Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Kürtçe de söyledik BDP anlamadı

CUMA günü Diyarbakır Milletvekili olan Tarım Bakanı Mehdi Eker ile bu ile gittik; şehit Zülküf Akoy’un Ergani’nin Ziyarek Köyü’nde bir dağın tepesindeki mezarlığa defnedilmesine tanık olduk.

Haberin Devamı

Bu Kürt köyünü saran acıyı anlatmak da, şehit olanla ona kurşun sıkan katilin arasındaki çelişkiyi görmemek de mümkün değil.

İki gün önce de Mardin’de şehit Salih Albayrak’ı toprağa veren Eker ile dönüş yolunda, artan terörü, bölgenin buna bakışını konuştuk.

Eker, daha başından, Ulu Cami çevresine uğrayıp vatandaşla konuşarak doğru sonuçlara ulaşmanın mümkün olmadığına özel bir vurgu yaptı.“Türkiye’nin en siyasi kenti Diyarbakır. En çok da propaganda yapmak isteyenler konuşuyor. Dışarıdan gelen de Ulu Cami çevresine gidiyor. Bunu bilen örgütün, propaganda elamanları da orada hazır bekliyor” dedi.

HEDEF REFERANDUM

Evindeki Diyarbakırlının makul bir bakışa sahip olduğunu, terörden bıktığını anlatan Eker’e göre, terördeki artış referandum süreci ile de ilgili.

“BDP Anayasa değişikliğinde yanlış yaptı” diyen Eker şöyle konuştu:

“Partileri 8 kez kapatılan bir gruptan ne beklersin? Bu 9’uncu kez olmasın, demelerini. Ama gelip oy vermediler. Oylama sırasında bir milletvekilleriyle konuştum. Tam bir değişiklik istediklerini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay da yanımızda. Kürtçe konuştum, dedim ki; ‘Bak, Kürtçede güzel bir söz var, insanın gözünün ağrıması, kör olmasından daha iyidir, diye. İkinci bir söz daha var; büyük taşa yönelmek, taş atmamanın göstergesi, diye.’ Ertuğrul Bey, ne dediğimi sordu, ona da çevirdim. Kürtçe de söylesek, anlatamadık bu arkadaşlara. Sonra bölgeye gittiler. Tabanları ve demokrasiden yana seçmen bunu anlayamadı, onlar da anlatamadı. Sonra birdenbire terör arttı; ilginç tesadüf değil mi?”

Referandum ve parti kapatma tartışmasının böylece kesildiği kanısında olan Eker, yaşananlara örgüt gözüyle bakanların sürekli ipe un serdiğini; oysa haklı taleplerin karşılandığını vurgulayarak şu iki örneği verdi: 

Kürtçe öğrenimi için kurslar açıldı, talep gelmeyince kapatıldı. Yok efendim, devlet bu kursların yüzde elli masrafını karşılamalıymış. 

TRT 3’te 3 gün birkaç saat Kürtçe yayın başlatıldı. Bu adımı küçümsediler. Şimdi 24 saat yayın var. Yine tatmin olmadılar. Çünkü istedikleri Roj TV.

KÜRTÇE SESLENDİK HALK ANLADI

PKK’nın kendi propagandasını yapmadığı için TRT Şeş’e savaş açtığını; orada programa çıkan sanatçıları tehdit ettiğini anımsatan Eker şöyle devam etti:

“Çünkü, bir istismar yok edildi. Halk TRT Şeş’i izliyor. Her türlü program var. Bu yayınlar Kürtçenin gelişimine katkı sağlıyor. Vatandaş görüyor bunu; ona Kürtçe seslenildiğinde anlıyor seni. İşte PKK’nın istemediği bu.”

Eker, TRT Şeş’in öneminde ısrarlı, bunu şu sözlerle de destekledi:

“Bize, Sovyetler Birliği döneminde yıllarca, ‘Bakın Erivan radyosunda Kürtçe yayın var. Bu yanını yapanlar sizinle aynı dinden değil, aynı dili konuşmuyor.

Üstelik dövüp buralardan kovduğunuz insanlar. Onlar dahi size sizin dilinizle sesleniyor, sizin ülkeniz bunu yapmıyor’ diye propaganda yaptılar. Örgüt, bu en etkili silahın elinden alınmasını kabul edemedi. Onların aradığı, istediği vatandaşını anlamayan, ona kötü davranan devlet.”

Yazarın Tüm Yazıları