BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde sık sık kadrolaşma konusunda açıklamalar yapıyor, kendi parti tabanına mesajlar veriyor.
Bütün bu çabalarına karşın hatalı örnekler basında sergilendikçe de, önceki gün AKP il başkanlarına söylediği gibi ‘‘çileden çıkıyor’’.
Erdoğan'ın sözlerinden yola çıkıldığında, bazı atamaların Başbakan'ın bilgisi ve denetimi dışında yapıldığı izlenimi doğuyor.
Gerçekten öyle mi? Bunu kestirebilmek zor.
Ancak atamalarla ile ilgili çıkışlarının, daha çok Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i hedef aldığını söyleyebilmek mümkün.
Çünkü Sezer, AKP hükümetinin bürokrat atamaları konusunda son derece titiz. Bu nedenle de yüzlerce kararnameyi ya tuttu, ya da iade etti.
AKP de Sezer'in bu tavrına karşılık verince Çankaya Köşkü ile hükümet arasında belirgin bir çatışma çıkıyor.
HAVADA KALAN MESAJLAR
Çatışmayı, somut ve onlarca benzeri bulunan örneklerden sadece biri üzerinden anlatmak gerekirse tablo şu:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilli Güler, seçim öncesinde AKP'nin AR-GE biriminin başındaydı. Bakan olunca orada, kamuda da görevi olmasına rağmen kendisiyle çalışan Refahyol döneminin Başbakanlık İdari Mali İşler Daire Başkanı Gökhan Yazıcı'yı yanına aldı.
Güler, Yazıcı'yı müsteşar yardımcısı atamak üzere bir kararname hazırlayıp Köşk'e gönderdi.
Köşk, kendi araştırmalarından Yazıcı ile ilgili olumlu sonuca ulaşmadı ve ‘‘Atama yönetmeliğine uygun değil’’ diyerek kararnameyi iade etti.
Bakan Güler, yönetmeliği değiştirip kararnameyi aynen yeniledi.
Sezer, kararnameyi 45 gün beklettikten sonra ikinci iadeyi de yaptı. Çünkü asıl gerekçe, devletin temel değerleriyle ilgili anlayışta gizliydi.
BAKAN'IN MİSİLLEMESİ
Sezer'in bu mesajına Bakan yanıtı da bir hayli keskin oldu.
Güler, bu kez Yazıcı'yı Müsteşar Yardımcılığı'na ‘‘vekaleten’’ atadı.
Bununla da yetinmedi; Yazıcı'ya bakanlığın can damarları olan TPAO, BOTAŞ, TEAŞ, TEDAŞ, EÜİAŞ, TEİAŞ ve Elektrik İşleri Genel Müdürlüğü'nü de bağladı.
Yazıcı'nın bize yaptığı değerlendirme ise kendisine dönük itirazın kaynağını başka yerlerde aradığını gösteriyor:
‘‘Bu bakanlıkta büyük rant var. Ben para konusunda çok hassas biriyim. Milletin parası söz konusuysa, kimseyi tanımam. Menfaati tıkanacak olanlar bize engelleme yapmış olabilir. Rantlarının önüne geçeceğimiz düşünülmüştür.’’
UZUN KOLLU CEKETLER
Sezer ile AKP arasındaki bu atama savaşı devam edecek gibi.
Ama atamaları yakından izleyenlerin bir uyarı, bir de soruları var.
Uyarı, AKP'lilere ve bürokratlara ‘‘Eski partisine hizmet edene hakkımı helal etmem’’ diyen Başbakan Erdoğan'a...
‘‘Sözünü ettiğiniz partilerden biri de Saadet Partisi ise ortada helal edilmeyecek bir şey yok demektir. Çünkü SP'nin AKP'lilere ihtiyacı yok. SP yöneticileri bakanların, bürokratların yanına kapı çalmadan giriyor, her işlerini bir güzel de çözüyorlar ki AKP'nin vekilleri neredeyse çatlıyor!’’
Soru ise biraz garip karşılanacak cinsten, ama şöyle.
‘‘AKP'nin atadığı çoğu bürokratın badem bıyıklı olması tamam da, giydikleri ceketlerin kolları acaba neden parmaklara kadar iniyor?’’