Paylaş
Cenevre’de CERN’i gezerken, bu “bilim ve sanat halk içindir” popülizmini Prof. Samim Erhan’a sordum. Uzun cevabının özeti şu:
“Einstein, görecelik teorisini ‘zaman’ı anlamak için yaptığı araştırmalarla kurdu. Ama fizik bilimi Newton’un döneminde kalıp Einstein’ın bu teorisine ulaşamasaydı, mesela navigasyon cihazları bile yapılamazdı! Bakın, bugün bir nükleer tıp vardır. Bilim bilim için yapılır, sonuçları halka büyük yarar sağlar.”
Evet, bilim bilim için yapılır, sonuçları halka yarar sağlar.
Sağlıkta nükleer fizik
CERN’de 27 kilometre uzunluğundaki ‘tünel’de bir saniyede milyarlarca proton çarpıştırılıyor; sırf bilim için, sırf bilimsel merakla “Higss parçacıkları var mı?” diye... Fakat CERN’de Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a verilen brifingdeki satır başlarından biri “proton ışığı ile kanser tedavisi” idi!
Fotoğrafta CERN’in kapısındayız, veda ediyoruz. Ön sırada soldan sağa benim yanımda California Üniversitesi’nden CERN’de çalışan Prof. Gökhan Ünel, Bakan Akdağ, Prof. Felicitas Paus, Prof. Manjit Dosanjh... Arka sırada Dr. Fabiola Gianotti, California Üniversitesi’nden CERN’de çalışan Prof. Samim Erhan ve yanında Dr. Tadeusz Kurtyka.
Mesela Bayan Dosanjh, CERN’de “fizik teknolojilerinin biyolojiye uygulanması, biyoinformatik ve kanser tedavisi” uzmanı.
Sağlıktan çevreye, gıdaya, enerjiye, ulaştırmaya, haberleşmeye, hatta sosyal organizasyona kadar çağımızda insan yararına bütün gelişmelerin tabanında “bilim için bilim” zihniyetiyle yapılan “temel bilimler” vardır. CERN’e üye olmamız bu bakımdan önemli.
Türkiye’nin üyeliği
Türkiye’nin CERN üyeliğinin gecikmesinden endişelenen Prof. Ünel, üyeliğin önemini anlatırken diyor ki:
“İktisaden de çok faydalı olur. CERN’le işbirliği yapan şirketler 1’e 3 kazanıyor!”
Çünkü CERN’den ihale almak, uluslararası sertifika etkisi yapıyor.
Türkiye’nin CERN’le görüşmelerini yürüten Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Zafer Alper’le konuştum. Ayrıntılı bilgiler verdi. Özeti şu:
- CERN’e girmek istiyoruz, önemini biliyoruz. Ancak bir kulübe girip masaya bayrak koymanın ötesinde, orada etkin olmamız, stafta Türk bilim adamlarının yer alması, öğrenci ve araştırmacılarımızın CERN’de çalışması, azami derecede bilimsel yarar sağlamamız gibi konuları müzakere ediyoruz...
Buna da hak vermemek mümkün değil.
CERN için emek verenler
Türkiye’nin CERN’e üye olması için yıllardır çırpınan ve 2007’de Isparta’daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof. Engin Arık’ı ve CERN’de araştırmalar yapan, aynı kazada 27 yaşında hayatını kaybeden genç beyin Berkol Doğan’ı rahmet ve saygı ile anıyorum.
Şunu da belirteyim: ODTÜ’de CERN, “Bilimi Hızlandırıyoruz” adıyla büyük bir sergi açtı. Evrenin gelişiminden, CERN’deki deneylere, yeni teknolojilere kadar birçok şeyi bu sergide görebilirsiniz. 8 Temmuz’a kadar açık.
Son söz: Deneysel bilimin kurucusu İbn Heysem’i biz 12. asırdan sonra unuttuğumuz için... Ve 17. asırda Galileo Batı’dan çıktığı için Doğu dünyası dört yüz yıl geri kaldı, ezildi. Şimdi yeniden bilime sarılma zamanıdır. Geniş kitleler için kolay anlaşılır popüler bilim kitapları... İlgililer için laboratuvar ve enstitülerin bilimi; zira çağımızda ‘üniversite’ bile azdır!
Paylaş