Alman tavrı

ALMAN Parlamentosu’nun ‘soykırım’ tasarısını kabul etmesi hukuki değil siyasi bir tavırdır. Kabul edilen metinde Alman hükümetinin “Türkiye ile Ermenistan arasında uzlaşmaya dönük çabaları teşvik etmesi” isteniyor.

Haberin Devamı

Peki, Türkiye ile Ermenistan arasında “uzlaşma”yı engelleyen nedir?

 

Bunun bir tek sebebi var: Ermenistan’ın askeri kuvvet kullanarak 1992 ve 1993 yıllarında sadece Dağlık Karabağ’ı değil, 7 Azerbaycan vilayetini de işgal etmiş olmasıdır: Laçin, Kelbecer, Ağdam, Fuzuli, Zengilan, Cebrayil ve Gubatlı.

 

1 milyon Azerbaycanlı bu topraklardan sürüldü. Hocalı’da açıkça katliam yapıldı.

 

Türkiye de elbette haklı olarak sınırını işgalci Ermenistan’a kapalı tutuyor.

 

MİNSK GRUBU!

 

Alman Parlamentosu “insani” duygularla hareket etseydi Ermenistan’ın askeri kuvvet kullanarak yaptığı işgalden ve 1 milyon Azeri Türkü’nün yaşadığı tehcirden de bahsetmez miydi?! Üstelik yüzyıl önce değil, bugün hâlâ devam ediyor!

 

Haberin Devamı

Alman parlamentosu yaşanmakta olan bu faciaya gözlerini kapattı!

 

Dahası, Karabağ ve Ermenistan’ın Azeri topraklarını işgali sorununu çözmekle görevli “Minsk Grubu” devletlerinden biri Almanya’dır! Alman Parlamentosu’nun objektif bir insani hassasiyet göstermesinden vazgeçtik, “Minsk misyonu” açısından tasarı metninde bu konuda bir şeyler söylenmesi, Alman Dışişleri Bakanlığı’nın bu yönde girişimde bulunması gerekmez miydi?

 

Hayır... Alman politikacılar yaşanmakta olan faciayı görmezden geldikleri gibi Ermeni soykırımı suçlamasıyla yetinmediler, yüzyıl önce “Asuriler, Süryaniler ve Keldaniler gibi Hıristiyan azınlıkların da soykırıma uğradığına” karar verdiler!

 

Bu hazin tablo Alman tarihinden gelen komplekslerden ve “Hıristiyan Avrupa”nın bilinçaltı duygularından başka nasıl izah edilebilir?

 

HUKUK VE TARİH

 

Haberin Devamı

AİHM, Perinçek davasında Yahudi soykırımı ile Ermenilerin yaşadığı trajedinin hukuken farklı olduğunu çok net olarak karara bağladı. Defalarca yazdığım için bugün ayrıntıya girmiyorum.

 

Tarihen baktığımızda, Almanya’da Yahudiler sadık ve yararlı vatandaşlardı. Almanya’yı işgal eden bir düşman ordusuna katılmamışlardı, hepsi imha edildi!

 

Halbuki Osmanlı parlamentosunda Yargıtay, Sayıştay ve Danıştay gibi Osmanlı kurumlarında Ermeniler makamlarında devam ettiler, kritik olmayan illerdeki Ermeniler de tehcir edilmediler.

 

Evet faciaydı ama asla soykırım değildir.

 

Bu konuda birçok ilmi eser var. Ben sadece iki yabancı tarihçinin dilimize de çevrilmiş olan kitaplarını tavsiye edeceğim: Edward Erickson ve Guenter Lewy.

 

Haberin Devamı

Benim “1914-1915, Felaket Yıllarında Osmanlı ve Ermeniler” adlı kitabımda da konu geniş olarak işlenmiştir.

 

NİYE 2016’DA

 

Alman Parlamentosu böyle bir kararı niye mesela 1915’in yüzüncü yıldönümünde almadı?

 

Türkiye’nin dünyadaki imajının son yıllarda sarsıldığı, basın ve ifade özgürlüğü gibi konularda Batı’nın önem verdiği raporlarda Türkiye’nin sertçe eleştirildiği bilinmektedir. Alman basınındaki yayınlar da böyleydi. Bu zeminin üstüne “mülteci krizi” eklendi...

 

Mülteci meselesinde Türkiye’nin haklı olduğunu belirten Merkel’e bile hücumlar oldu.

 

Çağımızda imaj son derece önemlidir.

 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş dış politika değişikliğinden bahsetti. Başbakan Binalı Yıldırım “dostlarımızı artırmak, düşmanlarımızı azaltmak” gibi çok doğru bir ilkeyi dile getirdi.

 

Haberin Devamı

Süratle imajımızı düzeltecek reform ve davranışları hayata geçirmeli, Türkiye’ye karşı önyargılı olanlara fırsat vermemeliyiz.

 

Alman Parlamentosu’ndaki konuşmalarda “tehditlere boyun eğmeyeceğiz” gibi kavramların kullanılması da dikkat çekicidir. Konuşmalarımız da protestolarımız da mutlaka medeni tarzda olmalıdır.

 

Not: Dış politikada sorunlar yaşayan Türkiye terörle nasıl başa çıkacak? Bu akşam CNN Türk’te saat 21.00’de ‘Eğrisi Doğrusu’ programında diplomat Uluç Özülker ve Doç. Dr. Belgin Şan Akça ile bu konuyu konuşuyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları