Paylaş
En çok dikkatimi çeken, dış politika konusunda “Cumhurbaşkanı” imajının kamuoyunda güçlenmiş olmasıdır.
“Dış politikanın yürütülmesinde hangisi aktiftir?” sorusuna “Cumhurbaşkanı” diye cevap verenlerin oranı 2013 yılında yüzde 7.7 idi. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı döneminde 2015 Nisan’ında yapılan araştırmasında bu oran yüzde 41.5’e çıkmış!
Dış politikada hükümet kurumunu
“aktif” görenlerin oranı her iki dönemde de yüzde 25’tir.
Diğerleri “Dışişleri Bakanlığı”nı tekil olarak veya Cumhurbaşkanı ya da hükümetle birlikte “aktif” görenlerdir.
Demek ki, kamuoyunda “güçlü adam” algısı, kurumları aşan bir faktördür.
ÜLKENİN KİMLİĞİ
Bu konudaki veriler şöyle:
Türkiye bir İslam ülkesidir: Bu tanımı yapanların oranı 2013’te yüzde 37 iken, 2015’te yüzde 45.5’e yükselmiş.
Türkiye bir Avrupa ülkesidir: Böyle diyenlerin oranı 2013’te yüzde 24.3’tü, 2015’te hafif bir artışla yüzde 26.4 olmuş.
Türkiye bir Ortadoğu ülkesidir: 2013 yılında yüzde 21.6 olan oran, 2015’te yüzde 20.3 olmuş. Türkiye’nin Akdeniz veya Balkan ülkesi olduğunu söyleyenlerin oranı çok düşük. Bütün bölgelerimizde “İslam ülkesi” tanımı birinci sırada gelmekle beraber, “Avrupa ülkesi” ve “Ortadoğu ülkesi” tanımları bölgelere göre çok değişiyor!
KİMLİK YIRTILMASI
Ülke kimliği konusunda bölgesel veriler şöyle:
“Türkiye İslam ülkesidir” tanımı Orta Anadolu’da yüzde 62, Güneydoğu’da yüzde 56, Ege ve Marmara’da yüzde 40 civarında... Orta Anadolu’da ikinci sırada “Türkiye Avrupa ülkesidir” tanımı geliyor, yüzde 20 civarında. Güneydoğu’da ise “Türkiye Ortadoğu ülkesidir” diyenlerin oranı yüzde 29’a çıkıyor, “Avrupa ülkesidir” diyenlerin oranı yüzde 12’ye düşüyor.
Buna karşılık Ege ve Marmara’da “Türkiye Avrupa ülkesidir” diyenlerin oranı yüzde 32’ye çıkıyor; “Türkiye Ortadoğu ülkesidir” diyenlerin oranı yüzde 19 civarında kalıyor. Bu sonuçlar sadece coğrafi yakınlıkla izah edilemez. Kültürel ve siyasi tercihlerin de rolü önemlidir.
EĞİTİMİN ETKİSİ
İlkokul mezunları arasında Türkiye için “İslam ülkesi” tanımını yapanların oranı yüzde 51 iken, üniversite mezunları arasında bu oran yüzde 39’a iniyor.
“Avrupa ülkesi” tanımı yapanların oranı ise ilkokul mezunları arasında yüzde 24 iken, üniversite mezunları arasında yüzde 28’e çıkıyor.
Bölge ve eğitime göre ortaya çıkan bu farklılaşmaları görünce Huntington’ın “kimliği yırtılmış ülkeler” kavramı aklıma geldi. Böyle ülkelerde farklı eğilimleri keskinleştirmek toplumda hiç beklenmedik “yarılmalar”a yol açabilir... Politikacıların dikkatine!
DOST VE DÜŞMAN
Araştırmada kamuoyunda en büyük dost olarak görülen ülke doğal olarak Azerbaycan.
“Tehdit” olarak görülen ülkeler ise İsrail (yüzde 43), Amerika (yüzde 35) ve Suriye (yüzde 22)...
Ermenistan 2015 yılında yüzde 20 oranında tehdit olarak görülüyor; 2013’te bu oran yüzde 7 idi; belli ki soykırım tartışmaları sebebiyle.
Suriyeli mültecilere belli bir tepki var. “Sayısı ne olursa olsun mülteciler kabul edilmeli” diyenlerin oranı yüzde 21’de kalıyor. Yüzde 51’lik kesim şu veya bu şekilde karşı.
Her şeye rağmen AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 42, NATO üyeliğini gerekli görenlerin oranı yüzde 67.
Araştırma, liderlerin kamuoyu üzerinde çok etkili olduğunu gösteriyor. Bir ölçüde normal fakat bu kadar etkili olmaları toplumuzda kurumlaşmanın yeterli düzeyde olmadığını gösteriyor.
Paylaş