Paylaş
Böyle düşünenlerin gerekçeleri neye dayanıyor bilemiyorum; ama kendilerine Kılıçdaroğlu’nun bir gezisine katılmalarını öneririm.
Yine onlara göre, Kılıçdaroğlu’nun ülke sorunlarına çözümü yok.
Farz edin bu da doğru; ama yine diyorum ki, gidin bu gezilere, bakın bakalım, sadece “Sizin Kemalinizim” diyen, konuşmasında gazetecilerin başlık veya yeni sözler bulmakta oldukça zorlandığı bir siyasi, ortada seçim ya da referandum yokken nasıl oluyor da meydanları dolduruyor?
Bazı illerdeki ilgiyi mezhepsel, etnik nedene bağlayanlar da çıkmıştı.
Bu nedenle Trabzon ve Giresun gezileri ayrı bir özellik taşıyordu.
BAŞI KAPALIYA GANDİ SELAMI
Başbakan Erdoğan Trabzon’a, yerel seçimin ardından 15 gün önce gelmiş.
Yerel gazeteci arkadaşlarımıza göre Kılıçdaroğlu, katılımda Erdoğan’ın birinci mitingine çok yaklaştı, ikincisini ise aştı.
Giresun’daki tablo ise Trabzon’dakinden daha çarpıcıydı.
İlçelerden geçilirken, zaman zaman kalabalık nedeniyle otobüsün üstüne çıkıp kısa konuşmalar yapma gereği doğdu, durmaksızın geçilen yerlerde ise yol kenardaki halkla selamlaşmanın sıcaklığı ve heyecanı dikkat çekiciydi.
Kılıçdaroğlu, başı kapalı kadınlarla temasa özel önem veriyor; dikkat ettim, kalabalık arasında özellikle onlara yöneliyor, tokalaşıyor, sohbet ediyor.
Hareket halinde ise bakışını bu kadınlar üzerine yöneltiyor, teması kurunca da iki elini başının altında Gandi tarzı birleştirerek selam veriyor.
Başı açık kadınlar ise heyecanlarını, kendisine umut bağladıklarını her fırsatta gösteriyor; tokalaşmak, fotoğraf çektirmek, ‘çak yapmak’ için erkekler kadar çaba harcıyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı ardından CHP’ye üye olanların sayısında belirgin bir artıştan söz ediliyor; ama konuştuğum her yerel CHP yöneticisi, yeni üyelerin yüzde 50’den fazlasının kadın olduğuna vurgu yaptılar.
3.5 KİLO VERMİŞ
Bu gezide Kılıçdaroğlu’na yönelik tepkisel bir tek hareket görmedik.
Oy vermeyeceği belli olan seçmen de gayet saygılı; ya hareketsiz izlemede kalıyor ya da başı ile selamlamayı yeterli buluyor.
Kılıçdaroğlu, vatandaşın arasında otobüsün içiyle tüm bağını kesiyor, kulağını kapatıyor; seslenenleri duymuyor, arkada neler oluyor hiç bakmıyor. Şehrin sonuna geldiğinde dahi, emin olmak için birileri var mı diye sürekli etrafı gözlüyor, tek kişi de görse hemen onunla temas kurmaya çalışıyor.
En büyük morali de partililerine vermiş; 40 günde, İstanbul ve Ankara hariç, 12 ile gitmiş ve bu tempoyu sürdürecek çünkü örgütten talep yağıyor.
Gittiği illerde güzergâh üzerindeki hemen hemen her ilçeye girmiş, miting yapmasa dahi ana caddelerde dolaşıp, halkın arasına karışmış, el sallamış.
Yorgunluk ve beslenme düzensizliği sonucu 3.5 kilo kaybetmiş; şimdi buna önlem alınmaya çalışılıyor, heyette kim doktorsa görev de ona yüklenmiş.
‘Çak’ yapanların sert vuruşları da sağ elini zorlamaya başlamış.
Gördüğüm; halk ciddi bir kredi açmış, vahim (küçüklerini geçin) bir hata yapılmadığı sürece de bu kredi seçime kadar sürecek gibi.
Paylaş