Paylaş
İKTİDAR partisi neden seçimlerde ciddi bir oy kaybına uğramış, biliyor musunuz? Türkiye’nin düşmanları komplo yapmışlar, “milli irade”yi yanıltmışlar da ondan!
İç ve dış “şer odakları” AKP’nin “kutlu yürüyüşüne” karşı tuzak kurmuş. İsrail ve Yahudi lobileri, bütün “dış güçler”i seferber etmiş falan...
Tipik bir zihni cinnet tablosu! Bülent Arınç’ın deyişiyle “kan damlayan kalemler” böyle manşetler atarak, yazıp çizerek göze girmeye çalışıyorlar. Bunlar Türkiye’deki bağımsız medyaya da düşmandır, zihinlerde farklı pencereler açılmasından korkuyorlar. Kara çalarak kapatmak istiyorlar.
Tam bir “Söyletmen, vurun!” zihniyeti!
YAHUDİ LOBİSİ
2002-2010 arasında “dış güçler” ve “dış basın” AKP iktidarını öve öve bitiremiyordu... “Küresel oyuncular” AK Parti’nin yönettiği Türkiye’ye oluk oluk dolar akıtıyordu!
Amerika’daki en güçlü Yahudi lobisi olan Amerikan Yahudi Komitesi (AJC), 28 Ocak 2004’te Başbakan Tayyip Erdoğan onuruna muhteşem bir yemek düzenliyor, ona “Cesaret Ödülü”nü veriyordu; İsrail’le ilişkileri çok geliştirdiği için.
AKP, İsrail Başbakanı Olmert’i Ankara’da ağırlıyordu. O zaman da Gazze işgal altındaydı.
Sonra ilişkiler belli sebeplerle bozuldu, Yahudiler ödülü geri aldı, Erdoğan da ödülü iade ettiğini açıkladı.
Aslında konjonktüre göre siyasette olur böyle şeyler.
Yanlış olan, ezeli ve ebedi Yahudi komplosuyla savaşan kahraman cengâver kurgusudur.
DIŞ GÜÇLER
Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen “dış güçler” iktidara düşmanlık yapıyormuş. AKP’nin oy kaybında dış basının da rolü olmuş...
Peki aynı dış güçler reformlar döneminde AKP’yi ve Erdoğan’ı göklere çıkarmıştı, buna ne diyeceksiniz?!
“Faiz lobisi” o zaman neden Türkiye’ye milyarlarca dolar akıtarak faizi de doları da ucuzlatmıştı?!
Bu komplocu zihin cinnetine en güzel cevabı, 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül vermiştir:
“Dış komploya inanmıyorum. On sene boyunca bizi göklere çıkaranlar şimdi bizi tenkit ediyorsa onları Türkiye düşmanı ilan etmek Üçüncü Dünya söylemidir” (19 Mart 2014)
Abdullah Gül’ün olgun ve vizyon sahibi muhafazakâr bir devlet adamı olduğunu hatırlatmaya ihtiyaç var mı?
PKK VE HDP
HDP ile PKK arasındaki sosyolojik ve siyasi bağı ilk defa bu seçimlerde keşfetmiş gibi bir dil kullanılması da tipik bir zihniyet göstergesidir. HDP’lileri gidin görüşün, mesaj getirip götürün diye Kandil’e gönderen kimdi?...
Abdullah Öcalan’la görüşmeleri için İmralı’ya motor tahsis eden, Öcalan’ın yazıp HDP’lilere verdiği metinlerin yine HDP’liler tarafından Diyarbakır meydanında okunmasını sağlayan kimdi?...
Kanun değiştirerek PKK ile görüşmeleri suç olmaktan çıkaran kimdi?
Elbette AK Parti iktidarı!
Üstelik çözüm sürecinin ilerleyerek silah bırakma sonucuna ulaşması için yapılmıştı bunlar... HDP dün niye gerekliydi de bugün hedef tahtası oldu? HDP’nin kaybedeceği vekillerin iktidar hanesine yazılması için!
AKLIN YOLU
İktidar kendi hatalarından, toplumda yarattığı endişelerden, kibirli ve dışlayıcı tavırlarından dolayı oy kaybetti.
Seçim sonuçlarına kendi hatalarını görmek üzere bakarlarsa, sağduyuya, uzlaşmacı ve rasyonel tavırlara yönelebilirler. Böyle de olmalıdır.
Ama AKP tetikçilerin kafasına uyarsa, hata yapmaya, sorunları ağırlaştırmaya devam eder.
Bu tetikçi zihniyet en büyük zararı Türkiye’ye veriyor; toplumu kutuplaştırıyor, siyasete deli gömleği giydiriyor.
Dahası, toplumda nefret ve coşkuları körükleyerek sağduyuyu ve akılcı düşünceyi boğuyor. Modern rasyonel ve analitik düşünceyle tanışmada iki buçuk asır gecikmiş bir topluma yapılabilecek daha büyük kötülük olabilir mi?
Paylaş