CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, askerin sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlayan düzenlemeyle ilgili önemli bir karar arifesinde bulunurken, özellikle dış politika ve AB konusundaki gelişmeleri sıcağı sıcağına takip etmekten de geri durmuyor.
Dünya diplomasisinin şu sıralar gözü, bu ay içinde açıklanması beklenen "Obama’nın Ortadoğu Planı" diyebileceğimiz ABD’nin önerileri üzerinde.
ABD’nin İsrail’e, "İki devleti kabul et, yeni yerleşim yeri açma"; Filistin’e, "Aranızdaki anlaşmazlıkları giderin, İsrail’i kabul edin"; Arap ülkelerine, "İsrail’e karşı artık bir-iki ufak adım atın.Ticari heyetler gidip gelsin, ticari ürün taşıyan uçaklar inip kalksın" demesi bekleniyor.
BEKLE GÖR, GÖREV GELİYOR
Türkiye’nin Ortadoğu’ya ilgisi ve Gül’ün, "Türkiye, bölgedeki en önemli oyuncu, en güvenilir ülke, bunu kaybetmemek gerek" diye özetleyebileceğimiz görüşü çerçevesinde ABD planını, Köşk’ün ilgi alanı dışında düşünemeyiz.
Çünkü, plan sonrası Türkiye, bölgede yine önemli görevler üstlenebilir.
Örneğin, kesilmiş olan Suriye-İsrail görüşmelerinin yeniden başlamasına kesin gözüyle bakılabilir.
O noktada Suriye ile ilişkisini daha güçlendirmiş, İsrail’le ise "One minute" çıkışı sonrası beklenenden düşük bir gerginlik yaşamış Türkiye dışında hangi ülke etkin rol alabilir?
Planın İran ayağı da Türkiye’yi önemli oyuncu yapabilir.
O nedenle Gül, İran’la ilgili hassas bir çizgi izlemeye çalıştı, İran’daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimi ardından her fırsatta, Batılı ülkelere, "Aman İran’ın içişlerine karışıldığını gösteren bir izlenim yaratılmasın" mesajı iletti.
İHMAL EDİLMEYEN GÖREVLER
Gül’ün, AB konusuna yakın ilgisini anımsatmaya gerek dahi yok; ama merak ettim, Cumhurbaşkanı Honduras’taki darbeyle ilgilendi mi?
Köşk’teki günlük değerlendirme toplantılarında konunun masaya hiç getirilmediğini, Gül’ün de tek soru sormadığını belirtmeliyim.
Oysa Honduras’ta darbe yapıldığı günlerde Türkiye’de gündem, darbe tartışmalarına da neden olan "İrtica Eylem Planı" iddiaları etrafında dönüyordu.
Gül’ün, Honduras’la ilgili gelişmeleri televizyon ve gazetelerden izlediği ise kesin; peki neden gündemine almamış olabilir?
İki neden düşünebiliriz: Türkiye, Honduras’la en ufak kıyaslamaya tabi tutulamaz ve en yakın çalışma arkadaşlarıyla dahi böylesi hassas günlerde darbe üzerine konuşmanın hiçbir doğru ve pratik yanı olamaz.
Gül’ün gözünde, dost ve yakın ülkelerdeki muhataplarıyla ikili insani ilişkileri dahi Honduras’taki gelişmelerden daha önemli.
Bu çerçevede, her yurtdışı gezisi dönüşü, bu ülkeleri ilgilendiren durumlar varsa, onların devlet başkanlarını bilgilendirmeler ihmal edilmiyor.
Ayrıca bazı ülkelerde, devlet başkanlarının özel günleri önemli.
Örneğin, Orta Asya ülkelerinde doğum günleri.
Bu tür görevler hiç atlanmıyor, bugün de telefon başına geçilip Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in doğum günü kutlanacak, Türkiye’ye davet edilecek.