Psikolojik unsur

BAŞBAKAN Davutoğlu’nun Mardin’de 10 madde halinde açıkladığı Terörle Mücadele Eylem Planı’nın başarılı olmasını yürekten diliyorum.

Haberin Devamı

Hepimizin yardımcı olması gerekir. Destekleyerek, uyararak ve hataları eleştirerek tabii. Hatalar diyorum çünkü kararı veren ve uygulayan iktidar tarafından bakınca görülmeyenler, başka açılardan bakıldığında görülebilir.

Olguların farklı yönlerini görebilmek için farklı açılardan bakışların olması sadece demokrasinin değil bilimin de gereğidir.
İktidar en sert eleştirileri bile düşmanlık gibi görmekten vazgeçmeli, bunları ‘sorun nedir’ diyerek okumalıdır.

 

ORTAK TARİH

 

Davutoğlu’nun açıkladığı 10 madde içinde en çok beğendiğim husus, “psikolojik unsur”u en başa yazmış olmasıdır. “Milletle devlet arasındaki farklar kalkacak, insan odaklı anayasa yapacağız” gibi çok genel ve soyut ifadelerin içi nasıl doldurulacak bilmiyoruz.
Davutoğlu, beraberlik psikolojisini güçlendirmek için konuşmasında ortak İslam ve
Osmanlı tarihine kuvvetli vurgular yaptı. 16. yüzyılda Yavuz Selim zamanında “Kürdistan Beyleri”nin gönüllü olarak Osmanlı’ya katılmasını sağlayan İdris-i Bitlisi, Kürt divan şairi Ahmed Hani ile Yunus Emre arasındaki benzerlikler gibi konuları özenle vurguladı.
Belli ki Kürt vatandaşlarımızın da kendilerini “ait” hissedeceği bir tarih hatırlatması yapmaya çalışıyor.
Bunun ne ölçüde etkili olacağı ayrı bir mesele. Kimliklerin oluşmasında ve yönelişlerinde “bizim tarihimiz” algısının son derece önemli bir faktör olduğu inkâr edilemez. Fakat...

 

Haberin Devamı

ORTAK GELECEK?

 

Şu da bir gerçektir ki, ortak tarih algısı kadar belki ondan da önemli olan ortak bir “bizim geleceğimiz” duygusu yaratabilmektir.
Bu konuda Kadir Has Üniversitesi’nin 2015 araştırmasında çok dikkat çekici bulgular var. “Türklerle Kürtleri bağlayan ana unsur nedir” sorusuna, deneklerin yüzde 47’si Müslümanlık, yüzde 26.7’si ortak tarih cevabını verirken, “ortak gelecek beklentisi” diyenlerin oranı yüzde 10’da kalıyor.
Soru tarzına ve cevap şıklarına göre bir miktar farklı cevaplar çıkabilirdi. Fakat HDP’nin oyları 1990’larda yüzde 4 iken, 2015’te yüzde 10’u aştı. HDP’ye oy veren vatandaşlarımız “ortak gelecek” kavramına “biz kendimizi yöneteceğiz” diyerek şerh koyuyorlar.
“Ortak gelecek” anlayışlarımız farklılaşıyor! Buna çok dikkat etmek gerekir.
Bu noktada, PKK’ya uzak duran Kürt vatandaşlarımızla ilgili bir sorun zaten yoktur. Çözülmesi gereken sorun, silahlı olarak PKK’da, siyasi olarak HDP’de ortaya çıkan harekettir. HDP bu bakımdan çok önemlidir.

 

Haberin Devamı

DIŞLANMA TEHLİKESİ

 

Sayın Başbakan’ın açıkladığı 10 maddeden biri yerel yönetimlerin yetkilerini artırmak ama istismarını önleyecek tedbirleri almak şeklinde.
Tabii HDP’li belediyelerin de yetkileri artacak...
HDP’yi, dolayısıyla 6 milyon vatandaşı parlamenter sistem içine çekmek bir zorunluluktur. İç politika hesaplarıyla HDP karşıtlığına odaklanmak, 6 milyon Kürt seçmende “demokratik sistemden de dışlanmak” duygusu yaratır. İnşa edilmesi zaruri olan “ortak geleceğimiz” duygusuna çok zarar verir bu.
HDP’nin totaliter bir parti olduğunu bu köşede defalarca yazdım. Fakat HDP parlamenter sistem içinde tutulmalı ve partiler arası hiçbir görüşmeden dışlanmamalıdır.
Başbakan da HDP ile görüşmekten çekinmemeli.
HDP’yi demokrasi pratiğinin içine çekebilmek, “psikolojik unsur”un inşası için zorunludur.
Unutmayalım, Atatürk, İnönü ve Karabekir’in de en ciddi sorun olarak gördüğü bu mesele, 21. yüzyılda çok daha ağırlaşmış olarak Türkiye’nin önündedir.

Yazarın Tüm Yazıları