Alkışlıyorum

ANAYASA Mahkemesi Avrupa Konseyi tarafından “örnek mahkeme” seçildi.

Haberin Devamı

Avrupa’daki anayasa mahkemelerinin başkan ve üyeleri Strazburg’da bir araya geldiler. Toplantının konusu, “insan hakları ihlallerinin giderilmesinde anayasa mahkemelerinin giderek artan rolü”ydü.
Evet, artık AYM’ler klasik görevleri olan kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemekle yetinmiyor; iktidar tarafından ve yargı tarafından yapılan insan hakları ihlallerini de denetliyorlar. Evrensel hukukun son otuz yılda başardığı hukuki bir devrimdir bu. Türk Anayasa Mahkemesi, bu alandaki kararlarıyla, Avrupa Konseyi tarafından “örnek mahkeme” seçildi. Strazburg’da AİHM Başkanı Costa ve Konsey Başkanı Jagland konuşmalarında Türk Anayasa Mahkemesi’ni övdüler.
Törende Başkan Haşim Kılıç bir konuşma yaptı, AYM üyesi Prof. Zühtü Aslan ve Başraportör Ali Rıza Çoban da konuyla ilgili birer tebliğ sundular.

Haberin Devamı

‘KAMU GÜCÜ’ FAKTÖRÜ

Başkan Haşim Kılıç konuşmasında AYM’lerin yeni temel görevini şöyle tanımlıyor:
“Eşdeğeri olmayan en üstün değer olarak da tanımlanan temel hak ve özgürlükler bugün önemli ölçüde kin ve nefret kültürünün tehdidi altındadır... Kamu gücünü ve imkânlarını kin ve nefretlerinin aracı olarak kullananları sınırlayacak, tarafsız ve bağımsız bir yargı gücünün gerekliliğine olan inancımı belirtmek isterim. Anayasa Mahkemeleri, verecekleri mesaj ve kararlarıyla nefret kültürüne karşı sevgi ve hoşgörü eksenindeki bir iklimi yaşatmak zorundadır...”
Kişinin kişiye veya şirketin kişiye yaptığı haksızlığa karşı gidilecek yol, adliye mahkemeleridir. “Kamu gücü” yani yürütme, yasama veya yargı kişilerin hak ve özgürlüklerini ihlal etmişse, başvurulacak yer, Anayasa Mahkemesi’dir!
Dostum Prof. Burhan Kuzu’nun dikkatine sunmak isterim: Twitter’a karşı dava açılacaksa bunun yeri AYM değildir, adli mahkemelerdir. Başbakan dava açtığında da böyledir.
Ama Twitter’ı yasaklayan iktidara karşı yasağın kalkması için dava açılacaksa, bunun yeri AYM’dir.

Haberin Devamı

HUKUK GÜVENLİĞİ

Kılıç’ın konuşmasında vurguladığı çok önemli bir kavram da “hukuk güvenliği”dir. Kılıç bunu “hak ve özgürlüklerini her türlü endişe ve korkudan arındırılmış, hukuk güvenliğinin teminatı altındaki bir alanda yaşama hakkı” olarak tanımlıyor.
Ne demek bu?
Adil yargılama yapmadan “Seni mahkûm ettim” diyemezsin demektir bu.
“Kanun çıkardım kapattım, emir verdim seni sürgün ettim” diyemezsin.
“Türbanlısın sana kamusal alan yasak” diyemezsin, “Vergi cezasıyla belini bükeceğim” de diyemezsin.“Twitter’ı kapattım” da diyemezsin.
AYM’den, AİHM’den döner.
Bunlara karşı klasik iç yargı yolları uzun sürecekse, iç yargı yolları tüketilmeden de AYM’ye gidilir ve AYM ihlalin kaldırılmasına karar verir!

Haberin Devamı

BU ÇAĞDA HUKUK

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, Twitter’ın kapatılması, Türkiye’nin üstüne “Üçüncü Dünya” gölgesi düşürmüştü... Anayasa Mahkememiz ise, evrensel hukuku uygulayan kararlarıyla demokrasi dünyasında “örnek mahkeme” seçildi, Türkiye’nin yüzünü ağarttı.
Yıllardan beri vesayetçi ve son yıllarda baskıcı kanun ve uygulamalara karşı, özlemini duyduğumuz özgürlükçü içtihatları hayata geçiren Anayasa Mahkememizi elbette alkışlıyorum.
Mesleki ve şahsi itibarına elbette hassasiyet gösteren bütün hâkim ve savcılarımız, bu itibarı Adalet Bakanlığı’nın koridorlarında değil, böyle evrensel hukuk içtihatlarında bulacaklardır.
Böyle bir çağda vatandaşlar olarak bizler “hak arama hürriyeti”nin bilincine varmalıyız.
İktidar da görmelidir ki, sandıktan çıkmak elbette ülkeyi yönetme yetkisi verir, fakat Anayasa ve kanunlarda sınırları çizilmiş olan görev ve yetkileri aşma imkânı vermez.

Yazarın Tüm Yazıları