BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan ve AKP’nin, gelecek seçimdeki ilk hedefinin, MHP’yi mümkünse baraj altına itmek olacağı anlaşılıyor.
Bunu, daha mütevazı bir ifadeyle, referandumda MHP’den geldiği öngörülen ‘Evet’ oylarını AKP’ye kanalize etme, orada tutma çabası diye de okuyabiliriz. Çünkü, TBMM’de 367’yi geçmenin en kolay yolunun bu olduğu varsayılıyor. İktidar ve başta medya olmak üzere, iktidarı destekleyen tüm çevrelerin bu amaçla yoğun çaba içine gireceği daha şimdiden görülüyor. Amacın gerçekleşmesi için AKP’nin neler yapabileceği, MHP’nin bunlara ne karşılıklar vereceği merak edildiğinden biraz açmaya çalışalım. BAHÇELİ’YE GOL ATMA Referandumda yaşadığımız gibi ilk planda, MHP’nin yine, Devlet Bahçeli ile sorunu olan ülkücüler üzerinden vurulması olacak. Başbakan Erdoğan’ın, Bahçeli ile kanlı bıçaklı hale gelmiş, yakında MHP’den ihraç kararı alınması beklenen Ramiz Ongun’la, referandumdan bir hafta önce Adana’da yaptığı görüşmenin içeriği bu planın parçası diye görülüyor. O görüşmede bir pazarlık falan söz konusu değil, ama Ongun’un, çerçevesi aşağı yukarı şu şekilde çizebileceğimiz sözlerine ‘dikkat’ deniyor: “Sayın Başbakan, bu ülkede solcular ve PKK’lılar devleti yıkmaktan yargılanıp birer kez idam cezası aldığı gerekçesiyle cezaevlerinden çıkarılırdı. Ülkücüler ise birden çok idam cezası aldı diye, içeride tutuldu. Ülkücülere büyük haksızlık bu, adaletsizlik. Bahçeli, Rahşan affı da dahil tüm yasal düzenlemelerde bu sorunu çözmedi. Bu adaletsizliği yok etmeniz ülkücü camiamıza en büyük saygı olur. Sizden tek isteğim budur.” Erdoğan’ın ise ‘Bilmiyordum’ dediği bu durumu anlayışla karşıladığı, çözüm için çalışma yaptırma işareti verdiği bilgisini birkaç kanaldan teyit ettim. Anlayacağınız, az sayıda ülkücüyü ilgilendirse de sorun çözülürse, alanlarda Bahçeli’ye karşı psikolojik dozu çok yüksek bir koz ele geçirilmiş olunacak. Ancak, MHP’nin içinde olduğu koalisyon döneminde, sorunu aşmak için epey çaba gösterilmesine rağmen hukuki sıkıntıların aşılamadığını anımsatalım. Bahçeli’ye muhalif ülkücülerin AKP’den aday gösterilmesi, böylesi isimlerin iktidara destek veren medyada sık sık boy göstermesi ise sıradan beklenti. MHP ARMUT MU TOPLAYACAK Peki, iktidarın bu planları MHP’de bilinmiyor mu, bir önlem alınacak mı? MHP, bu stratejiyi görmüş, özel bir çalışma grubu oluşturmuş dahi. Bahçeli’nin küskünlere yaptığı ‘Dönün’ çağrısı bu çerçevede görülüyor. 28 Ocak’taki katılım töreninde çok sayıda küskün ve ülkücü camiada saygı gören akademisyenin MHP’ye katılacak olması da bu nedenle önemseniyor. Koray Aydın, Ümit Özdağ, Azmi Karamahmutoğlu gibi isimlerin MHP’ye dönüşüne dikkat çeken MHP kurmayları, “Bu isimlerden sadece biri dahi, Ongun’un yaratmak istediği tahribatı yok eder” iddiasında bulundular. Aday listelerinde, ‘MHP’nin kimseye borcu kalmadı’ teziyle bazı isimlerle yollar ayrılırken, çok sayıda yeni isim öne çıkarılacak. ‘Camiada saygın ve sadık bilinme’ kriterleri adaylıkta ilk sıraya çekilecek. Hazirandaki seçim hayati önemde görüldüğü için hem seçim bildirgesini ilk açıklayan parti olunacak, hem de yola tez zamanda çıkılacak. İlginç bir not da Gülen Cemaati ile ilgili, cemaate yakın medyada çıkan tüm haberler tarandı, “MHP’ye bakışları düşmanca” sonucu çıkarıldı ve Gülen’e doğrudan Bahçeli’nin ağzından net, açık, köprüleri yakan bir mesaj iletildi.