Paylaş
Biraz geçmişe yönelik bilgi vererek başlamakta yarar var, diye düşünüyorum.
Kaynağımın şerhi üzerine o ilk haberde, bir madde için “Hassasiyet nedeniyle yazmadık” ibaresi vardı; ancak 29 Kasım 2004’te Hürriyet’in manşetine çıkan yazımda, MGSB’de değişikliğe gidileceğinden, konuya yeniden girdim.
Maddenin, “mezhep ayrımcılığına müsaade edilmemesi”, “kimliğe hürmet”, “kimlik nedeniyle ayrışmaya yol açmama”, “kimlik nedeniyle hüküm vermeme”, “kimlik nedeniyle bir kavgaya yol açmama” ibareleriyle kaleme alındığını açıkladım; çünkü zaman içinde Türkiye’de çok şey değişmiş, maddenin atıf yaptığı Alevilik üzerinde devlet, devrimsel adımlar atmış; cumhurbaşkanı, başbakan düzeyinde cemevi ziyaretleri gerçekleşmişti.
Sanırım 24 Ekim 2005’te MGK’da onaylanan belgede bu ifadeler korundu.
OKUMASI SIKICI BİR BELGE
27 Aralık 2004 günü sürmanşet olan yazımda da, “2001’de üzerinde küçük değişikliklerle yetinilen belgede, bu kez önemli yenilikler olacak” dedim.
Yunanistan’ın 82 yıl sonra tehdit sıralamasında ilk kez alta ineceğini, “çatışma olasılığı var” ifadesi yerine, “bazı sorunlar sürmekte” denileceğini, tepeye Şahap füzeleri nedeniyle İran’ın çıkacağını; iç tehditte ise bölücü ve irticai akımların birlikte yine ilk sırayı koruyacağını, “ırkçı milliyetçiliğin” liste dışı kalacağını yazdım; hepsi de böyle oldu.
AKP hükümeti de 20 Mart 2006 günü belgeyi bu haliyle yürürlüğe koydu. Belgede 2008’de yapılan küçük değişiklikleri ise o yıl 24 Aralık’ta yazdım.
Bunların anlamını biraz açmalı; çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, pazar günü belgeyle ilgili “iç düşman, tehdit” diye gelen yarı yanlış soruya, “Belgenin bütünü tüyler ürpertici” yanıtını vermesine çok şaşırdım.
Bir kere biline ki belgede, “iç düşman” diye bir ifade yok, “iç tehdit” var.
Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan ve altı bakanın yer aldığı MGK’da onaylanan belge, kesinlikle ürkütücü olamaz, olsa olsa okuması çok sıkıcı bulunabilir.
AYRINTI İKTİDAR KADROLARINDAN
Peki; hani çabuk fark edilsin diye kapağı kırmızı, en fazla da 80-100 sayfaya ulaşan, sanılandan daha çok sayıda bürokratın rahatlıkla ulaşabildiği MGSB kitapçığı nasıl kaleme alınıyor; yaklaşık ifadelerle şu örneği vereyim:
“Yunanistan’la ana sorunlar; ‘kıta sahanlığı sınırı’, ‘hava sahası’, ‘adaların gayri askeri statüsü’, ‘kara suları’ başlıkları altında toplanıyor. Yunanistan bu konularda fırsat kollamakta. Başarılı olması halinde ülkemizin Ege’den açık denizlere açılımı kapanabilir. Türkiye, bunu önlemek için askeri olanları da dahil her önlemi alır.”
Önlemler ise buraya yazılmaz; onları kurumlar belirler, kendi MGSB’ne yazar.
Anlayacağınız; ürkütücü ifadeler varsa, bunlar ilgili kurumların belgelerinde olabileceğinden, acaba Erdoğan, örneğin Balyoz planını böyle mi görüyor?
Cumhurbaşkanı Gül de açıkladı, önceki gün konuştuğum Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de söyledi; bu tür belgeler hemen hemen her ülkede var.
Zaman zaman günün gerekleri, iktidarın bakışı doğrultusunda değiştirildiğine göre de belgeye daha sağduyulu, daha sağlıklı yaklaşmakta yarar var.
Paylaş