Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

RİG, Mardin’e de gitsin

AB sürecini hızlandırmak amacıyla, Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde oluşturulan Reform İzleme Grubu’nun (RİG) çalışmalarına, Egemen Bağış’ın başmüzakereci olmasından sonra hız verildi.

Özellikle uygulamada görülen sorunları gidermek üzere kurulan RİG’in geçen haftaki toplantısında, en geç iki ayda bir buluşma kararı alındı.

Uygulamaların yerinden denetlenmesi amacıyla RİG toplantılarının, Ankara dışına taşınması kararı da en az bu kadar önemli bulunmalı.

Görünen o ki ilk ev sahipliği, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e düşecek.

Dört dinin önemli merkezlerinden biri olarak Hatay doğru bir seçim.

GÜL’ÜN YERİNE ERDOĞAN AĞIRLIĞI

RİG, geçmişte AB sürecinde önemli roller üstlendi; ama bu rol Abdullah Gül’ün gücünden de kaynaklanıyordu.

Daha toplantı sürerken Gül, yanındaki bakanlardan birine, "Hadi Sayın Bakan, arayın şu emniyet müdürünü, şu işkence iddiasıyla ilgili soruşturma açtırın", diğerine, "Sayın Bakan, şu azınlık vakfının şu sorunu için ilgili birimle konuşun" talimatı verebiliyor ve bu talimat anında yerine getiriliyordu.

Babacan’ın bu ağırlığı hiç olmadığı için RİG de atıl kaldı.

Şimdi yeniden hareketlendirilen RİG çalışmalarına yeni dönemde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın daha fazla destek olacağı anlaşılıyor.

Örneğin, aylardır AB çevrelerinde yakından izlenen Mardin’de, Süryani vatandaşlarımıza hizmet veren Mor Gabriel Manastırı ile ilgili sorun.

Manastırın, bahçe gibi kullandığı ormanlık alanın elinden alınmasıyla ilgili tartışmada, Erdoğan sorunun çözümü yönünde irade bildirdi.

İlk sonuç da, birkaç gün önce mahkemeden kilise lehine bir karar çıkması oldu.

RİG de böylesi sorunları çözmek için var.

Tam da Başbakan Erdoğan, Mardin’deki bir sorunla ilgili böylesi bir irade kullanmış, farklı dinlerin bir arada yaşadığı bu ilin adı AB çevrelerinde de şaşkınlık yaratan bir katliamla anılmaya başlamışken, RİG’in Ankara dışında toplanacağı ikinci il neden burası olmasın?

DAHA ÇOK PROPAGANDA

Egemen Bağış’la hafta sonu yaptığım görüşmeden de anladığım kadarıyla hükümet, AB sürecini hızlandırmak için sadece RİG kozunu kullanmayacak.

İçeride, muhalefetle AB özelinde temas artırılacak.

Brüksel’e, muhalefetin işe daha çok dahil edildiği anlatılacak.

Ağırlık da son aylardaki icraat ve gelişmelere verilecek.

Bunların bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

TRT Şeş’in yayın hayatına başlaması, KYOTO sözleşmesinin onaylanması, TBMM’de 12 yıldır tartışılan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun kurulması, Názım Hikmet’e vatandaşlık hakkının iadesi, Güneydoğu Anadolu Eylem Planı’na 500 milyon dolar aktarılması, Kürtçe ve Ermenice radyo yayınlarının start alması, 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi, içki vergilerindeki düzenlemeler, Ayasofya içindeki çelik konstrüksiyonun 17 yıl sonra kaldırılmış olması.

Bunlar sonuç yaratır mı göreceğiz; ama toplumun çoğunda AB umudu giderek sönerken, Bağış’ın samimi olarak tersine bir hava soluduğunu söylemeliyim.
Yazarın Tüm Yazıları