Bundan zaten şüphem yoktu, ayrıca o konuşmamızda 2008’i değerlendirirken Çiçek’in boksa da uzak olmadığını anladım. (İyi ki boks maçı yapmadık!)
2008’i değerlendirmesine küresel krizle başlayan ve krizin ABD seçimleriyle aynı döneme gelmesini talihsizlik olarak gören Çiçek, "Çünkü, iyi yönetilen krizin etkisi daha az, süresi de daha kısa olur" dedi.
Şimdi ise Obama yönetiminin dirayetli yaklaşım göstermesi umudunu dillendiren Çiçek, Türkiye’yi konuşurken ilginç yumruk hesabına girdi.
YUMRUK YİYEN BAŞ SERSEMLER
"Türkiye 2008’de istikrar içinde istikrarsızlık yaşadı.Meclis’te istikrar vardı, iktidarda da.Sonra istikrarsızlık oldu" diyen Çiçek, sözü AKP’yi kapatma davasına getirerek devam etti:
"Dava nedeniyle iç ve dış yatırımcı, ’Dur bakalım ne olacak’ dedi.O nedenle davanın açıldığı 14 Mart’tan bittiği 30 Temmuz’a kadar, bütün istikrar göstergelerine rağmen ’dur bakalım’ dönemi yaşandı.Bütün bunlar tam da işadamının yatırım yapacağı sezonda yaşandı."
Çiçek’e göre, bunun sadece faiz kaybı 20 milyar dolar ve hesap da şu:
"Dava öncesi yüzde 15 olan faizler, temmuz-ağustos döneminde yüzde 24’e çıktı.Oysa Temmuz’da 24, Ağustos’ta 19 katrilyon borç ödemesi vardı."
Çiçek bu hesaplamadan sonra şöyle bir ilginç saptamada bulundu:
"Dava bitti.Tam ayaküstü duracak hale geldik, bu kez dış piyasalardan gelen kriz ortaya çıktı.Bir başa iki yumruk yani.Atasözünün gereği bunu söylüyorum.İki yumruk yiyen baş ise sersemler."
Çiçek’in bundan sonrasını da yine yumruk örneğiyle anlattı:
"Başa ilave yumruklar gelmezse bu krizi, daha az zarar, daha fazla başarı ile atlatırız.Ama burada sorumluluk sadece iktidarın değil; işvereniyle işçisiyle tüm sivil toplum örgütlerinin ve muhalefetin de. Demokratik toplum olmanın gereği bu."
Bu noktada Çiçek’e göre, "Batıyoruz, çöküyoruz" demenin, yıkılacak duvarın dibine kimse oturmayacağından, ülkeye bir yararı yok.
9. DALGADA İLGİNÇ RASTLANTI
Çiçek’in AKP kapatma davasını başa yumruk olarak niteleyen bu sözlerini dinlerken, Ergenekon’da yeni bir dalganın yakın olduğunu hiç düşünememiştik.
Malum, Ergenekon davasını, kapatma davasının rövanşı olarak gören çok oldu.
Üstelik, dünkü dalga oldukça yüksekten geldi; önemli görevlerde bulunmuş eski askerler, bürokratlar, yargı mensupları girdabın içine alındı.
Rastlantı ya, yargının en önemli ismi Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın damadının kárlı arsa takası haberleri ardından geldi bu operasyon.
Hani Kılıç’ı AKP; Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ü de Ergenekon yanlısı göstermeye çalışanlar çıkıyor ya.
Şimdi bekleyeceğiz; acaba yargı Haşim Kılıç ve ailesinin Melih Gökçek’le ilişkisini gündeme alır mı; alırsa buradan "başa üçüncü yumruk" gelir mi?
Buradan bir şey çıkar çıkmaz bilemem; ama daha önce de yazdım.
Kılıç’ın, sık sık AKP kadrolarıyla görünmesi, yargı adına kuşku yaratıyor.