Paylaş
Baraja takılsaydı, Kürt meselesinde çözüm yerinin TBMM olduğu düşüncesi ciddi yara alacaktı.
Oylarını artırsaydı, hatta korusaydı 7 Haziran’dan sonra sergiledikleri KCK güdümlü çizgi güçlenecekti...
Şimdi hem “parlamento çatısı altında” yer aldılar, hem KCK yani Kandil yüzünden oy kaybettiklerini gördüler.
HDP’NİN OY KAYIPLARI
HDP, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasında 1 milyon 140 bin oy kaybetti. Tabloda görüldüğü gibi, Türkiye genelinde HDP’nin oy kaybı 2.3 puan iken, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki oy kaybı 7 puandır:
Belli ki PKK’nın terörü başlatması ve “demokratik özerklik ilanı” zorlamaları, bölgede daha büyük rahatsızlık yaratmış.
Hele de “şehirleşme, piyasa ekonomisi, orta sınıflaşma” gibi sosyolojik faktörlerin nispeten gelişmiş olduğu Diyarbakır’da HDP’nin kaybı 8 puan, Van’da 10 puandır. Buna karşılık daha ‘kırsal’ görünümlü olan Şırnak’ta 2 puan, Hakkâri’de 4 puanda kaldı.
PİYASA VE ORTA SINIF
Bunun bir faktörü, PKK’nın tehditlerini kırsalda daha kolay uygulaması olabilir.
Eski Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu şöyle anlatıyor:
“Ölenin de, askerde, hastanede olanın da oyları kullanılmıştır. Birçok vatandaş bize gelerek, ‘Oyumu kullanmaya gittiğimde kullanıldığını gördüm’ dedi. Birçok yerde bütün oyların kullanıldığını biliyoruz, geçersiz oy yok, bütün oylar bir partiye verilmiş! Kırsalda tamamen bir baskı vardı.”
Galip Ensarioğlu kendisini ”liberal” olarak niteleyen rasyonel bir Kürt işadamıdır. 7 Haziran’da AKP büyük bir aymazlıkla onu aday yapmamıştı! Bu seçimlerde AKP’den aday oldu, seçildi.
Bölgedeki çatışma ve KCK dayatmalarının en çok iş ve esnaf dünyasında büyük tedirginlik yaratması tabiidir. Kürt hareketinin geleceğini tahmin etmede “kentleşme, orta sınıflaşma, piyasa ekonomisi” gibi sosyolojik dinamikler son derece önemlidir. Bu dinamikler geliştikçe Kürt hareketindeki şiddet ve radikalizm marjinalleşecektir.
KÜRT BURJUVAZİSİ
Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Federasyonu Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu’nun CNN Türk’e yaptığı açıklama şöyle:
“Seçmen hem siyasi hem ekonomik istikrar istedi. 7 Haziran öncesinde AKP yöneticilerinin ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kobani gibi bazı söylemleri Kürt toplumunda bir öfke birikimine sebep olmuş, muhafazakâr Kürtler de HDP’ye oy vermişti. 7 Haziran’dan sonra HDP, özellikle şehir merkezlerindeki eylemler, hendek kazmalar ve bunun üzerinden gelişen çatışma ve şiddet ortamı, Kürt esnafta, orta ve ortanın üstü kesimlerde endişe yarattı, AKP’ye oy verdiler bu defa.”
Tabii bu, Kürt kimliğini önemsemedikleri anlamına gelmez. Bedirhanoğlu’nun söylediği gibi sorunun kavgasız, meşru ve demokratik zeminlerde çözülmesini istiyorlar.
KCK TOTALİTARİZMİ
KCK’nın “liberal demokrasi, piyasa ekonomisi, bireysel özgürlükler” kavramını raddeden, buna karşılık ilkel “komünal demokrasi, komünal ekonomi” görüşlerine dayalı totaliter “demokratik özerklik” dayatmasını, elbette iş dünyasının, burjuvazinin benimsemesi mümkün değildir.
Burjuvazi geliştikçe dağları romantize eden çatışma ve ölüm mistisizminin zemini daralacak, demokrasinin zemini genişleyecektir.
Bu bakımdan Kırıkkaleli Beşir Atalay’ın Van’dan başarıyla seçilmiş olmasının sembolik değeri büyüktür. Çözüm Süreci’nin dikkatli yürütüldüğü dönemde bu işi ağırbaşlı ve güven verici davranışlarıyla Beşir Atalay yürütüyordu.
Kürt hareketinin totaliter KCK tahakkümünden kurtulması, zaman içinde liberalleşmesi, orta sınıfın zaman içinde büyümesi Kürt meselesinin kansız çözümünü kolaylaştıracaktır.
İnşallah HDP’liler uğradıkları oy kaybından bu sosyolojik gerçeği görürler.
Paylaş