Paylaş
KOALİSYON kurulmasındaki zorluk, uzlaşma kültürümüzün zayıflığından kaynaklanıyor.
Önce, herhangi bir koalisyon kurulamazsa erken seçimin kaçınılmaz olacağını görmek gerekir.
45 gün içinde iki defa hükümet kurma denemesi başarısızlığa uğrarsa, Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu eğilimde olduğu anlaşılıyor. Baykal’ın açıkladığına göre, Cumhurbaşkanı hükümet kurdurma konusunda ilk iki deneme başarısız olursa üçüncü bir denemeye girmeyecek. Bu, seçim kararı alacak demektir.
İPSOS’a göre, erken seçime gidilirse, istikrarsızlık korkusundan, AKP’nin oyları yüzde 45’e çıkabilecektir. Siyaset tarzını bildiğimiz Erdoğan’ın böyle bir seçeneği, hem partisini güçlendirmek hem başkanlık sistemini yeniden gündeme getirmek için, zihninin bir kenarında tuttuğunu söyleyebiliriz.
DAVUTOĞLU’NUN TERCİHİ
Başbakan Davutoğlu’nun samimiyetle koalisyon istediğini, çevresindeki güvendiğim insanlar söylediler. Davutoğlu’nun koalisyonu savunan sözlerindeki gerekçelere ve konumuna baktığımızda erken seçim istememesi normaldir.
AKP’li bir koalisyonda Davutoğlu başbakan olacaktır, yaz aylarında yapılacak parti kongresine bu güçle katılacaktır.
Halbuki Cumhurbaşkanı’nın kararıyla erken seçime gidilirse parti kongresinde ne gibi sürprizlerle karşılaşabileceğinin garantisi yoktur. Unutmayalım ki, 2014 Ağustos’undaki AKP kongresi, Abdullah Gül’ün aday olabileceği günün bir gün öncesinde yaptırılmıştı. Gül’ün aday olması böyle nezaketsiz bir şekilde engellenmişti.
Halbuki Davutoğlu görevini kalıcı olarak düşünüyor; partisini “yenilemek” ve ülke yönetiminde şeffaflık sağlamak gibi önemli fikirleri var. Bunun yolu koalisyondur.
AKP İLE KOALİSYON?
Muhalefetteki üç partinin koalisyon kurması imkânsız. Ya AKP ile CHP’nin veya AKP ile MHP’nin koalisyon kurması teorik olarak mümkün.
Ekonomi çok kritik durumdadır. AKP’den Ali Babacan’ın, CHP’den Kemal Derviş’in; yahut MHP’den Durmuş Yılmaz’ın ekonomi yönetimini paylaşacağı bir koalisyon ülke için çok da iyi olur.
Koalisyonların tabiatında olan itişip kakışmaları ve kısa vadeli popülist eğilimleri rasyonel tavırlarıyla önlerler.
Fakat koalisyon kurmada fiili ve siyasi zorluklar var.
Özellikle son dört yılda körüklenmiş olan çatışmacı politikalar, işte çok ihtiyaç duyulan bugünde uzlaşmaları zorlaştırıyor.
İşimiz yine itidal ve sağduyuya kalmıştır.
MHP lideri Devlet Bahçeli öncelikli tercihlerinin “anamuhalefet” görevi olduğunu açıkladığına göre AKP-CHP koalisyonu biraz daha muhtemel görünüyor.
CHP İLE KOALİSYON?
Evvela koalisyon bir hükümet, yani yürütme erki işlemidir; Meclis soruşturmalarını bağlamaz. Dün Sayın Bülent Arınç, çok mahirane bir dille anlattı: Liderler soruşturmalar hakkında bağlayıcı beyanlarda bulunamazlar ama koalisyonlar da Meclis soruşturmasına ve kapatılmış dosyaların tekrar açılmasına engel olamaz.
Soruşturma kararı, milletvekillerinin gizli oylarına bağlıdır.
CHP’nin AKP ile koalisyon kurması soruşturmaları zorlaştırmaz, kolaylaştırır.
Davutoğlu başkanlık sistemini gündemden çıkardığına göre, anayasa yapımı konusunda AKP ve CHP uzlaşabilirler. Çözüm süreci konusunda da AKP ve CHP uzlaşabilecek iki partidir.
Fakat iki büyük partinin koalisyonu çantada keklik değildir. Üçüncü koalisyon seçeneğini denemek de mümkün olmayacak, Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alabilecektir.
Ya bir koalisyon kurulacak... Yahut Cumhurbaşkanı’nın kararıyla erken seçime gidilecek.
En kötüsü kısa süreli koalisyonlardır, çünkü kısa vadeli popülizmden başka hiçbir icraat yapamazlar. Dört yıl ülkeyi yönetmek iradesiyle bir koalisyon kurulmalıdır.
Yoksa, ekonomi hepimizi ağır surette cezalandırır.
Paylaş