Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Kongre sahnesinin mesajı

AHMET Hakan dünkü yazısında, AKP kongresinde, sahne ile verilen mesajı anlamadığını; hafiften totaliter bir yapı izlenimi edindiğini yazdı.

Haberin Devamı

Ahmet Hakan, bu sözleriyle sahneye yerleştirilen Genel Merkez maketini kastediyorsa kendisine şöyle yardımcı olabilirim.


Bence mesaj, Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz gecesi Genel Merkez’de yaptığı ‘balkon konuşmasına’ sadık. Kongre konuşması da onun devamıdır.

Binayı oraya taşıyamazdık, maketi arkaya koyma yoluna gittik”
diye okunmalı.


Konuşmanın içeriğindeki hoşgörü, demokrasi, herkesi kucaklayan yönetim anlayışı vurguları; “Biz Birlikte Türkiye’yiz” sloganı da bunun göstergeleri.


Verilmek istenen mesaj bu da; 22 Temmuz sonrasına şöyle bir göz gezdirip, o konuşma ile sonrasında yapılanları kıyaslarsak herkes çok farklı sonuçlar çıkaracaktır; o nedenle cumartesi günkü kongredeki sözlerden çok, bundan sonra yapılacaklara bakılmasını öneririm.

Haberin Devamı

BÜLENT ABİ DAHİ YAPAMAZSA

Ahmet Hakan, konuşmacı kürsüsünün Kongre Başkanlık Divanı’nın üzerine konmasından hareketle “totaliter” sözcüğünü kullanıyorsa, haklı olabilir.


Hangi demokratik partinin genel başkanı, halkı temsil eden, partinin en üst organı olan kongrenin üstündeymiş gibi bir görüntü vermiştir bilmiyorum; ama bu üçüncü kongredir ki iktidar partisinde tablo aynı.


Belki de o nedenle kongrede genel başkan dışında kimse konuşmadı.


Aslında tam bu noktada, demokrasi, hoşgörü, farklılık, dobra dobra konuşma dendiğinde hep öne çıkan Divan Başkanı Bülent Arınç’ın kulağını çınlatmalı.


Malum gündemde, “Mali Rapor” ile “Açılım Raporu” okunması, “Dilek ve temenni” maddeleri de vardı; bu maddeler üzerinde söz alınabilirdi.


Arınç
, her üç maddenin gereğini yaptırdıktan sonra, “Söz isteyen var mı?” diye sordu; neredeyse nefes dahi almadan arkasından da yapıştırdı: “YOK.”

Oysa; hiç değilse birkaç saniye beklese, hatta; “Ya arkadaşlar, bin 363 kişiyiz, tekinizin dahi söyleyecek tek lafı yok mu?” dercesine sorusunu yineleseydi doğru bir ağabeylik, güzel bir demokrasi gösterisi yapmış olmaz mıydı?


Ama işte, konuşmacı kürsüsü yukarıda durdukça Arınç bunu yapamaz; Arınç bu cesareti göstermedikçe bırakın genel başkanlığa, liste dışından MKYK’ya dahi aday olacak tek bir babayiğit de bulamayız; ancak, “Tek millet, tek aday, tek liste” diye biraz daha yazar dururuz.

Haberin Devamı

CEZAEVİ YERİNE KÜTÜPHANEYE

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Öcalan’a yeniden yargılanma tartışmasıyla ilgili perşembe günkü yazım için şöyle bir değerlendirme yaptı:

“Bakanlar Kurulu’ndan geçen son düzenleme yeniden yargılama tartışmasını bir kez daha sona erdirdi. İyi anlatmışsın; ama bir ilave yapayım. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de tartışmaya o zaman nokta koydu. Komite, AİHM’nin aldığı o kişiyle ilgili, ‘Adil yargılama ihlali’ kararı için, ‘Türkiye, gereğini yaptı’ dedi. Çünkü sorun hukuki tüm yollar açılarak çözüldü. Tesadüfe bakın ki, Komite bu kararı alır almaz, bu kez, ‘Zehirlendi’ diye yaygara kopardılar. Hemen üstüne gittik, onu da boşa çıkardık.”

Haberin Devamı


Çiçek
, Bakanlar Kurulu’ndan geçen düzenlemenin diğer maddelerine de dikkat çekti, bunların Türkiye’nin AİHM’deki yükünü azaltacağını söyledi.


Gerçekten de polise taş atan çocuklara, cezaevi yerine, “Hadi kitap okumaya” diyerek kütüphanenin yolunu gösteren “ceza”yı getirecek madde ile insan kaçakçılığında “Suç, teşebbüs aşamasında kalsa dahi, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur” maddesine dikkat çekmek isterim. 

Yazarın Tüm Yazıları