Lozan’ı okumak

BUGÜN Lozan müzakerelerinin başlamasının 90. yıldönümüdür. Ne dersiniz, Lozan zafer midir, hezimet mi?!

Haberin Devamı

Pek çoğumuzun bu konuda bir görüşü vardır. Fakat asıl sorulması gereken şu: Lozan tutanaklarını okuduk mu? Lozan hakkındaki akademik araştırmalara baktık mı?

Daha önemlisi, neleri almak için Lozan’a gittik de ne kadarını aldık, ne kadarını alamadık, biliyor muyuz?

Bilgiye dayanmayan görüşler ne kadar sağlamdır?

Kabul ve ret oyları

İSVİÇRE’nin Lozan kentinde barış görüşmelerinin açılış töreni 20 Kasım 1922 Pazartesi öğleden sonra saat 15.30’da yapıldı. Özellikle kapitülasyonlar konusunda tıkanma olduğu için 4 Şubat 1923’te görüşmeler kesildi, İsmet Paşa Ankara’ya döndü.

Musul’un kaybedileceği anlaşıldığından mecliste çok sert tartışmalar yaşandı.

Görüşmeler 23 Nisan 1923 Pazartesi tekrar başladı, 24 Temmuz 1923 Cuma günü imzalar atıldı.

Bu sırada Türkiye’de seçimler yapıldı, yeni meclis 23 Ağustos’ta Lozan’ı onayladı. Oylamaya 227 milletvekili katıldı, 213 kabul, 14 ret oyu çıktı.

Kabul edenlerin başında tabii Mustafa Kemal ve İnönü ile birlikte, muhaliflerden mesela Kazım Karabekir vardır. Ret oyu verenler arasında şair Yahya
Kemal’den başka ‘Atatürkçü’ Şükrü Kaya, Kılıç Ali, Mustafa Necati gibi isimler bulunmaktadır.

Lozan tutanaklarını ve meclisteki Lozan tartışmalarını okumak, yüksek bir diplomasi mektebini bitirmek kadar öğreticidir.

“Rumeli’ye Elveda”dan sonra bir Lozan belgeseli hazırlamak istiyorum.

Haberin Devamı

İki açıdan Lozan

LOZAN’ı Sevr’le mukayese etmek gerçekçi ve öğretici olmaz. Sevr, Dünya Savaşı’ndaki yenilginin, Lozan ise Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferin ardından imzalanmıştır. Ben Lozan’ı değerlendirirken iki açıdan bakıyorum:

Lozan’daki hedeflerimiz:
İsmet Paşa Lozan’a giderken kendisine meclis tarafından ‘hedefler’ verilmişti. Bu hedeflere büyük ölçüde ulaşıldı.

Ege adaları ve Kıbrıs mı? Onların Lozan’la ilgisi yok, Balkan Harbi’nde kaybetmiştik, Misakı Milli içinde de değillerdi. Misakı Milli’ye dahil olup da Lozan’da alınamayanlar, Musul-Kerkük ve Hatay’dır. Hatay’ı sonradan aldık.

Lozan’da eksik kalan Boğazlar’daki hâkimiyetimizi Montrö Sözleşmesi’yle 1936’da temin ettik.

Lozan’da güç dengesi:
Lozan’da karşımızdaki asıl güç İngiltere’dir. İsmet Paşa’nın deyişiyle, İngiliz siyasi gücü Yunan askeri gücünden çok daha önemliydi. İngiltere ile savaştan sakınmak başarısızlık değil, akıllılıktır. Bu iki açıdan bakıldığında, Lozan başarılıdır.

Haberin Devamı

Musul ve Irak sınırı

MUSUL meselesi bugünkü Kürt sorunu ve sınır güvenliğiyle yakından ilgilidir. İzmir’i kurtaran muzaffer ordu Musul’u alamaz mıydı? Bu konuda Mustafa Kemal, İsmet, Fevzi, Karabekir paşalar ve Rauf Bey’in ortak görüşü şudur: Orduyu Musul’a gönderirsek İzmir’i tekrar kaybedebiliriz! Musul için İngiltere ile savaşa girilmez!

Bunlar doğru ve akıllı tespitlerdir.

Ancak Musul politikasının eleştiriyi hak eden yönleri de vardır: Lozan’da barış için acele etmişizdir, 1926’da bugünkü Irak sınırımıza imza atarken de iç sorunlar yüzünden dirençli davranmamıştık. Halbuki, İngiliz belgeleri de gösteriyor ki, savaş yorgunu İngiltere, Türkiye’ye daha büyük tavizler vermeye hazırdı. Bunların hepsi meclis tartışmalarında vardır.

Musul artık Bağdat kadar bizimle ilgisiz bir Irak şehridir.

Not: Bilal Şimşir ağabeyimizin “Lozan Günlüğü” adlı kitabının yayını dolayısıyla bu akşam 17.00’de Ankara’da ‘Pembe Köşk’te bir toplantı var. Özden Toker hanımefendinin nazik davetine maalesef katılamıyorum. İçeriğini bildiğim kitabı okurlarıma tavsiye ederim.

 

Yazarın Tüm Yazıları