İNÖNÜ neden hasta yatağında Atatürk’ü ziyarete gitmemişti?
Prof. Celal Şengör’ün tanıklığına göre, meşhur Recep Zühtü, İnönü’yü öldüreceğini söylemişti de ondan!
Recep Zühtü’yü aşağıda biraz anlatacağım. Önce, dostum Prof. Şengör’ün bana gönderdiği mektuptaki bilgileri, kendisinin izniyle, okurların ve tarihçilerin dikkatine sunuyorum:
“Benim eşim, Recep Zühtü’nün yeğenidir. Anamın babası rahmetli Mehmet (Sipahioğlu) dedem de Recep Zühtü’nün tanıdığıydı. İnönü, Recep Zühtü İnönü’ye bizzat ‘Gelirsen seni gebertirim’ dediği için (Atatürk’ü ziyarete) gelememiştir. Aynı nedenle, Recep Zühtü Atatürk’ün naaşına trende refakat ederken, Eskişehir’de, Ankara’da olabilecek bir tatsızlığa engel olabilmek maksadıyla trenden indirilmiştir. Makedonya ekibinin İnönü’den kat’iyyen hoşlanmadığı bizim ailede hep konuşulan konular arasındaydı. Edindiğim intiba, Rumeli ekibinin İnönü’yü dar kafalı ve aşırı kuralcı bulmasıydı, benim görüşlerim de buna yakındır. Buna rağmen her iki dedem de ömürleri boyu İnönü’ye asla laf söyletmemişler, oylarını daima CHP’ye vermişlerdir.”
Sayın Şengör’ün hangi partiye oy verdiğini bilmiyorum ama sıkı bir Atatürkçü olduğunu hepimiz biliyoruz...
Recep Zühtü kimdir?
İnönü’nün öldürülme tehlikesi olduğu için İstanbul’a gidemediği, Atatürk’ü ziyaret edemediği konusunda birçok tarihi bilgiler, tanıklıklar vardır. Bilinmeyen, İnönü’yü kimin ölümle tehdit ettiği idi. Şengör’ün mektubu bunu açıklıyor.
Recep Zühtü’nün kişiliği bu işlere uygundur. Karabekir’e suikast şüphesinde de ismi geçen şahıstır. Karabekir Günlükler’inde bu suikast tertibini yazmış, İnönü de bunu doğrulamıştır. İkisine göre de suikast şüphelisi, Recep Zühtü’dür.
Ağustos 1933’teki bu suikast tertibi, Başvekil İsmet Paşa ve Reisiclumhur Atatürk’ün müdahalesiyle önlenmiş, Karabekir’in hayatı kurtulmuştur.
Böylece, Şengör’ün verdiği bilgi olaylara uymakta, İnönü’ye yönelik suikast tehdidinin arkasındaki ismin Recep Zühtü olduğunu ortaya koyarak ‘resmin’ eksik kalmış parçasını tamamlamaktadır.
‘Deli’ raporuyla kurtulmuştu
Recep Zühtü (Soyak) sıradan biri değildir. 1925’ten beri milletvekilidir. 9 Şubat 1935 gecesi on yıldır nikâhsız beraber yaşadığı Fatma Medeniye adlı kadını öldürmüş, hakkında İstanbul Savcılığı soruşturma açmıştır. Fakat Adli Tıp’tan “cinayeti işlerken aklî hâlette bulunmadığı ve bu itibarla cezai ehliyetinin olmadığı” yolunda rapor almıştır! Bunun üzerine Recep Zühtü hakkında soruşturmaya gerek olmadığı kararı verilmiş, bu karar 6 Mayıs 1935 Pazartesi günü Meclis’te okunmuş ve Recep Zühtü milletvekilliğine devam etmiştir.
Burada ayrıntıya girmiyorum. İsteyenler 6 Mayıs 1935 günlü Meclis zabıtlarında olayın ve raporun ayrıntılarını görebilir. (Zabıt Ceridesi, Devre V, cilt 3, Sf. 83-84)
1939 seçimlerinde Milli Şef İsmet Paşa, Recep Zühtü’yü listelere koymayarak siyaseten tasfiye etmiştir, çok da iyi etmiştir.
Hasta yatağındaki Atatürk’ü son döneminde birilerinin tecrit ettiği, İnönü’yle ve dargın olduğu eski silah arkadaşlarıyla görüşmesini engellediği yolunda yaygın bir kanaat vardı. Prof. Şengör’ün açıklaması bu muammanın bir boyutuna ışık tutmaktadır.
Bunu yapanlar Atatürk’e de Cumhuriyet’e de kötülük etmişlerdir maalesef.