Taha Akyol

Yargının hali

13 Mayıs 2015

DANIŞTAY, kuruluş yıldönümünü bu sene sönük bir törenle geçiştirdi. Hele de basına yasak uygulanması, yüksek bir yargı kurumuna hiç yakışmadı.
Ben şahsen Sayın Başkan Zerrin Güngör’ü kendi sesinden dinlemek, mimiklerini, vurgularını izlemek isterdim. Mümkün olmadı, konuşmasını kâğıttan okudum.
Bir uçtan öbür uca savrulmaktan kurtulamıyoruz. Yürütme ve yasamaya tepeden bakan, irtica çığlıkları atan eski yargı zihniyeti çok şükür aşıldı. Fakat şimdi de yürütme tarafından azarlanan, yasama tarafından “yapboz kanunları” ile hizaya getirilen “uyumlu” bir yargı ortaya çıktı.
Yargı üzerindeki “vesayet” bürokratik olduğu zaman da siyasi olduğu zaman da adaleti katleder!
Ve işte Sayın Bülent Arınç dünkü konuşmasında “Yargıya güven yüzde 20’nin altına indi” diyerek gerçeği ifade etti. Üç gün önce de Sayın Ali Babacan “maalesef” diye vurgulayarak yargıya güvenin “hızla düştüğünü” söylemişti.

YARGIÇTAN BEKLENEN

Yazının Devamını Oku

12 Eylül

12 Mayıs 2015

DARBENİN lideri Org. Kenan Evren öldü. Ölülerinizin arkasından kötü konuşmayın hikmetine inandığım gibi, bugün Evren’e hakaret ederek demokratlık gösterisi yapmayı da doğru bulmam. Darbelerin toplumlarda derin yaralar açtığını da bilirim.
12 Eylül rejimi tarafından 14 ay haksız yere hapishaneye konuldum. Bunun yarısı kötü şöhretiyle bilinen “Mamak Hapishanesi”nde geçti; cehennem gibi bir hapishaneydi... Eşlerimizin önünde aşağılandığımız birçok olay yaşadık. Bu tür acı hatıraları kahraman edasıyla bugün reklam etmeyi de, geçmişe kin duygusuyla bakmayı da doğru bulmam.
Soğukkanlı bakmak ve dersler çıkarmak daha doğrudur.


ÖNCE HUKUK


Merhum Alparslan Türkeş’le MHP yöneticileri olarak tutukluyuz. Bizi yargılayacak hâkimlerin solcu olduğu söyleniyor. Solcuları da sağcı hâkimler yargılayacakmış!

Yazının Devamını Oku

Asıl soru

11 Mayıs 2015

İTALYA müzmin koalisyonlar hastalığından kurtulmak için seçim sistemini değiştirdi; İngiltere’de ise Muhafazakâr Parti bütün anketleri yanıltarak tek başına iktidara geldi.
İngiltere’de ayrılıkçı İskoç Partisi büyük bir seçim zaferi kazandı, fakat AB’nin dışında kalmamak için ayrılmayı zorlamaktan sakınıyor.
AB’nin ‘birleştirici’ etkisi...
Alınacak çok dersler var.

YÖNETEMEYEN DEMOKRASİ

Demokraside iktidarın sağlıklı el değiştirmesi en önemli faktörlerden biridir. 69 yılda 63 hükümet gelip gitmiş!

Yazının Devamını Oku

Babacan ne diyor?

9 Mayıs 2015
TÜRKİYE’de ağırbaşlı, güvenilir ve teknik bilgiyle konuşan çok az sayıdaki politikacılardan biri Ali Babacan’dır.

Bağırıp çağırmaz, sakin ve rasyonel konuşur.
Onun için sözleri önemsenir ve güvenilir bulunur.
Tabii ben de onun konuşmalarını önemserim. Dünkü konuşmasında da iki hayati konuya değindi: Biri yargının itibar kaybı, öbürü siyasette sakin ve rasyonel davranış ihtiyacı.


‘YARGI İTİBAR KAYBETTİ’


Başbakan Yardımcısı Sayın Babacan şöyle diyor: “Maalesef bu 12.5 yıllık dönemde Türkiye birçok alanda ilerledi ama ilerlemediği hatta itibar kaybettiği bir alan var, o da maalesef yargı. Kurumların güven anketlerine ve kamuoyu çalışmalarına bakıldığında güven noktasında yargımız maalesef alt sıralarda çıkıyor. Yine halkımızın memnuniyetini ölçen araştırmalarda da memnuniyet seviyesinin hızla düştüğü bir alan.”

Yazının Devamını Oku

Başkanlık sistemi

8 Mayıs 2015
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, miting meydanlarında hiç başkanlık sisteminden bahsetmiyor.

Doğrusunu yapıyor. Başbakanlığı ortadan kaldıracak bir sistemi başbakanın savunması tutarsızlık olurdu. Akademik zihin tutarsızlığa müsait değildir.
Peki, niye seçim beyannamesine “Kendi elimle yazdım” diyerek koydu? Belli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla istediği için.
Bakanlardan da başkanlık sistemini şevkle savunan birini gördünüz mü?
Başkanlık sistemi Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilen bir konudur, kamuoyunda bir ölçüde etkili olduğu da açık.


ERDOĞAN’IN ETKİSİ


Yazının Devamını Oku

İktidar nereye?

7 Mayıs 2015
MUHALEFET iktidarı eleştirirken ekonomide sıkıntıya girildiğini, baskıcı eğilimlerin arttığını söyleyebilir.

Fakat bilimsel araştırmalar da bunu doğruluyorsa, iktidar partisinin “Niye bu noktaya geldik” diye kafa yorması, 13 yıllık grafiğini gözden geçirmesi gerekmez mi?
Sonunda söyleyeceğimi hemen şimdi söyleyeyim: Denetim ve denge mekanizmalarının zayıf olduğu ülkelerde iktidar süresi uzadıkça güç hırsı artıyor, bu da toplumsal gerilimleri artırıyor...


‘MERKEZ’ ERİYOR


Koç Üniversitesi’nden Prof. Ali Çarkoğlu ve arkadaşlarının “Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri” konulu çalışmasından bahsediyorum. Bu çalışmanın bir önemi de sadece “bugün”ü değil, önceki yılları da içerdiği için “gidişat”ı görmemizi sağlamasıdır: Geneli itibarıyla, 2011 yılına kadar iyileşme, ondan sonra bozulma eğilimi görülüyor.
İlk dikkatimi çeken husus, kutuplaşmanın artması, “merkez”in zayıflamasıdır. Bunun nasıl bir sosyolojik alarm olduğunu iktidar blokunda en iyi anlayacak kişi Başbakan Prof. Davutoğlu’dur.

Yazının Devamını Oku

Guguk

6 Mayıs 2015

YARGITAY Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk geçen cumartesi günlüğüne şunları yazdı:
“Dün akşam haberlerinde tutukluları salıveren asliye ceza mahkemesi yargıçları terör suçlamasıyla tutuklandılar, tutuklanıyorlar.Şaşkınlıklar ve kaygılar içindeyim. Suçlananlar ile yargılayanların izlerinin birbirine karıştığı noktadayız. Türk olmanın kıvancını, böyle bir yargıya sahip toplumun üyesi olmanın utancını birlikte yaşıyorum.Herkes aklını başına toplamalı, yargının nasıl bağımsız ve yansız kılınacağını iyi niyetle düşünmelidir.”Sami Selçuk’un çok değerli bir hukukçu olduğunu belirtmeliyim.

HUKUK SİYASETTEN ÜSTÜNDÜR



Sami Bey’in günlük tuttuğunu, anılarını yazmakta olduğunu öğrenince çok sevindim. Hukuki eserlerinin yanında anıları da hukuk kültürümüze çok değerli bir katkı olacaktır. Yayınlandığında sanırım bazılarının yüzü kızaracak, bazıları onur kazanacaktır.
Şunu da hatırlatayım ki, 28 Şubat yargısı Tayyip Erdoğan’ı haksız yere mahkûm ettiğinde Sami Selçuk “Yargıtay kararı hukuku temelinden yıkmıştır” diyerek kitap yazmış, 28 Şubat hukukuna karşı çıkmıştı.

Yazının Devamını Oku

MHP faktörü

5 Mayıs 2015

İKTİDAR tabanında milliyetçi oyların MHP’ye, muhafazakâr Kürt oyların şu veya bu ölçüde HDP’ye kaydığını gösteren kamuoyu araştırmaları var.
Cumhurbaşkanı’nın miting meydanlarında yürüttüğü kampanyanın da bir yönüyle milliyetçilerin oylarını, öbür yönüyle muhafazakâr Kürtlerin oylarını yeniden partisine çekmeyi amaçladığı belli.
Fakat iktidarın şu veya bu orandaki oy kaybının sebepleri bundan ibaret olmasa gerek. Başta ekonomik sıkıntılar olmak üzere, “otoriterleşme” genel başlığı altında ifade edilen hususların da etkili olduğu inkâr edilemez.



ARAÇSAL DEMOKRASİ!


Yazının Devamını Oku