Paylaş
İlk sözü, “Hükümete günaydın” demek oldu.
Kılıçdaroğlu, önce, AKP’nin ilk hükümetinin kurulduğu günlerde yayınlanan 3 Ocak 2003 tarihli Acil Eylem Planı’nın 89’uncu sayfasında, “Açlık sınırının altındaki aileler belirlenecek” maddesinin bulunduğunu belirtti, sonra, “Süre olarak ne öngörmüşler biliyor musunuz?” diye sordu, yanıtı da kendi verdi:
“1-3 ay demişler; çok değil canım, anlayacağınız sadece yedi yılcık kadar bir sapmada, unutkanlıkta bulunmuşlar!”
Konuya o günden beri yakınlık duyduğunu, dönemin ilgili bakanı Beşir Atalay’la bunu konuştuğunu, Atalay’ın, “O kadar kolay iş değil” dediğini de anımsatan Kılıçdaroğlu, “O kadar kolay değil kabul; ama bu kadar da beklemeye gerek var mıydı” diye sordu.
AB ÜLKELERİNDE YOK
Kılıçdaroğlu, kendilerinin ise bu çalışmayı yaptıklarını şöyle anlattı:
“Haritayı, kömür ve yeşil kart dağıtım verileri üzerinden çıkardık. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile İstanbul’un varoşları neredeyse aynı ölçülerde ilk sıralarda. En büyük sorun da yardımların mükerrer olmasıdır.”
Kızılay ve belediyeler dahil kamunun 16 kurum eliyle yardım dağıtmasını da ciddi sorun olarak gören Kılıçdaroğlu’nun hükümete şu eleştirileri yöneltti:
“Bu iş böyle olmaz. Sosyal Güvenlik Yasası’nı çıkarırken aile sigortası önerdik, AKP kabul etmedi. Bu da tekel anlamına gelecekti. Oysa hiçbir AB ülkesinde makarna, kömür yardımı yok; aile onurunu koruyan yardımlar var. Bizde ise yoksulluk teşhir ediliyor, insanların taleplerini dilenci gibi dillendirmesi isteniyor. Dinde de bunun yeri yok.”
Kılıçdaroğlu’na göre hükümet mevcut yöntemi “siyasal sömürü için” sürdürüyor; ancak çıkacak yoksulluk haritası ardından bundan vazgeçilmesini umuyor, böyle olursa da sadece sevinç duyacağını söylüyor.
Bu temennisine karşın şu iddiada bulunmayı da sürdürdü:
“Ne yazık ki sanmıyorum böyle olacağını. Büyük ihtimalle haritayı, yardımları daha sağlıklı siyasal çıkar elde etmek için kullanacaklar. Çünkü buna inanıyorlar. Siz de atıf yaptınız yazınızda, memleketim Tunceli örneği önümüzde. Tunceli kömüre, makarnaya teslim olmayan bir kent; ama oraya buzdolabı, çamaşır makinesi, mobilya ile gittiler. Sonuçta da kabul etmeliyiz ki il genel meclisinde birinci parti oldular, amaçlarına ulaştılar.”
BAKKALA, KIRIK PİRİNÇ ALANI SORSUNLAR
Tunceli’deki sonucu demokrasi için tehdit ve tehlike olarak gördüğünü aktaran Kılıçdaroğlu, “Oysa seçim, vatandaş oyunu sorgulayarak kullandığı zaman demokratik olur, sağlıklı sonuç verir” değerlendirmesinde bulundu.
Bütün eleştirilerine karşın çalışmanın yapılmasını önemseyen Kılıçdaroğlu, çalışmayı yapanlara şu ilginç tavsiyede de bulundu:
“Sadece belediyelerinizin, partilerinizin yetkililerine gitmeyin. En iyi araştırma sonucunu varoşlardaki, kırsaldaki mahalle bakkalından, kasabından alırsınız. Çünkü kimin kırık pirinç aradığını onlar bilir. Evine et sokamadığı için onu ikame etsin diye inek memesi arayan ailelerin kimler olduğunu ancak onlar söyler.”
Paylaş