CHP’nin Kürt politikasında sıcak gelişmeler var.CHP’de her yeni politika belirlemede tek etken Deniz Baykal’ın kendisi; ancak Kürt sorununda Kemal Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmelerinin, kurduğu ilişkilerin ve bunları Baykal’a yansıtmasının da rolü olduğu kanısındayım.
Bu çerçevede, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Sezgin Tanrıkulu ve Kürt kökenli sosyolog Prof. Dr. Ahmet Özer’le yapılan temaslar önemsenmeli.
Yeni yaklaşımın artık hızını kesmesi de pek o kadar olası değil.
Bölge medyasından ciddi sayıda görüşme talebi alan Baykal’ın bölgeye gezileri sürecek, bu ay içinde Kars, Ardahan ve Iğdır’a gidilecek.
DAVET YAZISI GELİYOR
Peki, Celal Talabani’nin daveti ile DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’le buluşma olasılığı konusunda ne gibi değişiklik yaşanabilir, bakalım.
Baykal, Talabani’nin davetini çok önemsedi; ancak bunun protokole uygun olması önemliydi; CHP’nin bu duyarlılığı karşı tarafa iletildi.
Irak Devlet Başkanlığı da hızlı hareket etti, resmi davet yazısı yazıldı, yollandı, bugün veya yarın CHP’ye ulaşması bekleniyor.
Çoğumuz unutmuş olabiliriz, bu davet şu açıdan da önemli.
2007 Haziran’ında Sosyalist Enternasyonel’de Baykal, Kuzey Irak yönetiminin terörle mücadelede yetersiz kaldığını sert sözlerle dillendirmişti.
Talabani de bu sözler üzerine toplantıyı terk etmişti.
Şimdi ise Baykal’la buluşma isteği CHP için şu anlama geliyor:
"Baykal’ın terör konusundaki tavrını bilerek yapılan bu davet, teröre bakışta bir değişikliğin, Baykal’ın anlayışına yakınlaşma işareti.Teröre bir karşı duruşun başladığının göstergesi; çünkü davet sahibi, bırakın teröristi, ’Bir kediyi dahi Türkiye’ye teslim etmem’ diyen biri."
Davet ulaştığında Baykal’ın hemen "Evet" diyeceğini sanmıyorum.
Yeni bir durum değerlendirmesi yapılacaktır; ama buluşmanın gerçekleşmeme olasılığının çok düşük olduğunu aktarmalı.
CHP kurmaylarının Talabani tarafına şu mesajı verdiğini de düşünüyorum:
"Irak terör konusunda kalıcı adımlar atarsa, bu ülkenin en iyi dostu CHP olur.Suriye bunun örneğidir.Suriye’nin geldiği nokta, CHP’nin bu ülkeye her konuda destek vermesine neden olmuştur.Ekonomik ilişkiler, su miktarındaki artış, karşılıklı ziyaretlere bakış bunun örnekleri."
"Ta başından beri CHP’nin DTP ile ilişkileri hiç iyi olmadı" desekyeri.
Ancak son gelişmeler karşılıklı bir yumuşamayı yaratmış durumda.
TÜRK BİR ADIM DAHA ATSA
Buradan hareketle, "Talabani’ye gidecek Baykal, Ahmet Türk’le buluşur mu?" sorusu soruluyor, "Evet, olabilir" demek o kadar kolay değil.
Baykal, bu konuda Başbakan Erdoğan gibi şart koşmuş, kendini bağlamış değilse de neden bu kadar titizleniyor, diye sorulabilir.
Birincisi, DEP milletvekillerinin SHP tarafından Meclis’e taşınmasının yarattığı sıkıntı nedeniyle yoğurdu üfleyerek yeme gereği duyuyor gibi.
Bu kaygı sonucu olarak da, "DTP, PKK ile bağlı görünür olmaktan çıkmalı, teröre karşı net tutum almalı. ’İki taraf da silah bıraksın’ söylemi yeterli de değil doğru da değil" anlayışını öne çıkarıyor.
DTP’nin PKK’yı dışlayan bir söyleme gelmesinin zemini ne kadar uygun, ciddi tartışmalı bir konu; ama küçük yeni bir adım çok şey değiştirecek gibi.