahrip edilen hukuk sahasında da ekmek-su gibi bir ihtiyaçtır.

Yazarın Tüm Yazıları