Paylaş
Bu soruyu Baykal’a, o sözleri ettiği grup toplantısından hemen sonra, “Şimdi soracaklar, bununla millete ne demek istediniz, diye?” şeklinde ilk yönelten İstanbul Milletvekili İlhan Kesici oldu; ben de deşmeye çalıştım.
Dün, tepkilerin ışığında soruyu Baykal’a bir kez daha yönelttim.
Eş üzerinden siyaset yapmanın sakıncalarını anlatıp, bu yolu kapatmaya çalıştığını madde madde yeniden dile getirdi.
BEN OLSAYDIM EŞİM GATA’YA GİDERDİ
Baykal, ilk maddesini, “Durup dururken konuyu ilk gündeme getiren sensin. Manşetler atılırken de sesin çıkmadı; çünkü oradan mağduriyet çıkarmak istedin” diye dile getirdi, sonrakiler ise şöyle sıraladı:
Sık sık eşini gündeme getirirsen bunun üzerinden söz söyleyenler olur.
Sen başbakansın; ama eşine böyle bir şey yapılmış ve vakur bir şekilde sineye çekmişsin. Üç yıl sonra kendiliğinden gündeme getiriyorsun. Ne yapacaktıysan o gün yapmalıydın. Yapmadıysan anılarında yazarsın.
Bak arkadaş; ben olsam hemen o gün arardım Genelkurmay Başkanı’nı, koyardım tavrımı. ‘Ne münasebet, böyle şey olur mu, verin talimatı, eşim oraya gidecek’ derdim. Böyle yapsaydın emin ol, eşin GATA’ya o gün giderdi. Çünkü anlaşılan bu komuta kademesinin bir talimatı değil, oradaki görevlilerin, doktorların kararı. Yok o gün bunu yapma, 3 yıl sonra siyasi rant için çık konuş. Olmaz bu.
Bakın eş, çocuk üzerinden konuşmayı sevmem, istemem. Fransa örneğini de o nedenle verdim. GATA’da da susmuşsun, Fransa’da da. Eğer Fransa’yı söylemiyorsan, GATA’yı da konuşma. İkisinin de gereğini yapmamışsın.
İKTİDAR GİDİYOR
Şimdi Fransa konusunda da yalan yanlış savunmalara girme, bak CHP, oraya eşsiz gittiğini Başbakanlık’tan daha iyi biliyor.
Dönemin Türkiye büyükelçisi beni doğruluyor. O gün de söyledim, bu işler açık açık söylenerek olmaz ki; diplomatik üslupla olur, öyle de olmuş.
Tekrarlıyorum; Fransa konusuna siyasi malzeme olarak bakmıyorum, kullanmam da. Sadece, yeter artık, eş üzerinden konuşmayı bitir diyorum. Baykal maddeleri bitirince, “Ama Başbakan gereğini yapmış zaten” dedim.
“Hayır öyle değil” itirazıyla şunları dedi: “O gün değil, daha sonra konuşmuş Genelkurmay Başkanı ile. Ne zaman konuşmuş? Anladığım Dolmabahçe’de konuşmuş. Geç değil mi? Buna da hadi neyse desek dahi madem orada mutabakat vardı değil mi? Ee şimdi niye açıyor? Açarken, ‘Uzatmayın, buradan buraya geldik’ de demiyor.” Baykal’ın dün arkadaşlarına, “Halk Başbakan’ın medyası nedeniyle olayı böyle bilmiyor. Gidin her yere bunu böyle anlatın” talimatı verdiği de biline. Dünkü sohbetimizde Baykal, Başbakan’ın hırçınlaştığını savundu.
“Çünkü; dikkatini çekerim, iktidarın gitmekte” dedi.
Son anketlerde oy dağılımının AKP yüzde 30.2, CHP yüzde 26.8, MHP yüzde 19, BTP yüzde 7 çıktığını anlatan Baykal, bu sonuçları şöyle yorumladı:
“Seçime 1.5 yıl var. Bu süreyi iyi değerlendirirsek farkı rahat kapatır, birinci parti oluruz. Seçim sisteminin birinciye sağladığı avantajlar da malum; 80-100 milletvekili ekstradan geliyor. Korkunun, telaşın, paniğin nedeni bu.”
Paylaş