Çatışmacı kültür

ÖNCE Sayın Başbakan’a bir not sunmak istiyorum; çünkü danışmalarının kendisine yanlış veriler ilettiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Sayın Başbakan, “Dünyada en gelişmiş ülkeler şu anda bu başkanlık sistemini yaşıyor” diyor. Halbuki Jose Antonio Cheibub, Cambridge Üniversitesi’de yayınlanan bilimsel eserinde aksini söylüyor. Cheibub’a göre, dünyada parlamanter ve karma sistemlerle yönetilen ülkelerde fert başına milli gelir ortalaması 6764 dolardır, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde ise bu rakam düşüktür, 4764 dolardır. (Presidentialism, Parliamentarism and Democracy, Cambridge Univ. Press 2009, s. 137)
Sistem ve kalkınma ilişkileri çok karmaşık bir konudur, ciltleri doldurur. Ben şimdilik sadece bu tabloya dikkat çekmek istedim.

‘ÇİRKİN KONUŞMALAR’

AK Partili Zeyid Aslan’ın Meclis’te Kamer Genç’e söylediği sözler öylesine çirkin ki, noktalama (.....) yaparak dahi buraya almayı uygun bulmuyorum. Evet, öfke anında söylediği bu sözler için kendisi de “Yakışmadı” diyerek bir üzüntü ifade etmiş. Kamer Genç’e olduğu gibi Zeyid Aslan’a da Meclis “kınama” cezası vermiş. Ama her halde Kamer Genç için Başbakan Erdoğan, CHP’den nasıl bir davranış beklediyse, şimdi kendisi partisinin bu milletvekili hakkında aynı şeyi yapmalıdır.
Burada “öfke” kavramına özellikle dikkat çekmek isterim. Siyasi kutuplaşma keskinleştikçe siyasi öfkeler kabarıyor, üsluplar kontrolden çıkıyor. Bu maalesef liderler için bile böyle!
Üç gün önce bu sütunda “Meclis’te çirkin konuşmalar” diye yazmıştım. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, özellikle 2011’den bu yana Meclis’te seviyesiz, kaba, hakaret içeren konuşmaların arttığını söylemişti. Niye bu dönemde? Çünkü siyasi kutuplaşma gittikçe daha keskinleşiyor, akıl ve itidalin yerini gittikçe daha fazla öfke alıyor.
Başbakan kendisine sormalıdır; bu öfke tırmanması toplumu nerelere sürükleyebilir?!
Başbakan diyorum, çünkü öfkeli toplumları yönetmenin zor olacağını düşünerek böyle konuşma ve tavırlardan en çok sakınması gereken, iktidarlardır.

Haberin Devamı

1 MAYIS

Bu hükümet 1 Mayıs’ı bayram ilan etti, Taksim Meydanı’nı açtı; 1 Mayıs üç yıl Taksim’de şenliklerle kutlandı. Bu sene ise Taksim’de inşaat devam ediyor. Tarlabaşı ve Elmadağ taraflarında tehlikeli çukurlar var. Bazı sendikaların bunu bile bile ille de Taksim diye diretmeleri, çatışmacı kültürün bir örneğidir.
Evet, Taksim’in kazılmamış taraflarında toplanarak kutlama yapılabilirdi. Fakat bunun için orada “kontrol edilebilir”in üstünde kalabalık yığılmamalıydı. Valilik çelenk koymaları için sembolik gruplara izin verileceğini açıklamıştı. Sendikalar valilikle “makul sayı” üzerinde uzlaşabilirdi. Hayır, meydan okuma yoluna gidildi. Üzücü olaylar yaşandı maalesef.
Ama bakın, TKP Kadıköy’de kimsenin burnu kanamadan 1 Mayıs’ı kutladı; demek ki çatışmadan kutlamak mümkünmüş.

Haberin Devamı

CHP’DEN AÇIKLAMA

CHP Anayasa Uyum Komisyonu üyesi Sayın Atilla Kart telefon açarak şunları söyledi:
“Anayasa yapımında güven çok önemlidir. Biz AKP’ye güvenemiyoruz. Dediğiniz gibi, temel hak ve hürriyetler gibi konularda CHP olarak AKP ile uzlaşmamız mümkündür. Fakat endişemiz, uzlaşacağımız böyle bir metnin üzerine AKP’nin kendi başkanlık modelini monte ederek bizim iyi niyetimizi istismar etmesi ihtimalidir. Komisyondaki uyuşmazlığın temelinde başkanlık sistemi isteği vardır; onu çeksinler, uzlaşma kolaylaşır.”
Anayasa Komisyonu’ndaki uzlaşmazlıklar da çatışmacı kültürümüzün bir örneği, yine maalesef.

Yazarın Tüm Yazıları