KÜRESEL kriz dünyanı kasıp kavurur, Türkiye’yi teğet geçip geçmediği tartışılırken Tarım Bakanı Mehdi Eker’le tam aksi bir konuşma yaptık.
Bakanlık kampusu içindeki küçük lokantada yemek yiyip sohbetimizi ederken, kendisinden, "Krizin tarım sektörüne olumlu etkileri oldu.İstihdamda daralma olmadı, aksine istihdamı içeride tutma çabaları var" demesini hiç beklemiyordum.
Büyük alışveriş merkezlerindeki, dükkán sahipleri, "Kapatır giderim" tehdidini savururken, aynı merkezlerde, yanı başlarındaki kafelerde, restoranlarda boş masa bulmanın hálá zor olduğunu hepimiz gözlemliyoruz.
Eker’in, "İnsan her halükárda yemek-içmek zorunda olduğundan bu sektörde talep esnekliği düşük.Tarımın diğer sektörlere göre ilk büyük avantajı burası" sözleri, masaların doluluğunu açıklayan basit gerçek.
TARIM STRATEJİK OLDU
Ancak Eker’e göre tarımı, kriz karşısında güçlü kılan başka gerekçeler de var ve bunlar şu üç başlık altında toplanabilir:
- Son yıllarda, tarımın stratejik önemi daha iyi anlaşıldı. Enerji tarımından daha çok söz edilip, daha çok yatırım yapılıyor. Diğer kaynaklar sınırlı olduğundan fosil yatırımları öne çıktı, insan hayatına biyoyakıt girdi.
- Küresel ısınma, mevcut üretim alanlarını son derece değerli kıldı.
- Geçen yılki gıda krizi, dünyaya, gıda güvenliğinin önemini gösterdi.
Bunların yanı sıra Anadolu’nun şu özgün avantajından da söz etti Eker:
"Dünyada yaklaşık 11 bin endemik bitki türü olduğu varsayılıyor. Anadolu’dakiler 3 bin 500’den fazla. Bütün Avrupa’da bu rakamın 2 bin 400’de kalması Anadolu’nun kıymetini daha iyi anlatıyor."
DIŞ YATIRIM TALEPLERİ
Yakın çevremizde sadece Ortadoğu’da 24 milyar dolarlık gıda ithalatı yapıldığına dikkat çeken Eker, bunu da Türkiye için avantaj görüyor.
Tarım yatırımlarının artmaya başladığını söyleyen, "O nedenle de gözlerini Türkiye’ye diken çok" diyen Eker şu örnekleri verdi:
"Bahreynli bir grupla görüştük; 3 milyar dolarlık iyi niyet protokolü imzaladık.Beş ayrı Suudi bakanla pek çok Suudi işadamı grubu geldi."
Eker, son bir iki yıl içinde, yerli işadamları arasında da sektöre ilk kez girenlerin sayının arttığını da şu örneklerle anlattı:
"Ali Karacan geldi, organik tarım yapmak istiyor. Akrobay şirketinin Foça’da kurduğu sera tesislerine gittim geçenlerde. Yeni işler yapıyorlar. Çok gelişmiş teknikler uyguluyorlar; yaş sebze meyve, çekirdeksiz karpuz üretimi gibi farklılıklar peşindeler."
Eker, bu ilginin nedenini ise "Çünkü sektöre giren işadamları, ’Tarımda kazandığımı diğer sektörlerde kazanamıyorum’ diyor" sözleriyle açıkladı.
Peki, tarım sektörünün hep sorunlu olduğu kanısı nereden kaynaklanıyor?
Eker’e, göre bunun nedeni de şu:
"Tarım sektöründe sorun çiftçi değil, kırsal aladaki yoksul köylü.Çiftçi destekle iyi bir noktaya gelmiş, diyebiliriz.1 milyon 100 çiftçiye 7 milyar YTL zirai kredi dağıtıldı.Geri dönüş oranı yüzde 97’nin üzerinde.Bu da işlerin iyi gittiğinin göstergesidir.Ama tarım alanı az, hayvanı sınırlı olan köylüye ne kadar destek verirsen ver, kendisine yetmiyor.Tarım sektörünün olumsuz görüntüsü buradan kaynaklanıyor."