Paylaş
MİT görevlileri hakkında soruşturma açılması, seksen yıldır zaten başbakanın iznine bağlıydı. Fakat CMK’nın 250. maddesindeki suçlarda savcılar izin almadan da soruşturma açıyor. Son yaşanan olaylar malum...
İktidar MİT Yasası’nın 26. maddesini değiştirerek iki yeni hüküm getirmek istiyor:
- Sadece MİT görevlilerinin değil, “başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler”in hakkında da soruşturma açılması için başbakandan izin alınmasını öngörüyor. Burada Hakan Fidan’ın Oslo görüşmesinde MİT görevlisi değil, başbakan tarafından özel olarak görevlendirilmiş olduğunu hatırlamak gerekir.
. İkincisi, bu kişiler hakkında soruşturma açılmasını başbakanın iznine bağlıyor, böylece özel yetkili savcıların CMK’nın 250. maddesindeki yetkisini sınırlıyor.
Neresi yanlış?
Evvela “başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler” terimi istismara fevkalade açıktır. Kötü niyetli bir başbakan çok yanlış işler için “özel görevlendirme” yapabilir; iyi niyetli bir başbakan da hak etmediği ağır suçlamalara maruz kalabilir.
Her iki durumda da kurumlara güven daha bir sarsılacak, ülkeyi yönetmek, terörle mücadele etmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak son derece zorlaşacaktır.
1990’larda yüksek devlet görevlilerinin kararıyla birtakım infazlar yapılmadı mı?
Bugüne kadar Tayyip Erdoğan hakkında ‘derin işler’ yapıyor diye en ufak bir şüphe söz konusu olmamıştır, asla ihtimal de vermem. Fakat bu yasa değişikliği sebebiyle, muhalefet “kendi gladyosunu kuruyor” diye suçlamalar yapmıyor mu?
Hatırlayacaksınız, PKK İstanbul’da belediye otobüsünü yakmış, genç Serap Eser hayatını kaybetmiş ve o zaman BDP’liler suspus olmuştu. Demirtaş şimdi belediye otobüslerini “MİT’e sokulmuş ajanların yaktığını” söylemeye başladı!
Nasıl suçlamalar yapılacağı bu söylemlerden bellidir. MİT yasasına konulmak istenen “başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenler” teriminin toplum ve siyaset hayatımızı yerli yersiz şüphelerle, karşı tepkilerle daha da zehirlemesinden kaygılıyım.
Paranoyak kültür
Sayın Prof. Yılmaz Esmer’in “dünya değerler araştırması” her defasında gösteriyor ki, dünyada birbirine en az güvenen, birbirine şüpheyle bakan paranoyak bir siyasi kültürümüz var! Komplo teorilerine düşkünlüğümüz de bundandır. Raymond Aron “Demokrasi ve Totalitarizm” adlı mükemmel eserinde, aynı paranoyak kültür yüzünden Fransa’nın yüzyıl süreyle nasıl çalkalanıp enerji kaybettiğini anlatır.
Başbakan’ın kendi gladyosunu kuracağı şüphesi de, her taşın altında Ergenekon’un bulunduğu şüphesi de bir elmanın iki yarısıdır.
Ne yapmalı?
İktidar, siyasi hayatımızı daha da zehirleyecek olan MİT Yasası değişikliğini geri çekmelidir. MİT Yasası’nda değil, CMK’da Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in savunduğu gibi, kritik görevler yapan en üst düzey devlet görevlileri için genel düzenleme yapılmalıdır: MİT ve Başkakanlık Müsteşarları, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları hakkında özel yetkili savcıların soruşturma açması başbakanın iznine bağlanmalıdır.
Daha aşağılara inilmemelidir, ayrıntıya girdikçe işlevsellik kaybolur çünkü.
“Başbakanın görevlendirdiği” kavramı tanımlanmalı, sınırlandırılmalıdır; “başbakanın temsil ve temas görevi verdiği” gibi bir ifadeyle netleştirilmeli, başbakanın operasyonel görevler verebileceği şüphesinin kapısı kapatılmalıdır.
Paylaş