Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Muhalefet liderleri de dinlendiyse

ERGENEKON’un sanık ve şüphelileri arasında bürokraside, siyasette, akademi dünyasında önemli görevler ve çalışmalar yapmış isimler de var.

Böyle olunca bunlardan bazılarının, örneğin, muhalefet lideriyle pek çok kez görüşmüş, bilgi alışverişi yapmış olması son derece doğal.

İşte bu olasılıktan hareketle, operasyon kapsamındaki isimlerden dinlediklerim gösteriyor ki, davanın sonunda siyaset, demokrasi ve hukuk temelinde ülkenin gündemine çok ciddi sorunlar gelebilir.

Soruşturma aşamasında, şüphelilerin aylarca dinlendiği ve dinlenenlerin de, onlarla görüşenlerin de bunu bilmediği ortada.

Bir ölçüde, şu an Anayasa Mahkemesi önünde olan ve tartışmalı görülen "dolaylı dinleme" durumu ile karşı karşıyayız, diyebiliriz.

TAPELERDEN SORU ÜRETİLDİYSE

En iyisi, bu tartışmalı durumu somut örnek ve isimlerle açalım.

Velev ki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bu isimlerle defalarca görüştü; ki AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün’ün, "Ergenekon zanlısı ve kaçak olan bazı kişilerle yaptığınız önemli görüşmeler mi sizi tedirgin etmektedir?" dediği malum.

Ergün bunu nasıl öğrendi, görüşmenin önemini nereden biliyor, bir kenara; ama aynı durum MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için de geçerli.

Böyleyse, Baykal’la Bahçeli’nin sözleri aynen kaydedilmiş olmalı.

Bu olur mu, olmaz mı; doğru mu, yanlış mı tartışması ayrı; ama merakımı çeken, (varsa) o kayıtlar önlerine geldiğinde savcıların ne yaptığıdır.

O kayıtlar hemen yok mu edildi, yoksa şüphelilere, "Niye görüştün?", "Bu sözlerle ne demek istedin?" gibisinden sorular mı yöneltildi?

Eğer o konuşmalardan sorular üretilmişse, kimilerinin, "Muhalefet liderlerine çete üyeliği iması yapıldı" sonucunu çıkarması doğal olur.

Muhalefet liderlerinin, hükümetin aleyhinde sert sözler söylemiş olmasını; şüphelilerden belge, bilgi istemesini suç görenler dahi çıkabilir.

Öbür yandan muhalefetin, "Yasal yollu Watergate" suçlaması yapmasına da kimse "haksızlar" diyemez.

TAPELER AYIKLANDIYSA

Dinlediklerim, sorgucularla ilgili şüpheler olduğunu da gösteriyor.

Sanık veya şüphelilerin bir bölümünün AKP yöneticileri veya önemli isimleriyle hiç görüşmediklerini düşünemeyiz.

Peki, tapelerde bu konuşmalar var mı, yok mu; yoksa ne diyeceğiz?

Abdüllatif Şener’in de sanık veya şüphelilerin AKP’yle ilgili sözlerinin gündeme hiç gelmemesine dikkat çektiğini düşününce, savcıların önüne ayıklanmış tapeler konduğu kuşkusuna düşülmesi çok normal karşılanmalı.

Belki savcıların da böyle bir tespiti olmuştur; ancak dava sürecinde bazıları çıkar da, "Tapelerde şu kişiyle konuşmam niye yok?", "Tapelerde bir cemaatle ilgili sözler çıkarılmış", "Sorguculardan birilerinin şu cemaatle bağı var" türünden sözler ederse ben şaşırmayacağım.

Bakın yukarıdan beri darbe, cinayet, bombalama peşinde olmakla itham edilenlerden söz etmiyoruz; konumuz yasal, demokratik muhalefet.

O nedenle, bu davadan temizlenmiş bir devlet çıkarsa ne mutluluk; ama bir Watergate skandalı, bir McCarthy dalgası çıkarsa görün gümbürtüyü.

"Bunlar da olabilir" diye düşünüyorsanız, "En zor iş bu davanın savcılığını üstlenenlerde; Allah kolaylık versin" dileğini onlardan esirgemeyin.
Yazarın Tüm Yazıları