Taha Akyol

Terörizm

12 Ocak 2016
SULTANAHMET meydanındaki IŞİD barbarlığı gösteriyor ki, terörle mücadele zordur ve Türkiye’yi hatta dünyayı uzun süre meşgul edecektir.

Çünkü beslendiği sosyolojik ve kültürel kaynaklar var. Asıl sorun budur.

IŞİD ve benzerlerini “küresel güçlerin komplosu” gibi görmek onu bir mistisizm bulutu içinde adeta saklamaktadır; halbuki temelinde bulunan ‘sosyoloji’ye bakmak gerekir.
IŞİD’in Türkiye’ye saldırmasındaki sebep hükümetin dış politikasıdır diye düşünmek de bu sosyolojiyi görmemizi engeller. IŞİD, Ortadoğu ile coğrafi ve siyasi hiçbir ilişkisi olmayan Tunus’a da saldırmadı mı? Dış politikamızı eleştirirken rasyonel argümanlara dayanmak gerekir.

GELENEKTEN CİHATÇILIĞA


Yazının Devamını Oku

Hür basın

11 Ocak 2016
ÇALIŞAN Gazeteciler Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kutlama mesajı yayımladı. Şu sözlerinin altını çizdim:

“Haberciler ne kadar özgür olursa, ülkenin demokrasisi de o denli güçlü olur. Fakat basın özgürlüğü hiçbir zaman sorumsuzluk olarak algılanmamalıdır. Aslolan halkın tarafsız ve doğru biçimde haber alabilmesinin sağlanmasıdır.”


Birinci cümleyi alkışlamak gerekir.

Basının “sorumsuz” davranmaması konusuna gelince... Elbette medyaya ve herkese sorumsuz davranışlardan sakınma uyarısı yapılabilir. Fakat bu kamu gücünü ve yargıyı devreye sokarak bir iktidar politikası haline getirildiğinde ciddi gerginlikler ortaya çıkıyor.


Yazının Devamını Oku

‘Soykırım’ kararı

11 Ocak 2016
FRANSIZ Anayasa Konseyi’nin Yahudi soykırımı ile 1915’teki Ermeni olayları hakkında verdiği son karar birkaç bakımdan önemli. 

Evvela herhangi bir olayın “soykırım” sayılması için mahkeme kararı gerektiğini hükme bağlıyor. 


İkincisi, parlamentoların böyle konularda yetkisiz olduğunu belirtiyor, kuvvetler ayrılığı ilkesini güçlendiriyor.

Üçüncüsü, çağımızda içtihatlarla gelişen evrensel hukuka önemli bir örnek teşkil ediyor.

 

OLAYIN PERDE ARKASI

 

Yazının Devamını Oku

Gıpta etmek

8 Ocak 2016
GELİŞMİŞ ülkelerde hukuk sisteminin nasıl işlediğini gördükçe gıpta ediyorum.

Hatta bazen karamsarlık basıyor, biz ne zaman o düzeye ulaşacağız diye.

Dün Fransız Anayasa Konseyi, “Holokost” denilen Yahudi soykırımıyla ilgili bir karar verdi.
Yahudi soykırımını inkâr etmek, birçok ülke gibi Fransa’da da kanunen suç sayılıyor. Bir Fransız bunun iptali için başvurmuş. Gerekçesi şu: AİHM 1915 olaylarının soykırım olmadığını söylemeyi özgürlük saymıştı; “Holokost”un soykırım olmadığını söylemek de özgürlük sayılsın...



YARGI KARARI YOKSA

Yazının Devamını Oku

İran ve Arabistan

7 Ocak 2016
İRAN ve Suudi Arabistan arasındaki jeopolitik çatışma, hem iki mezhep arasındaki ayrılıklardan besleniyor hem bu ayrılıkları büsbütün derinleştiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’ın yaptığı idamları “ülkenin iç işi” olarak niteledi. Bu noktada akla birçok soru gelir:

Böyle ise Mısır’da henüz infaz edilmemiş idamlar ve İran’da infaz edilmiş olan idamlar da bu ülkelerin “iç işleri” değil midir?
Aslında temeldeki sorun, bu ülkelerde “hukuk devleti”nin olmamasıdır. “İdam cezası”nın yanlışlığı bir tarafa, bu üç devletteki idam kararlarının hukuki değil siyasi olduğu besbellidir ve asıl sorun budur.

 

İDAMLARA KARŞI TAVIR

 

Mısır’da idam kararlarını verdirten darbe rejimidir; İran ve Arabistan’da ise “mezhep”

Yazının Devamını Oku

Kültüre hizmet

7 Ocak 2016
ALEVİLİK dahil İslam’ın tarihimizdeki çeşitli sosyal ve kültürel yönleri deyince akla gelen bir numaralı tarihçi, Prof. Ahmet Yaşar Ocak’tır.

Niye bunu yazıyorum? Önceki akşam Türk Kültürüne Hizmet Vakfı tarafından beş değerli isme 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül eliyle ödül verildi: Ahmet Yaşar Ocak, Alev Ebuzziya Siesbye, Ali Akyıldız, Mehmet Genç ve Selçuk Mülayim.

Ocak ile Genç’in diyebilirim ki bütün kitaplarını okudum. Daha önce Mehmet Genç hakkında yazmıştım.
Törende Vakıf Başkanı Şerafettin Yılmaz, vakfın son derece yoğun olan kültür çalışmalarını anlattı. Şimdi 15 cilt tutacak bir “Türk Kültür Envanteri” üzerinde çalışıyorlar. Yürekten kutluyorum tabii.
Abdullah Gül konuşmasında “Devletler ekonomik ve askeri olarak güçlü olabilirler ama neticede onu taçlandıran şey kültür, sanat ve bilim hayatındaki başarılardır” dedi. Türkiye’nin bölgesinde “yumuşak güç” olarak cazibe kazanması için “hukukun üstünlüğü”nü gerçekleştirmesi gerektiğini anlattı.

 

ÇEŞİTLİLİK, ZENGİNLİK

 

Ahmet Yaşar Ocak’ı okuyanlar, bugünkü anlatım kalıplarının aksine tarihimizdeki İslam inanç ve kültür çeşitliliğine hayret edebilirler. Rumeli fethinde büyük rolleri olan “derviş gazi”ler ‘heterodoks’ Müslümanlardı, yani Sünni deyince aklımıza gelenden farklı Müslümanlardı.

Yazının Devamını Oku

Sistem tartışması

5 Ocak 2016
ANAYASA konusunda partilerimizin kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı gibi temel prensiplerde uzlaşmış görünmesi iyi bir başlangıçtır.

Dünyanın her tarafında muhalifler bu ilkelere daha çok önem verir.

 

Çünkü Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Zühtü Arslan’ın “Anayasa Teorisi” adlı kitabında belirttiği gibi, bu ilkeler öncelikle iktidarları sınırlamak içindir.

 

Yerleşmiş demokrasilerde iktidar ve muhalefetin demokrasi anlayışlarında önemli farklar yoktur. AK Parti’nin 2001’deki programında da bu ilkeler vurgulanıyordu.


Madem normal bir şey, iktidar partisinin bu ilkeleri şimdi vurgulaması neden önemli?


Yazının Devamını Oku

Dokunulmazlık

4 Ocak 2016
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Suudi Arabistan dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, bazı HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.

Üslubu, genel bir tavsiyeden öteye, iktidar partisinin bu yönde hareket etmesi tarzındaydı:

 

Meclis’te 160’ı aşkın dosyaları var. Bunlar gözden geçirildiği zaman neyi kapsıyor, masaya yatırılacak ve ona göre adım atılacaktır.”


İktidar partisinde ise bu yönde tespit edilmiş bir politika yoktu.

 

 


Yazının Devamını Oku