Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Şimdi Çin işkencesi zamanı

ANAYASA paketinin son halinde bazı kaygılar giderildi.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) başkan seçimi bakan iradesinden kurula geçti ve Anayasa Mahkemesi’nin atama yetkisi kaldırıldı; Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’ne vatandaştan ve raportörlerden üye seçilmesinin yolu kapatıldı.

Yüksek yargıya üye seçiminde nitelikli çoğunluk aranmamasının ise hâlâ sorun olarak ortada durduğu görülüyor.
Tam da böyle bir ortamda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dolambaçlı yollarla bir raportöre Anayasa Mahkemesi’ne üyelik yolunu açtı.
Ayrıca, Anayasa değişirse diğer üyeler 12 yıl için seçilirken, bu üyenin 23 yıl görevde kalacak olması yeni bir tartışma yaratmaktan öteye gitmedi.
MAYIN TASARISI UNUTULMASIN
TBMM’de Anayasa değişikliği görüşmelerinin başlayacağı bugünlerde alınan bu kararlar muhalefetin direnişini artırmaktan başka anlam taşımayacak.
AKP yönetimi, değişikliğin TBMM’den geçeceği süreyle ilgili hesaplar yapıyor; ama önce muhalefetin direnişinin ne düzeyde olacağını görelim.
Sinirler gerilecek, tam bir Çin işkencesi dönemine girilecek gibi.
Muhtemelen muhalefet, iktidarın takvimini altüst etmeye çalışacak.
Bir Anayasa değişikliği süreci yaşandığını unutmayıp, 8 maddelik Mayın Yasa Tasarısı’nın muhalefetin direnişi nedeniyle tam 40 günde geçtiğini de anımsayalım.
Anayasa değişiklikleri tasarılardan farklı bir prosedüre tabi.
Her madde için, kabinler kurularak gizli oylama yapılacak.
Teklif genel kurulda iki kez görüşülecek, ikinci oylamalarda önergeli maddeler hariç konuşmalar yok; ama önergesiz madde olmayacak gibi.
Hiçbir direniş olmasa dahi ilk turda her bir madde için en az 3 saat koyun.
İntikal maddeleri ile birlikte 30 madde için 90 saat gerekli.
Yoklama talepleri, ara vermeler derken, bunu 120 saate yuvarlayın.
Bunun anlamı, kötü ihtimalle, 10 günü aşkın süreye ihtiyaç var.
Komisyonda büyük direniş olmayacak diyelim ve teklifin gelecek hafta TBMM Genel Kurulu’na indiğini varsayalım.
Ancak halen 17 Nisan’a kadar yasalaşması gereken bir seçim yasası genel kurulda bekliyor, toplam 32 madde; direniş buradan başlarsa ayrı.
REFERANDUM TARTIŞMASI
İktidar maddeler üzerinde önerge verme yollarını muhalefet için kapatmaya çalışacak; ama muhalefet de mutlaka bunun önlemini alacak ve sonuçta her madde için en az 7 önerge gelecek, diyebiliriz.
Bütün bu önergeler tartışılacak, oylanacak, genel kurulun kesintiye uğraması için elden gelen olanak kullanılacak; muhtemelen her gün grup önerisi de gündeme gelecek, üçer saat de buradan kazanılacak.
Başkaca içtüzük olanakları zorlanarak 18 Mayıs’a ulaşmaya çalışılacak.
Böylece referandum, 17 Temmuz’un arkasına sarkıtılmış olacak.
17 Temmuz 2011, genel seçim için son gün olduğundan muhalefet, “Anayasa’nın 79. ve 67. maddelerinin son fıkraları gereği referandum ancak 1 yıl sonra yapılabilir” deyip Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararını bekleyecek; YSK da muhalefetin iddia ettiği gibi bir karar alırsa her hesap altüst olur, referandum genel seçimin arkasına kalır.
YSK, “Yok, referandum başka, seçim başka derse” o zaman iktidar rahatlar.
Yazarın Tüm Yazıları